Pazar, Temmuz 31, 2011

Strikeforce: Hendo'ya şapka çıkaracaksınız şapka! Meisha Tate en seksi şampiyon! Tim Kennedy 'kansporu' dedi!

Strikeforce bu kadar iyi bir sezon geçirirken nasıl olur da ZUFFA'ya satar kendini hala inanamıyorum... Evet, neyse, yine BOMBA gibi bir Strikeforce event'i geride kaldı...

DAN HENDERSON: Gerçek Kaptan Amerika!
Kansporu anketimize katılan 270 kişinin %70'i Fedor kazanır demişti
Hemen baştan söyleyeyim, bence hakem maçı erken durdurmadı. Hendo'nun attığı yumruktan sonra Fedor tamamen hareketsiz bir şekilde yere yığıldı. Bunu gerek Fedor'un bacaklarından, gerek yüzünden görebilirsiniz. Hendo, yerde yatan Fedor'un kafasına 2 yumruk daha indirdi. İkinci yumruk inerken hakem Herb Dean maçı durdurmaya karar verdi ve tam o sırada da Fedor uyandı. Bence hem Herb Dean doğru zamanlama yaptı, hem de zaten Fedor zaten oradan o maçı çeviremezdi diye düşünüyorum...
Fedor'u bayıltan yumruk gelmek üzere
Dan Henderson, MMA tarihinin gelmiş geçmiş en iyilerinden biri olduğunu artık cümle aleme ispatladı! UFC Hall of Fame'e adının yazılması an meselesi...
40 yaşında muhteşem kemer koleksiyonunun (RINGS, PRIDE, UFC, ve Strikeforce) yanına efsane bir de süper-maç galibiyeti ekleyerek Strikeforce'la kontratındaki son maçını da tamamlamış oldu. Şimdi hem Strikeforce'a, hem UFC'ye karşı bütün kozlar onun elinde. 40 yaşında olmasına rağmen ona büyük paralar kazandıracak yeni bir kontratı garantiledi. UFC mi olur, Strikeforce mu olur kestirmek güç. Ancak Hendo hem maçtan önce, hem maçtan sonra Strikeforce'la devam etmek istediğini yineledi.
BAMMA ve Bellator söylentileri de var ama ben bunların pek olası olduğunu düşünmüyorum.
Eğer UFC'ye giderse Jon Jones bilmecesini çözebilir mi? Bu haftanın sorusu bence bu olacak. Kansporu takipçilerinden Caner Öztürk'e göre Hendo'nun herkese ters gelen grekoromen tarzı Jones'a da büyük problem yaratabilir... (Ama ben öncesinde Rampage yok etsin istiyorum şu Jones köpeğini)

Fedor için ise söylenecek söz bulmakta zorlanıyorum. Onun MMA tarihindeki yeri asla değişmeyecek. Ama bir yandan da sanki bir rüyadan uyanmışız gibi hissetmeden edemiyorum. Henderson karşısında Fedor'u izlerken sadece yaşlandığı için eski performansından uzak bir dövüşçü izlemedik. Bence her zamanki şevk ve ateşle dövüşüyordu Fedor. Çeviklikse çeviklik, güçse güç gösterdi bize... Ancak stili o kadar umursamaz bir sokak dövüşçüsüne benziyordu ki, ne kadar kısa bir zamanda çağın ne kadar gerisinde kaldığını haykırıyordu adeta...
Bu arada  Fedor daha emekli olmayı düşünmediğini açıkladı! Maçtan sonra 'Allah bilir' diyen Fedor, MMAFighting'in haberine göre 'daha şevkimi kaybetmedim' demiş. Belki Werdum'la bir rövanş ilgi çekici olabilir...  
Maçın son anları... Bence Herb Dean maçı bitirmekte haksız değildi.

Meisha Tate ve Marloes Coenen... ikisi de çok güzel!
Tate zaferini kutluyor
Marloes Coenen vs. Meisha Tate, bayan MMA'i adına muhteşem bir maç oldu. İki yetenekli ve güzel kadın MMA'i temsil etmek adına önemli bir mihenk taşı koymuş oldular. Kesinlikle iki dövüşçü de "kız gibi" dövüşmedi. İkisi de sporculukları ve yürekleriyle saygı duydurdular! Ancak tıpkı Lesnar vs. Carwin gibi hem Tate'i kutlamak lazım, hem de aslında iyi olan tarafın Coenen olduğunu kabul etmek lazım diye düşünüyorum. Coenen çok geçmeden tekrar bu kemeri alacaktır... Yalnız şunu da unutmamak lazım, bir ara maç içinde Strikeforce spikerinin de söylediği gibi; "iki dövüşçü de çok iyi, ancak bu alemde sadece tek bir Cyborg Santos var!" ... Onun dışında Coenen'i mi daha seksi buluyorum yoksa Tate'i mi karar veremedim. İkisinin de farklı bi çekiciliği var. Ve ikisi de beni rahat döver.
Tate ve Coenen'in maç sonrasındaki açıklamalarını izlemek için: http://aol.it/orP95w

Tim Kennedy, Robbie Lawler'ı kanıyla boğdu
Eski yeşil bere (bildiğiniz Rambo!) Tim Kennedy muhteşem güreş kabiliyetiyle olay yaratmaya devam ediyor. İzlerken beni heycanlandıran nadir güreşçilerden biri olan Kennedy'nin ilk raundda Lawler'i yere almak için üst üste saldırması bence bütün gecenin en iyi anıydı. İlk iki raundu almasına rağmen 3. raundu çıkaramayacak gibi gözüken Kennedy, son raundu akıl almaz bir şekilde pasif geçiren Lawler karşısında haklı bir galibiyete imza attı. Lawler'ın son raundda neden pasif olduğuna dair gerçekten hiçbir fikrim yok... Nefesi yetmedi herhalde... Şimdi Kennedy, Jacare Souza ile bir rövanş maçı çok istiyor ve istediğini de alacak gibi.

Paul Daley'nin omoplata'sı!
Paul Daley bu maçı kaybetmiş olsa da son dakikada yaptığı omoplata (omuz kilidi) ile hayranlarının gözünde yepyeni bir yere gelmiş oldu. Ayakta dövüşen MMA'cilerin en iyi ve en inatçılarından biri olan bir dövüşçüden böylesine bir yer oyunu hareketi görmek çok enteresandı. Daley omoplata'yı tam olarak sonlandıramadı ama yine de zararı yok, doğru yolda olduğunu gösterdi. Maçın galibi Tyron Woodley ise güreşte çok yetenekli ve çok güçlü olduğunu kanıtladı, ama Woodley'nin hiç bir maçını heyecanla bekleyeciğimi sanmıyorum.

Scott Smith için ise söylenecek pek bir şey yok. Çok iyi bir striker (vuruşçu) ama modern MMA'de nesli tükenen bir tip dövüşçü malesef. Bir sitede okuduğum bir yorumda 'Smith bu kiloda değil bir üst siklette dövüşmeli, bu siklete inmek için kilo vermek Smith'i yoruyor' diyodu. Ama bence bir üst siklette de Smith'in başına gelecekler farklı olmayacaktır. Son iki maçında olduğu nakavtlar üzerine bu maçta yediği darbeler Smith'in sağlığı açısından iyi olamaz. Comeback King (geridönüş kralı) olmasının çok ağır bir faturasını ödünüyor. Kaçınılmaz olarak... Maçın galibi Saffiedine de ayakta dövüş tekniğiyle etkileyici olmasına rağmen son 30 saniye kaçarak karizmasını ayaklar altına aldı.
Bu arada daha bir maç önce hafif-ağırsiklet kemerinin sahibi olan JZ Cavalcante'nin undercard'da olmasına da bir anlam veremedim...

--- Bu arada maçı Pazar günü download edip, hiç sonuçlarına bakmadan Kansporu'ndan Galip Dursun ve Corvos'tan Ahmet Budak ile birlikte izledik. Diğer arkadaşlarımız Armağan, Elif ve Nil'le de birlikte İstanbul'daki nadir toplu MMA izleme keyiflerinden birine nail olmuş oldum. Elif ve Nil'in Tim Kennedy'nin kan banyosu dakikalarındaki suratları görmeye değerdi!

Perşembe, Temmuz 28, 2011

Christiano Ronaldo ve Cain Velasquez

Christiano Ronaldo'nun bugüne kadar hiç UFC maçı izlememiş olduğuna inanamıyorum doğrusu. Aşağıdaki videoda da Cane'e "Bu spor sadece Amerika'da var sanıyodum, Avrupada'da var mı?" diye soruyor. Sonra da çocuklarından bahsediyorlar. Gerisi geyik... Middleeasy'deki yorumlara göre Cane'in İspanyolca'sı çok kötüymüş bu arada...

Çarşamba, Temmuz 27, 2011

Soyu tükenmek üzere olan 2 yıldızın savaşı bu haftasonu! Fedor vs. Hendo

Bu haftasonu UFC'nin parıltılı dünyasından biraz uzakta, çok duygusal bambaşka bir maçı bekliyoruz heyecanla...
Artık bir onuru kalmamış, ölmesi için günleri sayılmakta olan öksüz bir organizasyon; Strikeforce...
2 sene öncesine kadar Süpermen mi Terminatör mü diye merak edilen ama artık geçmiş başarıları sorgulanmaya başlanmış bir dev; Fedor...
ve PRIDE döneminin zirveden kopmamayı başarabilmiş tek ismi olsa da, artık bir daha UFC'de izlememiz için artık bir mucize diyebileceğimiz Dan 'The Hollywood' Henderson....

Evet... Artık nefesler tutuldu, maçı bekliyoruz... Maçtan bir hafta önce otelde koridorda karşılaşmış olan ikilinin çektirdiği fotoğrafla başbaşa bırakıyoruz sizleri...

Önemli Not: Lütfen Pazar günü buraya maçı izleyip maçla ilgili sonuç yazmayın. Maçı indirebileceğimiz linkleri bekliyoruz!

Pazar, Temmuz 24, 2011

Türkçe MMA terminolojisine dair...

Arkadaşlarımızdan Galip Dursun'un Türkçe MMA terminolojisiyle ilgili yazdığı yorumu hepinizle paylaşmak istedim:

Arkadaşlar, bu "fight-card", "slugfest", "body shot", "jab", "rakibin striking'ine saygı duyarak dövüşmek" fln... bu laflar o güzel, donanımlı, ilgili-araştırmacı-bilgili anlatımlarınızda o kadar kötü, o kadar özenti ve yapay duruyor ki anlatamam. Yani araya sıkışmış iki kelime ile bilgi dolu paragrafları gözden düşürüyorsunuz bence. 

"Alçak-tekme" yerine "lowkick" diyeni yakarım lan!

Rica ediyorum Türkçe'de bu kelimelerin çoğunun karşılığı varken (rakibin darbe / vuruş yeteneğine-bilgisine göre temkinli davranmak- hafife almamak, vücuda-gövdeye darbe, direkt yumruklar, yere indirme, yere yapıştırma, dövüşçü eşleşmesi vs.) ya da Türkçeleştirilmeleri mümkünken diğerlerini kullanmamaya çalışın / çalışalım.

Tabii ki bazı kelimeler (raund, boks, direkt vb.) yerleşmiş olabilir. Fakat bu kelimeler çok daha evvelden gelip yerlerini oturtmuş şeyler. Onlar da rahatsızlık verici ama daha fazlasını ekleyip anlaşılmaz bir hale çevirmeyelim konuşmalarımızı.

MMA daha yeni. Özellikle Türkiye'de insanlar ya canilerin hoşuna giden bir vahşet sporu ya da zengin çocuklarının yeni eğlencesi gözüyle bakıyorlar bu spora. Çok az insan uygulayıcı olarak yaymaya çalışırken hele ki ortada felsefesinden bahseden donanımlı kişiler yokken bir de biz böyle karma, özensiz bir dil ile daha fazla kötülemeyelim bu sporu.  - teşekkürler. 


Galip, bildiğiniz gibi Kansporu olarak daha ilk günden beri özenle üstünde durduğumuz bir konuya değinmiş. Ancak yine bildiğiniz gibi bütün çabalarıma rağmen benim de tercüme etmekte çok zorlandığım kelimeler oluyor. Mesela ben özellikle "event", "jab", "slugfest" ve "submission" kelimlerini Türkçe'ye çevirmekten vazgeçtim. Hatta "Submission teriminin Türkçesi" için sitede anket yapmaya kadar götürdüm işi. Kansporu artık 2.5 senedir internette Türkçe MMA'in portalı durumuna gelmiş olduğu için burdaki terminolojinin çok önemli olduğuna (ve olacağına) inanıyorum. Bu konuda hepinizden destek, yorum ve katkılarınızı bekliyoruz...

Not: Londra'da çıktığım bir muay-thai maçı esnasında köşemden İngiliz koç bana "lowkick lowkick!" diye bağırarak sesini duyurmaya çalışıyormuş. Bakmış ben duymuyorum, yine köşemde yanındaki Alpagu Sayar'a dönmüş "What's lowkick in Turkish? Shout him in Turkish!" demiş. Alpagu da bir an kalakalmış ve lowkick diye bağırmaya başlamış o da...
Bu hayatın içinden hikayemizin ana fikrinde de görüldüğü gibi, dilin yaşayan bir unsur olduğunu da unutmamalı ve kullanışlılık faktörünü de göz önünde tutmalıyız.

Cumartesi, Temmuz 23, 2011

Nate Marquardt BAMMA ile imzaladı

Dünyanın en iyi ortasikletlerinden Nate 'The Great' Marquardt, bir süredir devam eden Bellator söylentilerinin aksine, herkesi ters köşeye yatırarak İngiliz BAMMA ile imzaladı.

Geçen ay tartışmalı bir doping skandalı yüzünden UFC'den uzaklaştırılan Marquardt, 2005 yılında da yine doping ile ilgili bir sebepten dolayı 5 ay ceza almıştı. Suçlamaları reddetmeyen Marquardt olayın doping değil, hatalı bir diyet olduğunu iddia ediyor. Marquardt, BAMMA'yı seçmesindeki esas neden olarak da BAMMA'nın yaptığı özel doping testlerini göstererek "hayranlarıma kendimi kanıtlamak istiyorum" diyor.
(kaynak: http://usat.ly/oyGT1y)

Amerika'da TV yayını bulunmayan BAMMA'nın elinde Marquardt'ın kalitesine uzaktan yakından yaklaşabilecek bir başka MMA'ci daha bulunmuyor.

Not: BAMMA'da yerde dirsek darbeleri de yasak.
http://en.wikipedia.org/wiki/BAMMA

Cuma, Temmuz 22, 2011

Türkiye'de bir Türk'ün dövüştüğü ilk MMA maçı

Kickboksçu Tayfun Aktoz
Radyo programımızın 2. bölümünde (dinlemek için tıkla) Türkiye'de bir Türk'ün dövüştüğü ilk MMA maçı olarak Murat Kazgan'ın maçından bahsetmiştik. Ancak programı dinleyen arkadaşlarımızdan gelen bilgilendirmeler doğrultusunda daha öncesinde bir başka Türk'ün maçı daha olduğunu öğrendik.

24 Nisan 2010 tarihinde K-1 WGP Selection Ring Masters Olympia event'inde Tayfun Aktoz ve Azeri rakibi Shahtiyar Abbasov karşılaşması Türkiye'de bir Türk'ün dövüştüğü ilk MMA maçı olarak geçiyor. Sherdog'da kaydı bulunmayan maçın galibi ilk raundda armbar ile Shahtiyar Abbasov olmuş. (Bazı kaynaklarda 'Shahtiyar', bazı kaynaklarda 'Shahriyar' diye geçiyor)

Tabi bundan önce MMA olarak değerlendirebileceğimiz (hatta düpedüz Vale Tudo bile diyebileceğimiz) ATV'deki Tatemi programını da unutmamak lazım : ) ... Şaka bir yana kural kısıtlamaları getirilmeden önceki ilk (veya ilk iki) Tatemi programındaki maçlar kesinlikle ciddi (ilkel ama meşru) MMA maçları olarak değerlendirilmelidirler diye düşünüyorum.

Cuma, Temmuz 22, 2011

Bu dandik UFC egzersiz simülasyonu (Türkiye'de de) çıktı!

Geçen gün Arda'yla D&R'da görüp de bu da neymiş diye merak ettiğimiz UFC egzersiz simülasyonu bugün Middleeasy'de haber olarak çıktı.
Wii gibi biraz dandik birşey gibi geldi bana ama biryandan da Cain Velasquez'le çalışma tribi fln eğlenceli görünmüyor değil. Deneyen varsa yorumlarını bekleriz.

Çarşamba, Temmuz 20, 2011

Fedor Yimiylyenilka'ymış meğerse...

Fedor'un isminin orjinal telefazzu yıllarca tartışıldı... Ama meğerse hiçbirimiz doğru bilmiyormuşuz... Sonunda gerçek teleffuz bir rus spor giyim markasının reklamında su yüzüne çıktı: Fyedor Yimiylyenilka!
(42. saniye'de)

Salı, Temmuz 19, 2011

Radyo Kansporu 2. bölüm - Strikeforce GP, UFC Versus4, UFC 132, Caferağa'da Fightcode

Biraz uzatmalı da olsa kısa bir aradan sonra Arda K ile birlikte 2. bölüm ile karşınızdayız:
http://www.mixcloud.com/Kansporu/kansporu-radio-episode-2/

02.20 Strikeforce Grand Prix
04.35 Şaklaban Bob Sapp
08.55 Bayan MMA'e darbe
10.25 Josh Barnett
14.40 Werdum vs. Overeem
17.12 SON DAKIKA! - Overeem yok!
19.40 Strikeforce Challengers
20.22 UFC Versus4
30.57 Wacken 2008
31.50 UFC 132
37.54 Tito Ortiz
40.02 James Toney
44.46 CroCop, Sonnen, Leben
46.34 Cruz vs. Faber II
48.37 FightCode, ve Murat Kazgan
51.55 Emre Birincibayraktar
52.51 Kemayo vs. Karalıoglu
53.38 Sultanov degil Abazov
54.38 Kazgan vs. Agakishiyev
56.57 Dream, Mousasi, M1 ve Guram!
64.19 Haye vs. Klitschko
68.58 MMA Puanlama Sistemi, Yeni Buçuklu Sistem ve Compustrike
71.45 Kansporu Mens Health'te
72.32 Kansporu'na yazar arıyoruz!

*Düzeltme: Türkiye'de bir Türk'ün dövüştüğü ilk MMA maçı 24 Nisan 2010 tarihinde Tayfun Aktoz ve Azeri rakibi Shahtiyar Abbasov arasında K-1 WGP Selection Ring Masters Olympia event'inde gerçekleşmiştir. Sherdog'da kaydı bulunmayan maçın galibi ilk raundda armbar ile Shahtiyar Abbasov olmuştur. (Bazı kaynaklarda 'Shahtiyar', bazı kaynaklarda 'Shahriyar' diye geçiyor)

Salı, Temmuz 19, 2011

Overeem Strikeforce GP'de yok!

Bu sabah adeta 2 sene önceki Josh Barnett ve Affliction fiyaskosu haberleriyle uyandığımız güne geri döndük (veya Strikeforce'un UFC tarafından satın alındığı haberinin patladığı sabah - zaten son 4-5 senedir UFC dışındaki organizasyonların yokoluşu haberlerine artık alışmadık mı zaten.. PRIDE'dan başlayarak!).

Neyse lafı uzatmaya gerek yok; Overeem Strikeforce turnuvasından çekilmiş! Yerine Cormier denen o herif geçmiş (adamın maçını hatırlamıyorum bile ne yalan söylim)... Olay bugüne kadar gördüğümüz benzer olaylardan pek farklı değil zaten. Ya Dana White kompleks yaptı yine (bu arada Dana'nın annesinin otobiyografik bir kitap yazıp Dana'ya fena (çok fena) giydirdiğini biliyor muydunuz? Daha yenilerde oldu bu), ya da Overeem Klitschko fln saçmaladı, Bigfoot'tan korktu. Yani.. Strikeforce'un bu olayı buraya kadar getirebilmesine bile şaşırıyorum aslında düşününce. Bu gemi ne zaman devrilcek diye bekliyoruz zaten hepimiz turnuva ilk açıklandığı günden beri, yalan mı? Keşke böyle olmasaydı tabi. Ama olsun, yine de Joshmetal vs. Bigfoot finali çok çok çok mega mega mega bir maç olacak!!

Not: Bence Cormier yerine Werdum devam etmeliydi turnuvaya.

Cumartesi, Temmuz 16, 2011

Joe Rogan ve Mike Goldberg ilk defa UFC'de!

Joe Rogan ilk defa UFC 12'de (7 Şubat 1997)


Mike Goldberg ilk defa UFC 16'da (13 Mart 1998)

Cumartesi, Temmuz 16, 2011

James Toney, Ken Shamrock maçına hazırlanırken gym'den kovuldu

2003'te Evander Hollyfield'i deviren, 2001'de Will Smith'in ''ALİ'' filminde Jow Frazier'ı canlandıran James Toney'in MMA dünyasındaki maskaralığı sürüyor...

Ekim ayında Ken Shamrock'la özel kurallar altında bir maça çıkacak olan Toney, hazırlandığı gym'den bir müşteriyi rahatsız ettiği için kovulmuş! Gym yetkilileri olayla ilgili daha fazla bilgi vermekten kaçındıkları için bildiklerimiz bu kadarla sınırlı malesef.

Not:
Bu arada Toney'nin Randy'e yenildikten sonra çıktığı boks maçını kazanıp IBA ağırsiklet kemerini kazandığını biliyo muydunuz?

Cuma, Temmuz 15, 2011

Kısa Kısa...

- Tito Ortiz vs. Rashad Evans 6 Ağustos'ta UFC 133'te!
- Cro Cop vs. Roy Nelson UFC 137'de!
- Matt Mitrione vs. Cheick Kongo UFC 137'de!
- Nam Phan vs. Mike Brown UFC 133'te.
- Matt Lindland bir daha dövüşmeyi düşünmüyor (http://bit.ly/oRrYHB
- 16 Temmuzdaki ''Dream: Fight For Japan GP'' gecesinde (DREAM 17) iki büyük fire daha verildi: Mach Sakurai ve Todd Duffee yok
- Chael Sonnen mahalle karısı gibi konuşmaya devam ediyor. Özellikle Anderson Silva ve genel olarak Brezilyalı'lar için son söyledikleri mega seviyesizceydi. Bir de en son Cro Cop'u fena sinirlendirmiş.
- Hector Lombard, UFC'den doping sebebiyle uzaklaştıran Nate Marquardt'ın, Bellator'a gelip kendisiyle dövüşmekten kaçtığını söylüyor (http://bit.ly/oPvHBu)
- Josh Barnett vs Jerome LeBanner Ağustos'ta Japonya'da IGF'te karşı karşıya gelecekler! Ama şöyle bir detay var tabi; IGF dediğiniz Japonya'nın bir Amerikan Güreşi organizasyonu... (http://bit.ly/oUlcET)
- Alistair Overeem, Strikeforce GP'den sonra boksa geçip Klitschko ile dövüşmek istiyormuş! Hadi bakalım... (http://bit.ly/nF8xgP)

ve...
Middleeasy'nin editörü Zeus'a yolladığım Fransız hakemin rezaleti videosu olay oldu. Dünyanın en büyük MMA sitelerinde vidyo gösterildi, birçoğunda Kansporu'nun ve Murat Kazgan'ın adı geçmiş oldu. Youtube'a koyduğum video 6 günde 53.000 hit aldı! (http://bit.ly/oE86jn)

Salı, Temmuz 12, 2011

UFC 132'deki Tito Ortiz mucizesini atlamayalım

Geçtiğimiz hafta içinde Wanderlei'ye olan sevgimiz ve ilgimizin gölgelemiş olduğu bir şey var; O da aynı gece Tito Ortiz'in bu yılın şu ana kadarki en büyük 'upset'ini gerçekleştirmiş olması!
İzle: Ortiz vs. Bader: http://www.tudou.com/programs/view/K4eGoVjPeA0/

UFC 132'de Tito Ortiz, Ryan Bader'in karşısına çıkarken 1'e 5 underdog olarak çıkmıştı! MMAFighting.com'un da dediği gibi böylesine bir oranı anca Overeem vs Josh Thompson maçında falan görebilirsiniz.

Ama Ortiz'in yaptığı şey sadece büyük bir upset (beklenmedik galibiyet) olmaktan öte birşey tabi... Ortiz, bir zamanlar alemlerdeki en iyi dövüşçülerden biri sayılsa da, en son kazandığı maçın tarihine bakacak olursanız Modern MMA'den çıkıp Çapraz-Eğitimliler dönemine kadar gerilemeniz gerekecek. Ortiz'in son kazandığı 2 maç da 2006 yılında ve o zamandan beri de kimsenin ciddiye almadığı Ken Shamrock'a karşı.

Ama hakkını yemeyelim tabi. Bir yandan da aslında Ortiz'in son senelerde kaybettiği maçlara bakınca neredeyse hepsini son derece başabaş götürdüğünü görüyoruz. Bir tek o en sonuncu Hamill maçı hariç işte. Ortiz, Hamill'e yenildikten sonra tabutuna son çivi de çakılmış oldu artık diye düşündüm doğrusu. Ortiz'e, Hamill yenilgisinden sonra nasıl oluyor da Bader maçını veriyorlar inanamamıştım. Ryan Bader dediğin adam daha birkaç ay öncesinde Jon Jones'a yenilene kadar muhtemel şampiyon adayı olarak değerlendiriliyordu. Ama tabi Ortiz'in zamanında yakalamış olduğu ünü ona bu krediyi veriyordu. Ama Dana White maçtan önce kesin konuşmuştu; Eğer Ortiz bir yenilgi daha alırsa UFC'den gidiyordu...

UFC84'de Tito ve Dana White düşmanlığının doruğa ulaştığı zamanlardan
İşte böylesine bir pozisyondayken Tito'nun aldığı bu muhteşem galibiyet (hem de 2 dakikanın altında) her dövüşçüye nasip olmayacak cinsten bir yeniden doğuş oldu! Bir de geçen sene Tito'nun çok sevdiğimiz eşi Jenna Jameson'la yaşadığı problemlerden sonra falan bu galibiyet gerçekten hayat öpücüğü oldu Tito'ya. Kendisine zaman zaman çok kıl olsam da, şu anda çok sevindiğimi itiraf etmeliyim. UFC 132'de eğer Tito da kaybetseydi "MMA'in altın çağının ölümü" diye başlık atacaktım... Tito, Rampage ve belki bir iki kişi daha... Artık bunlar son...

Ama şimdi Ortiz tekrar kemere kavuşabilir mi? Çok zor bir soru... Doğrusu Tito bir maç daha kazanırsa, mesela Rashad'ı yendi diyelim, UFC onu Jones'a karşı kemer maçına çıkarır mı çıkarır... ve bunda daha güzel bir şampiyonluk senaryosu da olamaz!

Pazartesi, Temmuz 11, 2011

Tarihten Sayfalar: Masakatsu Funaki vs. Frank Shamrock

1995 yılında Pancrase: Eyes of Beast 6'dan bombastik ötesi bir maç... Neden bilmiyorum ama çok karizma ve bugünün maçlarına göre çok daha gerçek geliyor bu bana. Günün şartlarına göre eşi benzeri olmayan gerçeklikte bir dövüş olduğu için herhalde. 1995 yılında bunu izleyenler ''ilk defa filmlerde gördüğümüz şey gerçekte nasıl olur onu izliyoruz'' duygusunu tadıyorlardı çünkü. Bu artık bugün bulamayacağınız bir şey... Bir de Japon izleyicilerin olaya yaklaşımı ve saygısı var tabi... Shamrock'un ve Funaki'nin hal ve hareketleri kozmik karizmalar ötesi...

Pazartesi, Temmuz 11, 2011

Nakavt olmak nasıl bir şey? - Pat Barry anlatıyor

Bakın Pat Barry, geçen hafta Kongo'ya nakavt olduğu anı (daha doğrusu sonrasını) nasıl anlatıyor:

"Kongo'ya üst üste vuruyordum. Sonra birden gözlerimi açtım. Maçı kazandığımı sandım. Ağzımdan ilk çıkan şey: 'Bitirdik işini' oldu. O sırada yerde sırtüstü yattığımın da farkında değildim. Ayakta duruyorum sanıyordum. Doktor bana doğrulmamı söyleyince ne demeye çalıştığını anlamadım. Ayaktayken nasıl doğrulcam ki zaten diye düşündüm."

Kongo'nun Barry'i nakavtını hatırlayalım: http://kansporu.blogspot.com/2011/06/kongodan-i-na-nil-maz-bir-nakavt.html

Bugüne kadar hayatında ne kickboks, ne MMA'de hiç nakavt olmayan Pat Barry işte bu ilk tecrübesini böyle anlatıyor. Fiziksel olarak hiç kötü birşey olmadığını, ancak ruhen yıkıldığını itiraf ediyor. Bununla birlikte artık nakavtı da tatmış olduğu için kaybedecek birşeyinin kalmadığını ve önündeki maçlarda daha da rahat olacağını ekliyor sevgili Pat Barry.
(Kaynak: MMAFighting.com)

Cumartesi, Temmuz 09, 2011

Kazgan'dan PRIDE usulü piledriver!

Sonunda Murat Kazgan'ı ringde izledik! Herşeyden önce kendisine sonsuz tebrikler ve 1.5 ay sonra Rusya'da çıkacağı maç için bol şans diliyoruz.

Murat Kazgan kendisinden uzun ve yer oyununda deneyimsiz olduğu söylenen Azeri rakibini 30 saniye civarında bir süre içerisinde boğarak bitirdi. Kazgan'ın rakibini yere alırken yaptığı piledriver (rakibini kaldırıp kafası üzerine yere çalma) hareketi nefes kesti. UFC'de ve genel olarak modern MMA'de yasak olan bu hareketi çıplak gözle görmek hem çok özel hem de tabi biraz korkutucu bir tecrübeydi. Ancak çok daha korkutucusu, kendini bilmez Fransız hakemin inanılması güç bir biçimde gözünün 30 santim ötesindeki tap (pes) hareketini görmemesiydi. Kazgan artık biryerden sonra insaf edip bırakmasa rakibi çok ama çok ciddi ve kalıcı hasar görebilirdi. Hakemin lisansının hemen bu gece iptal edilmesi lazım. Bir de utanmadan MMA hakemi diye Fransa'dan kalkıp gelmiş. Bu arada Azeri dövüşçünün köşesindeki arkadaşı ringe girip hakemin üzerine yürüdü. Sonra bir anda uyanan Azeri dövüşçü de galba naptığını şaşırıp Murat'ların köşesine yürüdü. Taraftarların "burası Kadıköy burdan çıkış yok" tezahüratları arasında olay dindi. Organizatör Birol Topuz yanlış anlamayı düzeltmek için iki dövüşçüyü bir araya getirip el sıkıştırdı. Bir de şu Fransız hakeme bi kafa geçirseydi Birol abi iyi olurdu...

Kazgan'ın zafer anı ve hakemin inanılmaz ihmali:


Bununla birlikte Caferağa Spor Salonu'na girer girmez canlı bir dövüş gecesi atmosferini ne kadar özlediğimi farkettim. Gecede muhteşem maçlar, muhteşem nakavtlar vardı! Özellikle 2. ve 3. dövüş aklımda kaldı. Sonrasında Freddy Kemayo'nun Orhan Karalıoğlu'nu nakavtı fenaydı. Yine de Karalıoğlu'nu tebrik etmek lazım tabi, nakavt olana kadar gerçekten çok iyi ve heycanlı bir performans ortaya koydu. Gecenin son maçında ise Hünkar Kılıç'ın galibiyeti vardı. Yalnız bu maçı tekrar çok dikkatle izlemek istiyorum, keza Hünkar'ın rakibi yerdeyken suratına tekme attığını gördüm. Baya da rakibini sersemletti sanki. Ama rakibinin köşesi de itiraz etmedi. Görmediler mi, yoksa ben mi yanlış gördüm bilemiyorum.

Neyse sonuç olarak güzel bir geceydi. Emre Birincibayraktar, Hünkar, Galip 'Gabriel' Dursun, Corvos'tan Deniz, KeTo ve Kazgan ekibini, herkesi birarada böyle bir ortamda görmek, sohbet etmek, maç izlemek çok güzel oldu. Bir dahakine yine görüşmek üzere...

Cumartesi, Temmuz 09, 2011

Murat Kazgan'ın staredown'u heycanlandırdı

Murat Kazgan bu gece Caferağa'da, saat 7'de, FightCode adlı gecede dövüşüyor! http://kansporu.blogspot.com/2011/05/fight-code-agr-siklet-dunya-sampiyonas.html
Maç öncesi tartılma ve rakibiyle staredown görüntüleri oldukça heycan verici doğrusu.

Perşembe, Temmuz 07, 2011

Çeşme ve Wanderlei Silva

Son 10 gündür kendi mesleğim ve özel hayatımla ilgili yoğun koşuşturmacalardan dolayı ne Kansporu ile ilgilenebildim, ne de doğru dürüst MMA takip edebildim. Haftalardır merakla beklediğim UFC132 benim için çileye dönüştü desem yeridir.

Cumartesi gecesi yakın bir arkadaşımın düğünü sebebiyle ne Klitschko maçını, ne de UFC 132'yi izleyemedim. Zaten normalde İstanbul'dayken Pazar günü uyanıp download edip izliyorum. Neyse, Pazar sabah erkenden kalkıp uçağa yetiştim ve ekiple reklam çekimi için Çeşme'ye gittik (mesleğim yönetmenlik). Yanımda laptop bilgisayarımı getirmemin ve bütün yol boyunca onu taşımaya razı olmamaın tek sebebi UFC132'yi download edip izlemekti! Otele varır varmaz hemen filesonic'ten UFC132'yi indirmeye başladıysam da otelin internetinin rezalet olduğunu anlamam çok sürmedi.

Odada yarım saat kaldıktan sonra hemen çekimlere başlıyorduk. Bütün gün devam eden çekimlerden sonra akşam ekiple ilk defa gece yemeğe çıktım ve sonrasında geceyi biraz daha uzatma tekliflerine hayır diyemedim. Bir gece öncesinin düğün yorgunluğu üzerine uçak, çekim, rakı&balık derken otele saat 2 gibi yorgun argın geldim ve bir ne göreyim!: 900küsür megabyte'lık download 46. megabyte'ta kesilmiş! İnternet çalışmıyo! Küfür kafir resepsiyona çıktım. Baktım çaresi yok, İstanbul'a dönene kadar bu mereti indiremeyeceğiz. Laptopu da boşuna getirmiş olduk! E dedim bari lobide internet nispeten daha iyi çekiyorken google'a bir "Wanderlei Leben watch" yazayım da ordan video aratayım, ve bari bir tek şu maçı izleyeyim. Arama sonuçlarından bir tanesini gözüme kestirdim. Gözlerimi de kısıyorum ki yazıları okuyamayayım, maçın sonucu falan yazıyorsa biryerde onu görmeyeyim diye. Ama baktım bulduğum video sadece 50 saniye. Bir yanlışlık var bu işte dedim. Herhalde maç yarısında kesilecek ve para ödememi isteyen bir download sitesine yönelendirilcem diye düşünerek ilk saniyeleri izlemeye başladım. İçimden kısık bir ses çok flaş bir nakavt olmuş olabileceğini söylese de "yok canım" diyordum. Ve birden Leben'in tek bir yumruğuyla Wanderlei yılların verdiği yorgunluğu daha fazla omuzlarında taşıyamıyor ve yere çöküyordu! Tıpkı Cro Cop gibi... Chuck Liddell gibi... Kimsenin olmadığı lobide "ohaaa! ohaa!!" sesleri çıkartırken buldum kendimi. Ya da hiç ses çıkartamıyor muydum? Hatırlamıyorum. Geri sarıp bir daha izledim. İlk yumruktan sonra bilincini kaybettiği apaçık belli olan Wanderlei içgüdülerine sarılıyor ve clinch'e girmek istiyordu. Ama eskiden bu en iyi yaptığı şeyi artık yapacak gücü kalmadığı için Leben'in acımasız aparkatlarına hedef oluyor (Leben dersini iyi çalışmış) ve sonra ceset gibi yere yığılıyordu. Leben muhteşem bir galibiyete imza atıyor, Wanderlei de MMA'in altın çağının ölümünü resmedercesine yerde bilinçsizce hakeme sarılıyordu. (İzle: http://www.youtube.com/watch?v=p1oNQZ1Zqjo)

Wanderlei'nin diz atmasına fırsat kalmadan Leben aparkatı indiriyor
Wanderlei stilindeki dövüşçülerin kaderi bu... Kaçınılmaz son... Darbe verirken darbe almaya da dayanıklı olması gereken dövüşçüler, yıllarca girdikleri savaşlardan sonra artık bir nokta geliyor ve o dokunulmaz çenelerini kaybediyorlar. 2004'den beri yakından takip ettiğim MMA dünyasında bunun örneğini pek çok defa gördüm. Kazuyuki Fujita, Pedro Rizzo, Ken Shamrock ve Mark Hunt aklıma ilk gelen isimler. Leben'ın da bu isimlerin arasına eklenmesi çok uzak olmasa gerek.

Chuck'ın yaptığı gibi ileri yaşta üst üste alınan nakavtlardan sonra emekliye ayrılmak bence en doğrusu. Ama malesef bu Wanderlei'yi ceset gibi yere yığılmış halde son görüşümüz olmayacak. Bakın Twitter'ında ne diyor: "Şu an düşündüğüm tek şey var: İntikam!"

Bu arada tabi hemen sonra Tito Ortiz'in maçını izledim ve bu maçın sonucuna aslında daha da şaşırdım! Ama bu başka bir hikayenin konusu...

Çarşamba, Temmuz 06, 2011

Boksta büyük hayalkırıklığı! Yine çok sıkıcı bir maçın sonunda şampiyon tartışmasız Klitschko


(Kansporu için yazan: Alpagu Sayar)

Çok yüksek beklenti ve heyecanla başlayan gece, hem Haye taraftarları hem de boks adına büyük bir hüsranla bitti. Haftalardır ağzı hiç durmayan Haye, mac evveli karşılaşmalarında Waldi’nin elini sıkmayarak birçok İngiliz’in gözünde bile itici hale gelmisti. Ama maça dakikalar kala benim de maçı seyrettiğim pub’daki gibi İngiltere’nin dört bir yanında enerji ve Haye’e destek en üst seviyeye ulaşmıştı. İki boksörün de ringe çıkışları, film setlerini aratmayacak düzenlemeler ve eski şampiyonlar George Foreman ve Lennox Lewis’in de katılımıyla ‘hype’ı doruğa taşıdı. Seneler sonra tekrar kaliteli ve heyecanlı bir boks maçı seyredeceğim için benim de keyfim on numaraydı.

AMA; ilk gongla beraber düşüş başladı, ve bu düşüş 12 raund devam etti. Wladi Klitschko 12 raundun 11'inde David Haye’le arasındaki cüsse farkini (+9cm boy, +15kg, +8cm reach) adeta akademisyenliğine yakışır bir teknikle kullanarak Haye’i yanına yanaştırmadı. Maçın genelinde attığı yumrukların %45’ini hedefine ulaştıran Klitschko, David Haye’e kıyasla hem sayıca daha fazla yumruk atan, hem de isabet yüzdesinde rakibini neredeyse ikiye katlayan taraf olmayı başardı. Sadece 7. raund hakemin Klitschko’dan Haye’i yere fırlattığı icin bir ihtar puani kırmasıyla Haye’e gitmiş olabilir. Zaten hemen bir sonraki raundda bu sefer Haye kendini yere atınca hakem yoktan bir knockdown yarattı ve 7. raunddaki kararını dengeledi. Son raunda kadar aynı sıkıcılıkla devam eden maçın son bir buçuk dakikasında, iş işten geçtikten sonra aklı başına gelen Haye bir iki yumruk atmaya çalıştıysa da Klitschko bunları Haye’e sarılarak atlattı. Sonuç olarak Dr. Steelhammer tartışmasız bir şekilde 12 raundun 11'ini kazanarak ‘unanimous decision’ ile The Hayemaker’i yendi ve WBA, WBO, IBF, IBO ve The Ring ağırsiklet kemerlerini toparlamış oldu. İzleyenler de bu çok sıkıcı maç bitti diye derin bir oh çektiler...

Maçtan sonra David Haye’in yenilgisini sağ ayak küçük parmağının kırık olmasına bağlaması, sonra da boksu bırakabileceğini açıklaması işin tuzu biberi oldu.

Not: Dün gece boks adına tek güzel şey, Ola Afolabi’nin Terry Dunstan’la karşılaştığı maçın ilk raundunda gelen harikulade nakavttı. İzlemek için: http://www.youtube.com/watch?v=KQHolGYEUvg

Cumartesi, Temmuz 02, 2011

Brett Rogers karısını yumruklanmaktan tutuklandı

Hayvan Brett Rogers karısını yumruklayıp dişini kırmış, ve kafasında golf topu kadar bir şişkinliğe sebep olmuş. Strikeforce Bu gibi haberler illa ara sıra her sporun magazininde olacak! Olmazsa olmaz...

Rogers, ilk yumruğu karısının attığını söyleyerek, kendini müdafaa etmek için karısına vurmak zorunda olduğunu söylemiş. Şimdi... şöyle bir düşünürsek, bir kadının Rogers gibi bir canavardan birkaç defa kafasına yumruk yemesine rağmen sadece şişlik ve kırık dişle kurtulması bir mucize. Herhalde bütün gücüyle vurmamıştır Rogers diye düşünüyor insan. Ama komuşularının ifadesine göre de Rogers bahçede yerde yatan karısının kafasını birkaç defa yumruklamış! Olacak iş değil...

Dana White tabi ki hemen bir basın açıklaması yaparak Brett Rogers'ın Strikeforce ile ilişkisinin kesildiğini açıklamış. 100.000$ kefaletle içerde olan Rogers'ın ilk duruşması 1 Temmuz (dün) olarak belirtiliyor. Internette ilk duruşma sonunda ne karar çıktığıyla ilgili bir haber bulamadım henüz.

kaynak: http://www.8countnews.com/news/117/ARTICLE/3992/2011-07-01.html