Pazartesi, Ocak 30, 2012

Türk basının dövüş sanatı cehaleti aynen devam ediyor; Kanalturk, Gokhan Saki vs Badr Hari gecesini rezil etti

Cumartesi gecesi Kanalturk'ten CANLI yayınlanacağı açıklanan Gökhan Saki vs. Badr Hari maçı, bilinçli dövüş sporu izleyicisinin seyir keyfini baltalayan bir dizi aymazlıkla doluydu.

Zaten Badr Hari denen spor ahlakından yoksun serserinin kendisinden bir siklet ufak olan Gökhan karşısında aldığı galibiyet pek de umrumda olmadı açıkçası. Kickboks maçında yerdeki rakiplerinin kafasına tekme atmayı adet haline getirmiş olan bir serseriye benim kitabımda sporcu olarak yer yok. Herifin Türkiye'yi seviyor olması da s*kimde bile değil.

Kanaltürk'ün ayıpları:

Varan 1: Canlı diye açıklanan maç başlamadan 10 dakika önce tesadüfen Wikipedia'ya girdiğimde Badr Hari'nin Gökhan Saki'yi ilk raundun 2. dakikasında TKo ettiğini öğrendim. Bu nasıl canlı maç şimdi bana açıklar mısınız? Bu nasıl iş ahlakı? Maçın bütün keyfi baştan yok oldu gitti zaten. Hadi bakalım...

Varan 2: Gecenin ilk maçı olan Michael Duut vs. Anderson Silva karşılasmasından önce kickboksçu Anderson Silva yerine UFC şampiyonu Anderson Silva'nın resmini koyacak kadar bu işlerle alakasız adamlar tarafından bu yayının düzenleniyor olması üzücüydü. (Bu detayı benimle paylaşan Cem Karasu'ya teşekkürlerle)

Varan 3: Gökhan Saki TKO olunca "yapma! olmaz olmaz!" diye basit ve spor felsefesinden uzak bir yorum yapan spiker, malesef Türk insanının bu işlere çok uzak olduğunu bir kere daha kanıtladı. Gökhan kendisinden bir boy büyük olan, ve dünyanın en iyi bir kaç rakibinden biri olan Badr Hari karşısında tam çenesine sağlam bir aparkat aldı. Devamında da 2 defa daha yere düşerek maçı kaybetti. Badr Hari'ye maçı ilk raundda TKO ile vermek asla "yapma! olmaz olmaz!" denecek bir şey değildir. Saki, o yumruğa kadar gayet sağlam bir performans göstermiştir. Yumruktan sonra da pes etmemiş, 2 defa daha ayağa kalkmayı başarmıştır. Bu bir hezimet değildir. Bu futbol veya basket değil, kickboks. Bu sporun doğası bu. Bunlar var...

Ayrıca yenilgiden sonra bu sefer de "malesef olmadı, yapamadık!" türünde bir cümle kullandı yine spikerimiz. Yapamadık ne demek yapamdık? Bu sporcuyu biz mi yetiştirdik ki yapamdık oluyor şimdi? Türkiye'nin spor kültürü sayesinde mi bir Gökhan Saki çıkardık? Türk halkının spora verdiği önem sayesinde mi Gökhan Saki'ye sahibiz biz? Yooo... Hollanda'nın kültürü, Hollanda'nın ekonomisi, Hollanda devletinin düzeni ve Hollanda devletinin sporculara sunduğu imkanlar sayesinde bugün bir Gökhan Saki var dünyada. O yüzden daha 2 sene önce Gökhan Saki'nin adını öğrenip, sonra "malesef olmadı, yapamadık!" demek kendimizi kandırmaktan başka birşey olmuyor malesef.

iyi akşamlar.

Pazar, Ocak 29, 2012

'UFC on FX' ve 'UFC on FOX 2' sarmadı...

Bana göre Bisping kafesten başı dik ayrıldı
FOX kanalı UFC'ye yaramadı desek yeri... Ama aslında esas problem eşleşmelerde sanırım. Geçen hafta UFC on FX'i ne izledim, ne izlemek istedim, ne de kimse yazmaya talip oldu. Sanırım bir yıldan fazla bir süredir Kansporu'nda adını bile geçirmediğimiz ilk ve tek UFC etkinliği oldu bu UFC on FX. Jim Miller, Guillard maçını izlemek isterdim aslında ama, main event olunca olmadı. Keza dün geceki UFC on FOX 2 de daha başından belliydi sıkıcı mı sıkıcı bir etkinlik olacağı. Bu öğlen torrentlediğim etkinliği Özgür Barka'yla izlerken 3 maçın 2sini ileri sarıp sonucuna baktık. Bir tek Sonen vs Bisping maçında savaş vardı. Ama bu iki savaşçıya 3 raund yetmedi. Ufak bir farkla Sonnen kazanmış olsa da, ikna etmedi. Geceden arda kalan esas manşet Sonnen vs. Silva II'nin kesinleşmiş olmasıydı...

Çarşamba, Ocak 25, 2012

En bomba ilk 5 tartılma kostümü!

Maçtan önce tartıya çıkılan o an (weigh-in'ler), bir çok dövüşçü için rakiplerine gözdağı verecekleri çok önemli bir andır. Ancak bazı dövüşçüler var ki bu hissiyatın çok ötesine geçip bu anı bir şova dönüştürmeyi çok iyi başarıyorlar. Cagepotato.com'da bulduğum fotoğraflardan ben de kendi en bomba ilk 5 tartılma kostümü listemi yaptım:

5) Anderson Silva ve UFC 126'da Vitor Belfort'un karşısına çıkarken giydiği ürkütücü beyaz maske 


4) Leonardo Garcia ve UFC Fight Night 24'da Korean Zombie Chang Sung Jung'un karşısına çıkarken giydiği zombi kostümü! (sanırım Plants vs Zombies oyunundan bu maske)


3) Roy Nelson'un UFC 137'de Cro Cop'u emekliliğe göndermeden önce kendi vücut tarzına olan aşkını simgeleyen ve aynı zamanda verdiği kiloları saklamakta da çok başarılı olan 'şişman Nelson' kostümü


2) Kazushi Sakuraba ve PRIDE Criticial Countdown 2005'te Arona maçı öncesine vücuduna çizdiği 'Arona kasları'! (Eğer bu listenin başlığı dövüşmeye çıkarkenki kostümler olsaydı Sakuraba birinciliği kimseye kaptırmazdı, ama eskiden weigh-in'ler şimdi ki kadar rağbet görümüyordu tabi)


1) Tom Lawlor ve UFC'nin öncü dövüşçüleri kılıkları
(soldan sağa: Dan Severn, Art Jimmerson ve Harold Howard kostümleri)


Pazartesi, Ocak 23, 2012

Kansporu MMA sıralaması

Kansporu'nun ilk sıralaması Can 'Charlotte' Acar'dan geliyordu

Adamım Charlotte!
Heavyweight Top 10
1-) Junior Dos Santos
2-) Alistair Overeem
3-) Cain Valesquez
4-) Fabricio werdum
5-) Josh Barnett
6-) Shane Carwin
7-) Frank Mir
8-) Daniel Cormier
9-) Travis Browne
10-) Antonio Rodrigo Nogueira

Light Heavyweight Top 10
1-) Jon Jones
2-) Dan Henderson
3-) Rashad Evans
4-) Mauricio ''Shogun'' Rua
5-) Quinton Jackson
6-) Lyoto Machida
7-) Phil Davis
8-) Alexander Gustafsson
9-) Gegard Moussasi
10-) Forrest Griffin

Middleweight Top 10
1-) Anderson Silva
2-) Chael Sonnen
3-) Vitor Belfort
4-) Yushin Okami
5-) Mark Munoz
6-) Micheal Bisping
7-) Brian Stann
8-) Nathan Marquardt
9-) Hector Lombard
10-) Luke Rockhold

Welterwight Top 10
1-) Georges St.Pierre
2-) Nick Diaz
3-) Carlos Condit
4-) Johnny Hendricks
5-) Jon Fitch
6-) Jake Ellenberger
7-) Josh Koscheck
8-) Jake Shields
9-) Martin Kampmann
10-) Tyron Woodley

Lightweight Top 10
1-) Frank Edgar
2-) Benson Henderson
3-) Gray Maynard
4-) Gilbert Melendez
5-) Shinya Aoki
6-) Clay Guida
7-) Jim Miller
8-) Anthony Pettis
9-) Nate Diaz
10-) Micheal Chandler

Featherweight Top 10
1-) Jose Aldo
2-) Hatsu Hioki
3-) Chad Mendez
4-) Kenny Florian
sonrasına karar veremedim zira daha yeni olduğundan fazla maç seyredemedik...

Bantamweight de aynı şekilde...

Cumartesi, Ocak 21, 2012

Gina Carano, Conan O'Brien Show'da

Yeni vizyona giren aksiyon filmi Haywire'la birlikte Gina Carano'nun (ve MMA'in) popüleritesi de iyice tavan yapıyor...

Cuma, Ocak 20, 2012

THE REEM II - Episode 10 muhteşem!!!!

31 Aralık sabahı bu coşkuyu bizimle aynı anda yaşamamış olanlara üzülüyorum : )

Çarşamba, Ocak 18, 2012

Türkiye'de MMA sahnesi

MMA (Karma Dövüş Sanatları) son 10 yıldır dünyanın en hızla büyüyen sporu. Modern spor tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir hızla gelişen, büyüyen ve bu ivmenin de daha sonu gelecek gibi gözükmeyen bir fenomen... Amerika'da, Japonya'da, Brezilya ve Rusya'da mainstream'e oturmuş durumda. MMA'in çok yakında dünyada 1 numaralı spor olması artık bir hayal değil. UFC'nin CEO'su Dana White'ın, 2010 yılında Amerika'nın en başarılı 20 CEO'su arasına seçilmesi tesadüf değil.

 -Kırmızılara tık'larsanız ilgili makalelere ulaşabilirsiniz -

Peki ülkemizde durum nedir? Ülkemizde kafes dövüşü derseniz hani bir kısım insanın aklına yalan yanlış birşeyler geliyor ama.., MMA nedir derseniz bunun cevabını bilen hala anca bir avuç kişiyiz. Basının olaylarla alakası yok. Türkiye'de MMA sahnesinin ne durumda olduğunu görmek için isterseniz 2011'de yaşananlara şöyle bir göz atalım:

2011 yılına girerken 2005 senesinde Amerika'da birden fazla defa kafese girmişliği olan, ve 2010'da Slovenya'daki MMA organizasyonu WFC'ye fırtına gibi bir başlangıç yapmış olan yenilgisiz Ertan Balaban,  MMA'in ülkemizdeki profesyönel anlamda tek ciddi -ve aktif- temsilcisi konumundaydı. Ertan ve Burak Değer Biçer'in beraber kurdukları Jiu-Jitsu takımı BRASA TR, artık CORVOS adıyla bir MMA okulu haline gelmiş, ve (hakettikleri ciddiyeti görmeseler de) basında kendilerine ufak bir yer bile bulmuşlardı. 

Bu sırada CORVOS dışında bir de Murat Kazgan vardı tabi piyasada. Aktif MMA hayatında sadece tek bir maçı olan Kazgan, sportif anlamda CORVOS'un bir adım gerisindeydi demek herhalde yanlış olmayacaktır.  Murat Kazgan, düzgün fiziği sayesinde MMA organizasyonlarından önce medyanın ilgisini çekmiş birisi olarak biraz küçümseniyor gibi bir durum da vardı. Ancak kendisiyle çalışanlar Murat'ı çok seviyor, ve Kazgan'ın da oldukça sadık bir hayran kitlesi oluşuyordu. Ve tabi doğal olarak bu iki isim arasında bazen tatlı, bazen tatsız bir rekabet de söz konusuydu. Öyle ki Ertan ve Kazgan'ın bundan birkaç yıl önce beraber çalıştığı ve arkadaş olduklarını yeni duyanlar oldukça şaşırıyorlardı.

Aslında İstanbul'da Corvos ve Kazgan'dan da eski bir 3. MMA okulu İTÜ MMA diye bir amatör bir oluşumun daha varlığını biliyoruz. Ancak kendilerine attığımız iki ayrı email'e de cevap alamadık. Bunun dışında Burak Uğur hocanın Bujin'de MMA eğitimine başlamış olmasını da ekleyelim.

İstanbul dışında özellikle Ertan Balaban'la bağlantıya geçmeleri dolayısıyla haberim olan İzmir'de, Bursa'da ve hatta Sivas'ta MMA öğrenmek/öğretmek isteyen kickboks ve BJJ okulları var. Ancak genel olarak Türkiye'de MMA ile ilgilenen herkesin ortak sorunu PR'larını iyi yapamamaları. Yani kendilerini yeteri kadar iyi ve profesyönelce tanıtamamaları. Bu sayfada yazdığımız herşey bizim kendi çabamızla kazıp arayıp bulabildiklerimiz. Bu yazıyı okuyup da buradan bizimle bağlantıya geçecek bütün okul ve oluşumların her birini ayrı ayrı tanıtan yazılar yazmak çok isteriz...

Evet, dönelim 2011'e... 2011 biraz sallantılı başladı. Corvos ile güzel bir ilişki içine giren WFC, 2011 yılında İstanbul'da bir etkinlik düzenleyeceğini açıkladığında hepimiz havalara uçmuştuk. Ancak 2011'in Ocak ayında kötü haber geldi; İstanbul'da yapılcak olan etkinlik ertelenmişti.
 
WFC'nin resmi twitter hesabından yapılan üzücü açıklama...

Men's Health'teki yazdığım köşe
Digiturk'teki banttan UFC yayını Türkiye'deki gerçek UFC takipçilerini ıskalarken, bir süredir MMA etkinliklerini korsan bir şekilde bizlere izleme imkanı veren ufcturk.net de kapatıldı, tekrar açıldı, şifre koydu, kaldırdı, ama sonunda pes etmek durumda kaldı ve kapandı... Türk basınında MMA cehaleti aynen devam ede dursun, ben ülkemizde blogger'ın yasaklanması ve artan internet sansürüne rağmen Kansporu'nu 185 kişi okuyor diye seviniyordum (sene sonunda bazı anketlere katılanların sayısı 300'ü aşıyordu). Bu sene Kansporu arşivlerine MMA tarihi, Efsaneler, Milli Hazinelerimiz, ve Sağlık&Felsefe üzerine çok güzel yazılar çıkardık. Kansporu'nda Türkçe MMA terminolojisine dair önemli fikir alışverilerine girdik. Özellikle Submission'ın Türkçesi konumuz oldukça ilgi gördü. Ertan Balaban ve Emre Birincibayraktar'ın da destekleriyle Men's Health dergisi, Kansporu'ndan bir yazı istedi.

Nisan ayında Ertan Balaban malesef WFC'deki 2. maçını puanla kaybetti. O sıralarda kimse bilmiyordu ki, bu Corvos için çok talihsiz bir dizi olayın daha ilk halkasıydı. Bu sırada Puket kampında antremandan dönen Murat Kazgan ile Ertan Balaban arasında uzun süredir yapılmak istenen maç için sonunda anlaşmaya varıldığının müjdesi verilmişti! Ancak son ana kadar resmi açıklamayı görmeden haber yapmaya yanaşmadığım maç, son dakikada iptal oldu. Haberini yapmadığım maçın, iptalini de Kansporu'nda yazmadım. Şahsen iki sporcunun sevenleri arasında manasız bir tartışmaya platform vermek, ve iki sporcuyu da kıracak birşey yazmaktan uzak durmak istedim.

Kazgan, ilk galibiyetine 2011'de kavuştu
Ardından Kazgan'ın Azeri rakibini ezip geçtiği maç geldi. Fransız hakemin insan hayatını tehlikeye atan akıl almaz cehaleti hafızalarda yer ederken, amatör bir boksör olan Azeri sporcunun maçtan sonra yaptığı suçlamalar hem organizasyonu, hem kendisini töhmet altında bıraktı. Rüzgarı arkasına alan Murat Kazgan, sonraki günlerde Brezilya'ya gidip 2 aylık üst düzey bir BJJ kampına katılarak MMA konusundaki kararlılığını gösterdi.

Bu maç Türkiye'de bir Türk'ün dövüştüğü ve kazandığı ilk resmi MMA maçı oldu. Biz de bu vesileyle bir önceki sene Türkiye'de bir Türk'ün dövüştüğü (ama kaybettiği) ilk MMA maçı'nı da tarihe not düştük.

Ertan aktif MMA hayatını bitirdi
Sene sonuna yaklaşırken ise Corvos'ta esas bombalar patladı. Önce hala tam açıklanmayan sebeplerle Ertan Balaban, Corvos'tan ayrıldı. Tek başına WFC'de dövüşmeye devam etmekte kararlı olan Ertan, Corssfit34'le birlikte çalışmaya devam etti. Kısa bir süre sonra ise Aralık başında herkesi şaşırtan ani bir kararla aktif MMA kariyerini bitirdiğini ve artık hocalık yapacağını açıkladı. Son derece üzüldüğüm bu haberden sonra dostum Ertan ile yaptığım telefon konuşmasında kendisi beni ikna etti. Sebeplerine saygı gösterdim.

(Bir de bakıyormuşsunuz Murat Kazgan Vegas'ta inanılmaz bir başarı yakalıyormuş, ve onunla maç yapmak için Ertan MMA'e geri dönüyormuş. Tabi bu sadece benim şahsi bir fantazim ama şayet öyle bir şey olursa, hangisi kazanırsa kazansın, işte bu olay Türkiye'de MMA'i ateşler! Türkiye'de de MMA'in ateşlenmesi için bir Ken vs. Tito lazım!) Neyse...

2011'de Kansporu'nun getirdiği bir başka önemli yenilik de "Kansporu Banyoları" oldu. Malum çoğumuz canlı izleyeceğimiz zaman sabaha karşı karanlıkta bilgisayarımızın başında yapayalnız izliyoruz önemli MMA gecelerini. UFC 126'dan başlayarak artık maçları izlerken facebook üzerinden diğer MMAseverlerle sohbet edebileceğimiz bir platform oluşturmuş oluyorduk. 2011'in Kasım ayına geldiğimizde "Kansporu UFC on Fox banyosu"na rekor bir katılım gerçekleştiriliyor ve ilk defa 20-25 kadar aktif üye hepberaber bir event'i izliyorduk...

Ayrıca yine ilk defa 2011'de Arda Kumbaracıbaşı'yla birlikte podcast olarak Radyo Kansporu'na başladık. Pek düzenli olmasa da fırsat buldukça kaydettiğimiz bu programlarla güzel arşivlere vesile oluyor olmamız sevindirici...

Bütün bunların dışında bir de bu sene yeni başlıyor olduğumuz Kansporu Fantasy MMA var tabi. Kansporu'ndan 11 kişi, kendi aramızda Fantasy Football tarzı bir oyuna başladık. Tamamen amatör ruhla deneysel bir şekilde atıldığım bu proje nasıl gidecek ben de merak ediyorum...

Şimdi 2012'nin ilk günlerinde Murat Kazgan'ın Las Vegas'ta 1 milyon dolarlık bir turnuvaya katılıyor olması ve hem de ilk maçında UFC'nin popüler isimlerinden Roger Huerta karşısına çıkacak olması haberi en baş manşetimiz. Bakalım 2012 ve Murat Kazgan, Türk MMA sahnesine yıllardır beklediğimiz kıvılcımı çakabilecek mi? Heyecanla bekliyoruz...

Çarşamba, Ocak 18, 2012

Kısa Kısa...

- Mark Munos sakatlandı, UFC on FOX 2 etkinliğinde onun yerinde Chael Sonnen'in yeni rakibi Michael Bisping olacak! Ağır bi ağız dalaşı bizleri bekliyor desenize...

- Strikeforce'taki en sevdiğim isimlerden King Mo'da da doping çıktı. Buna çok üzüldüm. Ama King Mo kesinlikle bunu kabul etmemiş ve hemen karara itiraz ediyormuş.

- Ronda Rousey, twitter'dan Gina Carano'ya laf atan Cris Cyborg'a çok sert çıkmış. "Senin bir s*kin var, ve Gina'ya sataştığın için ayrıca bir s*k kafalısın, sahtekar" gibi ağır bir tweet söz konusu. Çok güldüm. İyi olmuş Cyborg'a. Tweet'in orjinali: "@criscyborg you don't just have a dick, you are a dick for posting that picture of Gina, you cheater." -Ronda Rousey

- Vitor Belfort, Wanderlei'nin artık eski çenesinin olmadığını, ve aynı stratejiyle devam edecekse TUF Brazil sonunda onu kesinlikle nakavt edeceğini söylemiş. Bakalım Wandy nası sert bi cevapla gelcek buna?

Pazartesi, Ocak 16, 2012

Radyo Kansporu - UFC 142, ve 2011'in panoraması

Radyo Kansporu'nun 3. bölümünde önce Rio ateşi UFC 142'den bahsediyoruz, ardından MMA dünyasının 2011'deki genel panoramasını hatırlıyoruz:
http://www.mixcloud.com/Kansporu/kansporu-radio-episode-3/

Aldo'nun UFC 142'de seyirciler arasına koşuşu efsaneydi
01:05 - UFC 142
---
23:40 - 2011'in panoroması
27:45 - Strikeforce çok iyi başladı
29:00 - ZUFFA, Strikeforce'u satın aldı
30:28 - Jones vs Shogun
31:30 - MMA terimleri
34:20 - Miller UFC'ye geldi
35:30 - Kanada'da rekor izleyici!
37:43 - TUF 13 Finali
40:25 - UFC 132
40:50 - Overeem Strikeforce GP'den çekildi
41:15 - Hendo vs. Fedor
Hendo vs. Shogun MMA tarhinin en heycanlı maçı oldu!
43:55 - Golden Glory'nin ZUFFA'dan kopuşu
44:08 - UFC 133
45:10 - UFC Brazil
45:55 - Diaz ve GSP problemleri
48:30 - UFC gaza basıyor
49:20 - UFC 136
52:00 - Bj Penn ve Cro Cop emekli oldu
53:10 - UFC on FOX
55:27 - UFC 139 - Hendo vs. Shogun!
56:35 - Bellator 58 - Alvares vs. Chandler
57:20 - ONE FC
58:05 - Lesnar vs. Overeem
59:30 - TUF 14 Finali
01:01:00 - UFC 140 - Jones'un saltanatı
01:02:24 - Don Frye 46 yaşında nakavt oldu
01:02:35 - Strikeforce 37 - Melendez, Evangelista, Noons, Cyborg
01:03:45 - Ronda Rousey
01:04:10 - Kapanış!

Cumartesi, Ocak 14, 2012

Murat Kazgan, Vegas'ta Roger Huerta karşısına çıkıyor!

(Kansporu için yazan Galip Dursun)

Murat Kazgan, UFC'nin başarılı sporcularından Roger Huerta ile 3 Mart 2011'de Las Vegas'ta Sezar Palace'ta maça çıkıyor! Grand Prix usulu yapılacak ve tüm bir seneye yayılacak olan eleme-yükselme sistemi sonucunda toplam 4 maç yapılacak ve her siklette kazanan sporcu 1 milyon USD gibi büyük bir ödül alacak!

Turnuva ile ilgili resmi açıklama henüz yapılmamış. Ama aynı turnuvaya girecek Gilbert Yvel ve Karo Parisyan'ın yakın zamanda verdikleri roportajlarda turnuvadan bahsettiklerini görebilirsiniz. Ayrıca turnuvanın resmi sayfasında eşleşmelerin bir kısmı açıklandı, ve Kazgan da bu açıklananların içinde: http://www.blueberryln.com/stage/mma/brackets/
(Bu yazıyı yazdıktan saatler sonra site şifrelendirilmiş. Ama normalde Lightweight'e tıklayınca Huerta vs. Kazgan'ı görebiliyordunuz)

Murat Kazgan Türkiye'de MMA sporundaki en popüler adamlardan biri ama üzerinde resmen bir Johny Cage laneti var. Düzgün fiziği sayesinde MMA organizasyonlarından önce medyanın ilgisini çekmiş birisi olarak biraz küçümseniyor, hafife alınıyor. Kazgan'ı yakından tanımayan ya da henüz kendisiyle tanışma, antremanlarına girme fırsatı bulamamış insanların ürettiği bir şey bu. Zira dövüşü acı verici ve düzgün yüzünü unutturucu oluyor mindere çıkınca. MMA ve BJJ konusunda yeterliliği sorgulanan bu genç adam, dolaylı ya da dolaysız yoldan MMA'i bir para kazanma amacı olarak görenlerden değil kesinlikle. Bu nedenle de kendisi hakkında çaktırmadan yapılan karalamalara pek vakit ayırmıyor, ayıramıyor.


Aralık'ta Minatouro kampında, Rafael Cavalcante ile
Bu arada son iki aydır Brezilya, Sao Paulo'da Barbosa BJJ'de (70-80 tane Siyah Kuşak BJJ barındıran saygın bir merkez) ve Rio'da Team Nogueira'da müsabık sporcular ve saygın hocalarla ile MMA - BJJ çalıştığını ve bunun neticesinde BJJ ustası Marco Barbosa'dan Mor kuşak aldığını belirtmek lazım. Zira bunu yapan başka bir Türk MMA dövüşçüsü olsa aylardır ortalıkta onlarca basın bülteni gezinirdi.

Murat bu sporu hayatının merkezine koyan bir dövüşçü. olması gerektiği gibi yani. Çabaları ve özverisi takdir ediilesi. Onunla konuşurken, çalışırken MMA dışında bir şeyle karşılaşmıyorsunuz. Öğrendiklerini, çalıştıklarını en ince detayına kadar anlatmaktan çekinmiyor. Yaşının verdiği enerjiyle antremanları baştan sona takip edip herkesle tek tek ilgileniyor. Bunun meyvelerini Kazgan MMA Team ve onlarla antreman yapan MMAseverler'de direkt olarak görüyorsunuz zaten.

Dilerim Murat Kazgan maçlarını kazanır ve hem dünyada hem Türkiye'de hak ettiği yere gelir.

Cumartesi, Ocak 14, 2012

2011'de UFC'de hangi dövüşçü ne kadar kazandı?

Rakamlara bakınca çok enteresan bir tablo çıkıyor... En üsttekilerle, onun hemen altındakiler arasında bu kadar fark olması enteresan.. Ama bu işin kuralı böyle tabi, MMA'e özgü bir durum değil... Tito'ya inanamıyorum.. Helal olsun ama! Zamanında, TUF ilk çıktığında yarışmacıların bu kadar az paralara kendilerini böyle bir tehlikeye atmalarını eleştiren konuşmaları geliyor aklıma...

Atanalırspor
Tito Ortiz* $1,495,000
2 Michael Bisping* $850,000
3 Jon Jones* $785,000
4 Antonio Rodrigo Nogueira* $750,000 


5 Vitor Belfort* $620,000

6 Lyoto Machida* $604,000 

7 Frank Mir* $575,000 
 

7 Rampage Jackson* $575,000 
 

9 Mauricio Rua* $565,000 
 

10 Donald Cerrone $494,000 
 

11 Junior dos Santos $485,000 
 

12 Rashad Evans* $480,000 
 

13 Anderson Silva* $475,000 
 

14 Wanderlei Silva $470,000 
 

15 Cung Le $420,000 
 

16 Brock Lesnar $400,000 
 

17 Forrest Griffin* $400,000 
 

18 Georges St-Pierre* $400,000 

19 Alistair Overeem $385,714 
 

20 B.J. Penn* $375,000
21 Nate Diaz* $364,000 
 

22 Frankie Edgar* $339,000 

23 Cheick Kongo* $330,000 

24 Dan Henderson $320,000 

25 Chris Lytle* $310,000 
 

26 Urijah Faber* $305,000 
 

27 Clay Guida $301,000 
 

28 Nick Diaz $275,000 
 

29 Johny Hendricks* $270,000 
 

30 Diego Sanchez $260,000 
 


100 kişilik listenin tamamını görmek için: http://middleeasy.com/index.php?option=com_content&view=article&id=6910:so-you-want-to-see-how-much-money-your-favorite-ufc-fighters-earned-last-year&catid=34:organizations

Cumartesi, Ocak 14, 2012

Perşembe, Ocak 12, 2012

Kansporu 2011 MMA ödülleri!

Eveeet ödül adaylarına gösterdiğiniz yoğun ilgiden sonra, sonunda heycanla beklediğiniz o an geldi... İşte Kansporu 2012 MMA ödülleri!

Yılın dövüşçüsü: Dan Henderson!
Bu sene benzersiz ezici bir performansla MMA tarihine damgasını vuran Jon Jones, yeni ağırsiklet şampiyonu Jr. Dos Santos, freni boşalmış bir kamyon gibi rakiplerini ezip geçen Nick Diaz, ve 2 efsane geridönüşün birden kahramanı Frankie Edgar'ın bir boy önünde ipi çok ufak bir farkla göğüsleyen savaşçı 42 yaşındaki veteran Dan Henderson oldu...
Bir ayağı çukurda gibi gözüken Hendo, ilk olarak 2011'in Mart ayında yükselen yıldız Feijao Cavalcante karşısında Strikeforce hafif-ağırsiklet maçına çıktı. Daha yeni King Mo'yu devirmiş olan genç, yetenekli, güçlü Feijao, maçın kesin favorisiydi. Hendo, Feijao'yu nakavt ederek 42 yaşında çok nadir dövüşçünün ulaşacağı bir mertebeye ulaşıyor ve duvarına bir kemer daha ekliyordu! Ardından Hendo, artık modern MMA'de hiçbir şampiyonun kolay kolay yapmaya yanaşmadığı birşey yaparak bir üst siklete çıkıp, (düşüşte olsa da bir efsane olan) Fedor'u ilk raundda nakavt ederek efsaneleşti. Bütün bunların üzerine, bir de Kasım ayında Shogun'la girdiği "muhtemelen MMA tarihinin en iyi maçı"ndan sonra Hendo, bu sporun en iyisi olan Jon Jones ve Anderson Silva'ya meydan okuyarak gönülleri bir defa daha fethederek bir yıldız takımına adı verilesi bir mertebeye ulaştı.

Yılın nakavtı: Anderson Silva (vs. Vitor Belfort) UFC 126
Anderson Silva'nın diğer adayların arasından sıyrılarak yılın en iyi nakavtını kazanan ön tekme nakavtı, herkesin ağzını bir karış açık bırakırken, MMA'de bir trend başlatmış oldu. Bu sene Spider'dan sonra Machida, Jones ve Hyun Kim tarafından da başarıyla uygulanan Spider'ın bu tekmesi, artık MMA'de önemli saldırılardan biri haline geldi diyebiliriz. Diğer adaylar şöyle:
- Kongo (vs. Barry) UFC Versus 4
- John Hendricks (vs. John Fitch) UFC 141
- Nick Diaz (vs. Daley) SF Diaz vs. Daley
- Hendo (vs. Fedor) SF Hendo vs. Fedor
- Korean Zombie (vs. Hominick) UFC 140
- Cairo Rocha (vs. Francisco Neves) BFC

Yılın en iyi submission'ı: Korean Zombie Jung (vs. Garcia) FightNight 24
Korean Zombie'nin yaptığı 'twister' hareketi bu sene yılın en gösterişli submission'ı oldu. Adaylar arasında Renen Barao'nun Pickett'in sırtına uçarak yapışması, Frank Mir'in Big Nog'un kolunu kırması ve Jones'un Machida'ya çektiği korkunç kafakol dikkat çekti. Adaylar:
- Renan Barão (vs. Brad Pickett) UFC 138
- Frank Mir (vs. Big Nog) UFC 140
- Jones (vs. Machida) UFC 140
- Guida (vs. Gomi) UFC 125
- Diego Brandao (vs. Bermudez) TUF14

Yılın en bomba geridönüşü (comeback): Kongo vs. Barry (UFC Versus 4)
- Edgar vs. Maynard II (UFC 125)
- Edgar vs. Maynard III (UFC 136)
- Frank Mir vs. Big Nog (UFC 140)


Yılın en ezici galibiyeti: Overeem vs. Lesnar (UFC 141)
Jones, bir senede 3 eski UFC şampiyonunu ezerek tarihe geçti.
Hendo olmasaydı, yılın dövüşçüsüydü...
- Bigfoot vs. Fedor (SF: Fedor vs. Silva)
- Anderson Silva vs. Okami (UFC 134)
- Jones vs. Shogun (UFC 128)
- Terry Etim vs. Edward Faaloloto (UFC 142)
- Nijem vs. Downes (UFC 137)

Diaz da, Hendo ve Jones ile birlikte yılın en iyi ismiydi
Yılın en iyi çıkış yapan dövüşçüsü: Jon Jones
- Nick Diaz
- Michael Chandler
- Donald Cerrone
- Brian Stann
- Daniel Cormier

Yılın en sürpriz galibiyeti: Bigfoot Silva vs. Fedor (SF Fedor vs. Silva)
- Ortiz vs. Bader (UFC 132)
- Cormier vs. Bigfoot Silva (SF Barnett vs. Kharitonov)

Yılın en bomba olayı: ZUFFA'nın Strikeforce'u satın alması
- UFC'nin rekor sayıda etkinlik sunması
- UFC 129'un stadyum gişe rekoru: 55.000 kişi!
- UFC 134: Brezilya'da MMA karnavalı!

Yılın en büyük rezaleti: Kazgan vs. Agakishiev (FC Rhino) maçındaki Fransız hakem
- Steven Seagall kasırgası
- Overeem'in SF turnuvasından çekilmesi
- Dana White'ın "Gelmiş geçmiş en iyi Japon MMA'ci Yushin Okami" açıklaması
- "UFC on FOX"ta Guida vs. Benson maçının güme gitmesi
- Mariusz Pudzianowski vs. James Thompson (KSW -17) maçındaki jüri

ve Yılın maçı: ...

Bu sene MMA'de öyle bir seneye tanıklık ettik ki, yılın en iyi 3 maçını alın, herhalde 3'ü de son 10 yılın en iyi 10 maçı arasına girer diyebiliriz; Shogun vs. Henderson (UFC 139), Edgar vs. Maynard II (UFC 125), Guida vs. Benson (UFC on FOX), Alvarez vs. Chandler (Bellator 58) maçlarının her biri ayrı birer destandı. İleride Kansporu sayfalarında her biri hakkında ayrı ayrı sayfalar yazılması gereken savaşlardı. Hangisi diğerinden daha iyi karar vermek, diğerlerine haksızlık olacağı için ben işin içinden çıkamadım...

Tank Abbott vs. Scott Ferrozzo II (İzlemek için resme tıklayın)
Ama bütün bu destanlarından yanında bronz birer mitolojik tanrı gibi yükselen iki savaşçı daha vardı. Yüzüklerin Efendisi'nden fırlamış iki karakterdi adeta onlar... İki yaşlı masalsı savaşçı ayıcıktı onlar... Onlar, 1996 yılındaki UFC 11'in rövanşına çıkıyorlardı... İkisi de 46 yaşında... Biri 1997'den beri dövüşmemiş, diğeri 1998'den beri saygıdeğer bir galibiyet almamış... Ortada televizyonlar yok, sponsor yok, kural yok... Para da yok!.. İki titanın savaşı bir kafeste veya ringde değil, hatta önceleri söylenildiği gibi bir striptiz barında bile değil... er meydanı bir arkabahçede cereyan ediyordu...

Yılın maçı:  
Tank Abbott vs. Scott Ferrozzo II!

Çarşamba, Ocak 11, 2012

Tarihten Sayfalar: Ryo Chonan'dan Anderson Silva'ya efsanevi uçan makas topuk kancası

Bugün UFC'nin yenilmez süperstarı Anderson Silva, dünün PRIDE'ında ortalamanın biraz üstünde bir dövüşçüydü sadece. Hayal gibi geliyor değil mi? Cage Rage ve UFC'de estirdiği kasırgadan önce bir çoğumuz Anderson Silva'yı bir galibiyetle değil, bir mağlubiyetle tanıyorduk... PRIDE Shockwave 2004'te Ryo Chonan'a karşı uçan makas topuk kancasıyla aldığı mağlubiyetle... Uçan Lotus olarak da bilinen bu hareket için, MMA tarihinin en ünlü submission'ı dersek abartmış olmayız...



Geçtiğimiz günlerde maç sonrası Anderson Silva ve Ryo Chonan'ın soyunma odalarında çekilmiş görüntülerin internete düşmesiyle bu efsanevi hareket tekrar bir manşaetleri gezdi...



Middleeasy'de okuduğuma göre burada Ryo Chonan Anderson Silva'nın ne kadar güçlü ve yetenekli bir dövüşçü olduğundan ve aldığı yumruklardan kafasının ne kadar ağrıdığından yakınıyor. Anderson Silva'nın koçu da Anderson'a üzülmemesini (hatta ağlamamasını) sadece şanssız bir anına denk geldiğini telkin ediyormuş...

Pazartesi, Ocak 09, 2012

En büyük boks rekabetleri 1: Ali vs. Frazier

(Kansporu için yazan Sefa Atılgan)

Dövüş tarihin açık ara en ünlü rekabeti... İki zıt karakter, 3 efsanevi dövüş ve onlarca unutulmaz an, onlarca unutulmaz söz, perde arkası dedikodular, tartışmalar... Ali ve Frazier!

Bu iki efsanenin rekabeti sadece ring içinde yaptıklarından dolayı bu kadar büyük olmadı. Maçların öncesi ve sonrasında basına yansıyan tartışmlar da bu rekabetin bir efsaneye dönüşmesinde en az maçlar kadar önemliydi... Ali her zaman kendini beğenmiş, özgüveni yüksek ve medyatik bir insanken, Joe Frazier hep daha tutumlu ve ağır hareket eden taraftı.

Ali, Amerika'nın Vietnam savaşına karşı yaptığı protest açıklamalar sonunda lisansı elinden alınmadan önce, yenilgisiz kariyerinde Patterson ve Liston gibi efsaneleri devirmişti. İki maç da 1965 senesindeydi. Aradan geçen 6 yıldan sonra Ali, 1971'de en sonunda yine kendisine göre bir rakip bulmuştu. Gerçek potansiyelini - 'the greatest'lığını - kanıtlayacağı biri. Bu kişi Smokin' Joe Frazier'dan başkası değildi. Ali'nin lisansı elinden alındığı zaman (1967) ortada boşta kalan bütün kemerleri Frazier toplamıştı. Undisputed olmasına rağmen halk hala gerçek şampiyonun Ali olduğunu düşünüyordu. Frazier, bu durumdan rahatsız oluyor ve hemen Ali ile dövüşmek istiyordu. Herkesin şüphelerini silmek için. Frazier, Ali'nin tekrar lisansını kazanmasına yardım etmek için boks komisyonuyla konuşmuş, medyada açıklamalarda bulunmuştu. Hatta o ünlü olay bundan sonra gerçekleşmiş ve Frazier, Ali'ye zor anında para yardımında bulunmuştu. Bu zamanlarda iki dövüşçünün de birbirine karşılıklı saygıları vardı.

1970'e gelindiğinde Ali davasını kazandı ve lisansına geri kavuştu. Dövüş ufukta görünmeye başladıktan sonraki Ali'nin değişen tavrı herkesi şaşırtmıştı. Tabi ki de en çok Frazier'ı. Çok ağır ve acımasız açıklamalar yapan Ali, normalin aksine rakibinin görünüşüne yada gücüne değil duruşuna saldırıyordu. Bir çok kişiye göre bel altı saldıran Ali, Joe'ya Uncle Tom (siyahi amerikalıların kendi aralarında beyazca davranan bir başka siyahiye söyledikleri argo kelime) bile demişti. Onun savaş ve benzeri konularda sessiz kalması ve beyaz patronlarının olmasını saldırılarının ana teması olarak belirlemişti. Ali, hiç olmadığı kadar sinirliydi. Bir çok uzmana göre Frazier sadece yanlış zamanda yanlış yerdeydi ve Ali'nin bütün yaşadıklarının günah keçisiydi.

Frazier bunu bir ihanet olarak gördü ve kişisel aldı. "Asrın dövüşü" yaklaştıkça tüm dünyada insanlar ikiye ayrılıyordu. Gençler ve siyahlar Ali'yi, yaşlılar ve beyazlar Frazier'ı destekliyordu. Aslında bir anlamda kesinlikle tam da Ali'nin istediği "siyaha karşı beyaz" ortamı yaratılmıştı.

En sonunda 8 Mart 1971'de, tarihin en önemli boks günü gelmişti. İlk kez iki yenilgisiz şampiyon bir maçta karşı karşıya geliyordu. Maç başladığında ringde klasik bir Ali vardı. Dans ederek vur-kaç taktiğini uyguluyordu. Fakat bu çok uzun sürmedi ve Frazier da kendi baskılı stilini ortaya koymaya başladı. Vücuda yönelik çalışan Frazier, dövüşü son rounda kadar kontrolünde götürdü. Puanlarda geride olduğunu bilen Ali son rounda girerken nakavt yapmaya çalışsada planı işlemiyor ve Frazier onu yere düşürüyordu. Ali kalkmayı başarıyor ama yapacağı hiç bir şey kalmıyor ve Frazier UD ile dövüşün galibi oluyordu.

Rüşt ispatlanmış, öc alınmıştı. Bu Joe Frazier'ın kariyerindeki en tatmin edici zaferdi. Ali rövanş için elinden geleni yapmaya başlamışken Frazier, bir başka efsane George Foreman karşısında hezimete uğruyor ve şampiyonluğu kaptırıyordu. İkinci karşılaşma number 1 contender'lık için olacaktı. Ali, hem kariyerindeki ilk mağlubiyeti silmek hem de kemer maçına hak kazanmak istiyordu.Yine klasik maç öncesi Ali saldırıları başladı.

1973'de, çekiciliği ilki kadar büyük olmasa da yine de merak uyandıran bir maç oldu. Fakat 2 boksör de normal hallerinden farklı dövüştüler. Frazier ilk maçtaki kadar baskılı değilken, Ali ise çok fazla sarılmada bulunuyordu. Maç sonu puanlarla Ali maçı kazanıyor ve durumu 1-1'e getiriyordu.

Daha sonra da büyük bir sürpriz yapıp Foreman'ı da yenen Ali tekrardan dünyanın en iyisi olduğunu kanıtlıyordu. Gözler Ali ve Frazer arasındaki 3. maça çevrilmişti. Bu sefer Ali için hedef Frazier'ı yok etmek ve tüm şüpheleri ortadan kaldırmaktı. Frazier, Foreman'a kaybettikten sonra artık aynı boksör değildi. Bu 3. maç, Ali'nin rahat favori olduğu bir maçtı.

Son perdeye az kalmıştı. Finale Filipinler ev sahipliği yapıyordu. Herkes Joe'nun bittiğini düşünse de o herkesi yanıltıyor ve tarihin gelmiş geçmiş en büyük dövüşlerinden birini yaratıyordu. Ali, düşünülenin aksine Frazier'a karşı yumruk yumruğa dövüşmeye başlıyordu. Ama bunu uzun süre sürdürmüyor ve klasik vur-kaç taktiğine dönüyordu. Çok geçmeden Joe, dövüşün kontrolünü ele alıyor ve 12. rounda kadar Ali'yi tam anlamıyla dövüyordu (Ali'nin dayanma gücü Foreman'dan sonra bir kez daha test ediliyordu). Ancak Frazier durduran yine kendisi oluyordu. Az bilinen ama yıllardır çektiği göz sorunu tam da bu anda devreye girecekti. Frazier'ın sol gözünde yıllardır bir görme sorunu bulunuyordu. Foreman maçı da bu soruna çok etki etmişti. Ali karşısında Frazier'ın sağ gözü de şişmiş ve bu şekilde görüş alanı çok kısıtlı kalmıştı. Yani artık neredeyse iki gözü de kör dövüşüyordu. Ali bu durumun farkına varıyor ve o efsanevi kondüsyonunu konuşturarak, son roundlara girerken hala gücü olduğunu göstermeye başlıyordu. Frazier, artık Ali karşısında raundlar boyunca ayakta kalmaktan başka bir şey yapamıyordu. Hem de ne ayakta kalmak! 14. round bittiğinde Frazier köşesine gitmekte zorlanıyor, Ali de bütün efsaneviliğine rağmen pes edecek bir duruma geliyordu. Fiziksel olarak büyük bir bitkinlik gösteriyordu. Ali son raundu çıkarabileceğinden emin değilken çalıştırıcısı Angelo Dundee onu kendisine getiriyor ve son raund için devam etmeye ikna ediyordu. Diğer köşede ise durum tam tersiydi. Antrenörünün sözünü dinlemek istemeyen Frazier, gözünde kalıcı bir sakatlık ihtimaline rağmen dövüşmek istiyordu! (bu ünlem de Can için ! ) Ama yine de çalıştırıcısı Frazier'dan üstün geliyor ve havluyu atıyordu!

Dövüş sonlandığı an Ali yere yığılıyor ve taşınmak zorunda kalıyordu! Daha sonra Ali, bu anın ölüme en yakın olduğu an olduğunu söylüyecekti. Soyunda odasında Frazier'ın oğlu Marvis'i (Marvis Frazier da daha sonra ağırsiklet boksörü olacak ve Mike Tyson ile karşılaşacaktı) yanına çağırtan Ali ondan babası hakkında söylediği herşey için özür diliyordu. Fakat Joe bunu öğrenince özrü kabul etmedi ve şahsi olarak medya önünde özür beklediğini söyledi.

Daha sonra Ali çoğu kez Joe hakkında söylediklerini geri aldı ve sadece dövüşleri pazarlama adına yaptığını söyledi. Ali, Joe'ya saygı duyduğunu dile getirsede Joe'nun kini uzun süre dinmek bilmedi.

Her ne kadar arkalarında bir dolu perde arkasında dönen dedikodular bıraksalar da, tarihe büyük izler bırakmayıda ihmal etmediler. Ali'yi Ali yapan Frazier, Frazier'ı Frazier yapan da Ali olmuştu. Paylaştıkları sadece kendi aralarında anlayabilecekleri birşeydi.

7 Kasım 2011 de büyük efsane Joe Frazier kanserden dolayı 67 yaşında hayata gözlerini yumarken üzülenlerin en başında Muhammed Ali geliyordu...

Kansporu olarak Muhammad Ali'nin bu ayın 17'sindeki 70. doğum gününü şimdiden kutluyoruz!

Kaynak: http://robwrite.hubpages.com/hub/Muhammad-Ali-and-Joe-Frazier-The-Greatest-boxing-rivalry-ever

Pazar, Ocak 08, 2012

Strikeforce Lukehold vs. Jardine video özeti



Lukehold tamam iyi falan ama aklımda kalmıyor adam bir şekilde. İzlemeye devam edicez. Tyron Woodley de yeni en sıkıcı MMA'ci herhalde...

Pazar, Ocak 08, 2012

Cyborg Santos'da doping çıktı!

Şok bir haberle yayın akışımıza ara veriyoruz...

Artık kendine rakip bulmakta zorlanan, ve spor tarihindeki en dominant kariyerlerden birine doğru depar atmakta olan Cris 'Cyborg' Santos'un kariyeri, doping skandalıyla yerle bir oldu!

16 Aralık'taki doping testinde kanında stanozolol metabolites çıkan Cyborg, hem kemeri kaybetti, hem de en son Hiroko Yamanaka galibiyeti No Contest'e çevrildi.

Daha kötüsü, bu durum Cyborg'un bütün kariyerinin meşrutiyetini de lekelemiş oldu. Zaten dopingliydi, ve o yüzden zaten erkek gibiydi... deyip unutulacak mı? Yoksa Sean Sherk gibi 1 yıllık bir cezadan sonra dönüp yine baş tacı mı edilecek?

İlgili eski haberlerden: http://kansporu.blogspot.com/2011/01/kraliceyi-unutmadan.html

Pazar, Ocak 01, 2012

UFC 141: Brock Lesnar artık yok, Nate Diaz tam gaz, John Fitch hüsran...

(Kansporu için yazan Gökhan1985)

Senenin son etkinliği olan UFC 141’de olağanüstü dövüşler, beklenmedik gelişmeler izledik. Bu sene MMA dünyasına yaptığı katkılardan dolayı (her ne kadar çok sevilmese de) Dana White’ı ayrı bir yere koymak gerekir. Ayrıca bu etkinlikteki maç eşleşmelerinden dolayı da UFC ‘matchmaker’ Joe Silva’ya da tebriklerimizi sunarız. UFC ve ZUFFA ailesi için 2011 yılının bir hayli bereketli geçtiği yadsınamaz bir gerçek. Aynı hızla ve hatta vitesi daha da büyüterek önümüzdeki sene de yoluna devam edecekleri aşikar. Hadi bakalım hayırlısı….


Brock lesnar vs. Alistair Overeem

Tahmin edilen bir sonla biten bu maçtan daha da önemli olan şey, maç sonunda resmi olarak emekliliğini açıklayan Brock Lesnar’ın bir daha dövüşmeyecek olması. Maça bakarsak Lesnar’ın bu kararının isabet olduğunu söyleyebiliriz. Öyle ki ‘The Reem’ maç içinde Brock’a üç taneden fazla yumruk sallamadı. Sadece diz ve vücuda tekmelerle Lesnar’ı evine gönderen ‘The Demoloition Man’, kendi tabiriyle bi "K-1 tekmesiyle" rakibinin ameliyat olduğu yeri tekrar ameliyatlık duruma soktu.

Şimdi Dos Santos vs. Overeem şampiyonluk maçında belki de MMA ağırsiklet tarihinin en üst düzey ve kaliteli ‘stand-up’ (ayakta dövüş) maçına tanık olacağız. Brock Lesnar’a bundan sonraki hayatında bol sağlıklı günler diliyoruz. UFC’nin pazarlamasında önemliydi fakat MMA dünyasına pek bir şey katmadı (Editörün notu: Kesinlikle katılmıyorum birşey katmadığına!). Alistair Overeem ise bir kez daha gönülleri fethetti, 2007’den beri nağmağlup ve pek de mağlup olacağa benzemiyor. Bakalım Junior dos Santos karşısında ne yapacak. Boks mu yoksa kickboks mu galip gelecek? Bekleyip göreceğiz.

Nate Diaz vs. Donald Cowboy Cerrone

Yine harkulade bir maç, yine Diaz kardeşlerin boks resitali... Bu galibiyetten sonra kardeş Diaz’a hiç şüphe yok ki ünvan maçı yolu açıldı. (Editörün notu: ancak hala bu seneki Rory MacDonald ve Dong Hyun Kim mağlubiyetlerini unutturması lazım) Bir önceki maçıyla eşdeğer bir maç çıkaran Nate Diaz, yine yıpratıcılığını ve stilini konuşturdu. Tıpkı abisinin kopyası gibiydi. Kombinasyonları ve vuruşları boks hocasının da maç sonunda çocuklar gibi sevinmesine sebep oldu. Maçtan önce ‘trash talk’ dedikleri birbirlerini kızdıran ve gaza getiren açıklamalar yapan iki dövüşçü, maçtan sonra centilmenliklerini ilan ettiler.

Donald Cerrone için ise gece tam bir hayalkırıklığı oldu. Yılın en iyi yükseliş yapan dövüşçüsü olan ‘The Cowboy’, daha ilk raundda aldığı darbelerden sonra telaşı yüzünden okunur oldu. Aşağı tekmelerle Nate Diaz’ı zora sokmaya çalıştıysa da, rakibi yere düştüğünde üzerine gitmemesi puan kaybetmesine sebep olan en büyük etkendi. Darmaduman bir suratla maçı kaybetti ve ünvan maçı yolunda büyük bir yara aldı.

John Fitch vs. John Hendricks

 John Hendricks….bu adı Kansporu takipçileri uzun zaman saygıyla yad edecek. Çok uzun bir aradan sonra John Fitch gibi bir terminatörü böylesine durduran bir adam alnından öpülmeyi hak ediyordur. Daha onikinci saniye ve Fitch’in yüzünde öyle bir sol bomba patlıyor ki Fitch rakibini bırakıp hakemle güreşmeye başlıyor. Belki bu maç için öncesinde sıkıcı bir maç olacağına dair tahmin yürütmek alakasız sayılmazdı... Halihazırda John Fitch dört dörtlük bir battaniye olunca maçları da çok sıkıcı ve antipatik geliyor. (Editörün notu: BJ Penn karşısındaki muhteşem makina performansını da unutmadan) Bu sefer ise karşısında en az onun kadar güreş konusunda deneyimli bir dövüşçü ‘Big Rig’ vardı. Ancak hesaba katılmayan ufak bir detay maç sonunda izleyicilere şaşkınlığa boğdu; bu da Johny Hendricks’in sol balyozuydu. Müthiş bir sol kroşe çıkartıp rakibine Octagon’a gömen Hendricks, John Fitch’e hayatındaki en kötü noel hediyesini vermiş oldu. (Editörün notu: Hendricks yılın nakavtına aday!)

Vladimir Matyushenko vs. Alexander Gustafsson

Yaşlı kurt Matyushenko ve genç İsveçli ‘The Mauler’ maçında galip gelen taraf yeni nesil oldu. Maç ilk raundda biterken bu galibiyetiyle birlikte dikkatleri bir hayli üzerinde toplayan Alexander Gustafsson'ın bundan sonraki rakibi merak konusu. Maç içinde rakibini bekleyip bekleyip avlayan eski İsveç amatör boks şampiyonu, artık tam bir MMA dövüşçüsü olduğunu kanıtlamış durumda. Ayrı bir parantez Belaruslu için de açmak gerekir ki, kendisine sonsuz saygılarımızı sunuyoruz. Kırk yaşında hala dinamik gibi hala etkili bir dövüşçü olan Matyushenko, umarız daha dövüşmeye isteklidir.

Nham Phan vs. Jimy Hettes

Jimy Hettes’i Nham Phan de durduramadı. Nağmağlup Jimy Hettes, UFC’deki ikinci maçında da galip geldi. Bu zamana kadar kariyerindeki bütün maçlarını submission'la kazanan ‘The Kid’, bu sefer de ilk raundda kol kilidine çok yaklaştı ise de MMA’de 10 yılı geçkin bir bir tecrübeye sahip olan Nham Phan kolunu vermedi. Ancak o kadar tecrübeye rağmen çok kötü bir maç çıkaran Phan, kariyeri açısından dönemeçli bir yoldan geçiyor. Tam bir boğuşmacı olan Jimy Hettes, maçta hem judosunu hem de BJJ’sini konuşturdu. Ancak şu da var ki, vuruşları olsun gard alması olsun yer yer tam bir çaylak dövüşçüyü oynadı. Fena halde nakavt olabilecek gibi dövüşüyor.