Cumartesi, Ocak 31, 2009

Tarihten sayfalar: PRIDE FC acılış törenleri!!

PRIDE'ın 2003 ve 2005'teki Grand Prix event'lerinin, seyrederken heycandan insanın tüylerini diken diken eden efsanevi acılış törenleri:

PRIDE Grand Prix 2005 First Round - Opening Ceremonies

Cumartesi, Ocak 31, 2009

UFC'nin tarihi


İlki 1993 yılında Denver, Colorado'da 2800 kişilik bir seyirci kitlesine karşı düzenlenen UFC, gerçek bir kuralsız dövüş organizasyonuydu. Siklet farkı olmayan, dövüşçülerin eldiven giymediği ve saç çekmekten, yaranın içine parmak sokmaya kadar herşeyin serbest olduğu bu konsept, Brezilya'nın ünlü Vale Tudo'sunun Amerika'ya pazarlanışıydı.

Portekizce "Kural Yok" manasına gelen Vale Tudo'yu Brezilya'dan Amerika'ya getiren isim, bir jiu-jitsu efsanesi olan Royce Gracie'ydi. 1992 yılında Vale Tudo dövüşlerinden görüntüler içeren "Gracies in Action" video kasetlerinin Amerika'da çok satması, UFC için en büyük ilham kaynağı olmuştu. Gracie'nin kurduğu UFC'nin hedefi, farklı dövüş disiplinlerini karşı karşıya getirmek ve kimin nihai galip çıkacağını bulmaktı.

İlk UFC eventi 2 kickboksçu (Patrick Smith ve Kevin Rosier) ; bir savate dövüşçüsü (Gerard Gordeau) ; bir karate hocası (Zane Frazier) ; bir shootfighter dövüşçüsü (Ken Shamrock) ; bir sumo güreşçisi (Teila Tuli) ; bir profesyonel boksör (Art Jimmerson) ; ve Brazilian Jiu-Jitsu siyah kuşak sahibi Royce Gracie'den oluşuyordu. Çeyrek final, yarı final ve finalin aynı gecede yapıldığı bu amansız dövüşler sonunda finalde Royce Gracie, Gerard Gordeau'yu rear naked choke ile mağlup ediyor ve UFC'nin ilk şampiyonu oluyordu.

Amerikan televizyonunda paralı olarak izlenebilen (pay-per-view) UFC event'leri Amerikalı izleyiciler tarafından büyük bir ilgiyle karşılanıyordu. Ancak bu ilginin hepsi de olumlu olmuyor, bazı çevreler tarafından UFC'ye karşı kapatma kampanyaları yürütülüyordu. Bir çok eyalette yasaklanan UFC'ye karşı açılan kapatma kapanyasının başında da senatör John McCain bulunuyordu...

Artan tepkiler sonunda önce UFC 12'de siklet klasmanları getirildi. Ardından UFC 14'de eldiven takmak zorunlu hale getirildi. Saç çekmek, kafa atmak ve kasıklara darbe yasaklandı. UFC 15'te kafanın arkasına vurmak ve small joint manipulation (mesela tek bir parmağı kırmaya çalışmak) yasaklandı. UFC 21'de 5'er dakikalık roundlar getirildi ve böylelikle bir serbest dövüş kimliğinden sıyrılarak, bir spor ortaya çıkmaya başladı. Bu spora "karışık dövüş sanatları" manasına gelen Mixed Martial Arts yani kısaca MMA ismi verildi.

Bu değişim esnasında UFC popülaritesinden çok şey kaybetti. Japonya'da PRIDE FC'nin doğuşuyla en iyi dövüşçülerini de PRIDE'a kaptıran UFC, 23 ve 29. event'lerini video pazarına satmakta bile zorlanıyordu.

2001 yılında Zuffa şirketi ve boks organizatörü Dana White, zarar batağı içindeki UFC'yi 2 milyon dolara satın alınca, UFC için de tahmin edilemez bir yükseliş başlamış oluyordu. Doğru pazarlama planları sayesinde UFC 33 ile UFC, pay-per-view olarak televizyona geri döndü. Yavaş yavaş çıkışa geçen UFC, Las Vegas'taki ünlü otellerde event'ler düzenlemeye ve Fox Sports kanalında kendine yer bulmaya başladı. UFC ilk mega maçı sayılan UFC 40'taki "Ken Shamrock vs Tito Ortiz" rövanş maçı pay-per-view ile 150.000 satış yaptı ve artık UFC'nin 'yer-altı' günlerinden çıktığının sinyallerini vermeye başladı. Ancak 2004 yılına geldiğimzde Zuffa hala 34 milyon dolar zarardaydı...

2006'ya geldiğimizde ise artık işin rengi değişiyor, MMA sporunun kitlesi gün geçtikç artıyordu. MMA kısa sürede patlama yaratak Amerikan Güreşi (WWF) ve Boks müsabakalarından daha çok izleyici çekmeyi başarıyordu. SPIKE TV'deki ''The Ultimate Fighter'' adlı program ile büyük bir popülarite kazanan UFC, sonunda 2007 Mart ayında dünyadaki en büyük, ve gelmiş geçmiş en görkemli MMA organizasyonu olan PRIDE FC'yi satın alıp, MMA dünyasındaki tek lider isim haline geliyordu…

-Bugün diğer MMA organizasyonları ne durumda?
B
ugün UFC, MMA dünyasını domine etmeye çok yakın. Amerika'da UFC'nin tek rakibi olan Elite XC'nin iflası ve Japonya'da PRIDE FC'nin de ortadan kalkmasıyla MMA dünyasının en iyi dövüşçülerinin neredeyse yüzde 80'ini UFC toplamış durumda..
M
MA'in gelmiş geçmiş en büyük dövüşçüsü Fedor Emelianenko'yu elinde tutan AFFLICTION daha emekleme devresinde. Japonya'daki DREAM ise hem yeni hem de birkaç eski yıldıza sahip olmasına rağmen PRIDE FC günlerinden çok uzak...

(Yazan: Can Evrenol)

Cumartesi, Ocak 31, 2009

Dana White vs. AFFLICTION

AFFLICTION, ikinci event'i Day of Reckoning ile harika bir MMA şöleni sunarken, Amerika'daki televizyon reyting savaşlarından yine mağlup çıktı. MMA'in büyümesinde ve yaygınlaşmasında şüphesiz çok önemli bir unsur olan televizyon yayınlarında Dana White'ın UFC ile tekeli sürüyor.


UFC, çok akıllıca bir hamle yaparak, AFFLICTION 2'nin gerçekleştiği 24 Ocak gecesi SPIKE TV'den UFC 91'i (Randy Couture vs Brock Lesnar) tekrar banttan gösterdi ve gecenin en çok izlenen MMA programı olmayı başardı. SPIKE TV'de gelmiş geçmiş en çok izlenen tekrar maçı olan Randy Couture vs. Lesnar maçı, Fedor'un Amerika'daki popülaritesinin daha tavan yapmadığını gösteriyor.

PRIDE'i satın alıp kapatan, MMA dünyasını tekeline almaya çalışan UFC'nin sahibi Dana White, önce şirket sonra spor tavrını sürdürmeye devam ediyor. Röportajlarında Kimbo Slice için gülerek "hiç bir işe yaramaz" diyen, Ken Shamrock'un artık vaktinin geçtiğini söyleyen, defalarca Tito Ortiz ile ağız kavgasına giren, Randy Couture ile bile mahkemelik olan Dana White, MMA'in en önemli ve aynı zamanda en sevilmeyen ismi...

Zamanında fazla abartılıyor dediği Fedor için en son "eğer en iyi olduğunu iddia ediyorsa UFC'ye gelecektir" diyen Dana White, AFFLICTION'ın varlığından ve yükselişinden oldukça rahatsız...

Dana White ve şirketi Zuffa, UFC'yi (ve dolayısıyla MMA sporunu) Amerika'da hızla yükselen bir spor haline getirmesine rağmen, daha hala eski PRIDE FC'nin ihtişamını yakalamaktan çok uzak...



Cuma, Ocak 30, 2009

Helio Gracie vefat etti

MMA sporunun doğmasına sebep olan en büyük efsanelerden biri olan Brezilyalı ustalar ustası Helio Gracie, perşembe sabahı 95 yaşında vefat etti. 
MMA dünyası Gracie ailesine çok şey borçlu. Helio Gracie, Jiu-Jitsu'da yeni teknikler geliştirdiği ve bunu bir ekol haline getirdiği için, bugünkü modern Brazilian Jiu-Jitsu'nun kurucusu kabul ediliyor. Helio Gracie'nin oğlu Rorion Gracie, UFC'nin kurucusu. Helio Grace'nin bir diğer oğlu olan Royce Gracie ise ilk iki UFC turnuvalarının şampiyonu ve bir modern MMA efsanesi.

Helio Grace'nin aktif dövüş kariyerinde iki efsane dövüşü var. Bunlardan biri 1951'de kendisinden 40 pound (19 kg) daha ağır olan Masahiko Kimura'ya karşı. Kimura, Grace'nin kolunu kırınca Gracie köşesi havlu atmak zorunda kalıyor. Kimura'nın kendine has bu kol kitleme hareketi bugün "Kimura" ismiyle anılıyor ve MMA dövüşçülerinin hepsinin ilk öğrendiği tekniklerden biri.

Kimura o maçı şöyle anlatıyor: "Maçı izlemeye 20.000 kişi gelmişti... Brezilyanın devlet başkanı da dahil. Maçtan önce Helio Gracie benim için bir tabut yaptırmıştı. Ringe yürürken, kalabalık bana çürük yumurtalar atıyordu. ... Gracie'nin kolunu kitleyip çevirmeye başladığımda Gracie'nin pes edeceğini sandım ama öyle olmadı. Bütün stadyum bir anda susmuş, kimseden çıt çıkmıyordu. Gracie'nin kırılan kol kemiğinin sesi stadyum içinde yankılandı. O günkü kurallar içerisinde, hala pes etmemiş olan Gracie'nin kolunu çevirmeye devam ettim. İkinci kemik de kırılınca Gracie'nin köşesi havluyu attı. Seyirciler ringe girip beni omuzlarda taşıdılar..." 








Helio Grace'nın ikinci efsane dövüşü ise kendi ögrencisi Valdemar Santana'ya ise karşı. Santana'nın, Helio Gracie'yi yenmek için tam 3 saat 45 dakika dövüşmesi gereken maç, bugün MMA dünyasında hala bir rekor kabul ediliyor.

Perşembe, Ocak 29, 2009

Engin Koç, UFC eşofmanlarıyla görüldü!


Banu Alkan'la filmler çeviren, 90'ların erkek manken piyasasının yıldız isimlerinden, Televole programlarının gediklisi Engin Koç'u havaalanında görmüş arkadaşım geçen gün. 

Engin abimiz, havaalaninda üzerinde kapişonlu UFC eşofmanıyla esiyormuş...

Perşembe, Ocak 29, 2009

UFC Almanya'ya geliyor!


UFC 99 Köln'de, Lanxess Arena'da!!
Tarih: 13 Haziran 2009

Daha önce Japonya'da, Kanada'da, İngiltere'de ve İrlanda'da da event'ler gerçekleştirmiş olan UFC, bu sefer Almanya'yı fethedecek.

Fight card'ın açıklanmasını heyecanla bekliyoruz.

Perşembe, Ocak 29, 2009

Randy Couture "The Expandables"da

Amerika'da MMA dünyasının tartışmasız en sevilen karakteri olan Randy Couture, sinemada MMA dünyasının bayrağını taşıyor.



Daha önce, Cradle 2 the Grave, Scorpion King 2 gibi filmlerde ve Command & Conquer 3'te çeşitli roller almış olan Randy Couture, bu sefer gelmiş geçmiş en iddialı aksiyon oyuncu kadrosuna sahip The Expandables'da karşımıza çıkıyor:

Sylvester Stallone'nin yazıp yönettiği filmin inanılmaz muazzam süper kadrosu şöyle:

Sylvester Stallone
Mickey Rourke
Jason Statham
Jet Li
Randy Couture
Dolph "Ivan Drago" Lundgren
Randy Couture

web sitesi: http://www.randycouture.tv/

Salı, Ocak 27, 2009

Affliction 2: The Day of Reckoning


Fedor Emelianenko: İnsan mı makine mi?

S
por tarihinin gelmiş geçmiş en büyük karakterlerinden biri olma yolunda emin adımlarla yürüyen Fedor, rakipsiz olduğunu ispatlamaya devam ediyor!

20 yılı aşkın MMA tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir fight record ile (29-1-0) gelmiş geçmiş yenilgisiz tek MMA dövüşçüsü Fedor 'The Last Emperor' Emelianenko! Dahası, şu anda Fedor'a karşı şansını yüzde 40 bile gösterebileceğimiz başka bir dövüşçü bulunmuyor.

F
edor'un tek teknik yenilgisi 2000 yılında, Japonyadaki RINGS organizasyonunda TK Tsuyoshi Kohsaka'ya karşı. Dövüşün 7inci saniyesinde TK'in yumruğu Fedor'u ıskalıyor ancak TK'in dirseği Fedor'un kaşını açıyor. (RINGS'de dirsek vurmanın yasak olduğunu hatırlatalım) Fedor bu darbeden kesinlikle etkilenmemiş olsa da, kazanan sporcunun aynı gece 2 dövüşe daha çıkacağı (yarı final ve final) bu sistemde, hakemler Fedor'un kaşındaki bu açıkla devam edemeyeceğine karar verip, Fedor'a bir yenilgi yazıyorlar.
Affliction spor giyim markası, elinde Fedor gibi büyük bir kozla girdiği MMA dünyasında ikinci event'iyle olay yaratarak artık bir marka olma yolunda olduğunu gösterdi. Tabi Fedor ellerinden bugün gitse bir organizasyon daha bile çıkartabilecekleri süpheli. DREAM'in kısıtlı popülaritesi ve STRIKEFORCE ve CAGE RAGE gibi organizasyonların maddi sıkıntılar içinde eridiği bir dönemde UFC'nin MMA dünyasındaki hegamonyasına karşı tek ses AFFLICTION'dan çıkıyor.

AFFLICTION, ilk event'inde MEGADEATH konseri eşliğinde muhteşem bir Heavyweight maçı sunmuştu. Eski UFC şampiyonu, dev Tim "The Maniac" Sylvia 36 saniye içinde Fedor'a kurban düşmüştü. Donald Trump, Don Johnson, Tito Ortiz ve Jenna simaların da renk kattığı gece, Fedor'un Amerika'daki ilk galibiyeti oluyordu.Yılların ifadesiz, buz gibi soğuk şampiyonu Fedor'u, maç sonunda gülümserken gördüğümüz bu belki de ilk geceydi. Maç sonunda Fedor'a sarılan hatta onu dudağından öpmek isteyen sarışın bir bayan, Donald Trump'ın ringe çıkıp Fedor'un elini sıkması ve "Fedor" "Fedor" diye Anaheim'deki Honda Center'i inleten onbinlerce Amerikalı ile artık Fedor'un hayatında yepyeni bir başlangıç vardı.

A
FFLICTION 2 : The Day of Reckoning muhteşem maçlara sahne oldu; Paul Buentello, Vitor Belfort ve Josh Barnett iki AFFLICTION event'inde de güçlü rakiplere karşı çok sağlam galibiyetler alarak AFFLICTION'in güçlü silahları haline geldiler.

P
RIDE öncesinde Wanderlei Silva UFC'de dövüşürken, Silva'yı 45 saniye içinde TKO eden Belfort, inişli çıkışlı bir kariyere sahip. Ancak çıkışta olduğu zaman önünde kimsenin duramayacağını defalarca kanıtladı. Biraz fazla hisli ve oldukça dindar olan Belfort, AFFLICTION 2'de de maç sonrası "I thank Jesus. We all owe everything to him" gibi sözleriyle "Momma we're back! We're back!" diye ağlamaklı bir şekilde maç sonrası bağırdığı UFC günlerini hatırlattı.

Zamanında PRIDE'da herkesi dize getiren, ancak bir türlü Mirko Cro Cop engelini aşamayan Josh Barnett ise şimdi Fedor'un yeni rakibi. 2 yıldan fazla bir süredir heycanla beklediğimiz bu eşleşme sonunda AFFLICTION 3'e nasip oldu. Hakikaten şu anda UFC'den veya başka bir organizasyon'dan birinin Fedor'u Josh Barnett'ten daha fazla zorlayabileceğini sanmıyorum.

Bununla beraber Arlovski de gösterdiği performansla, Fedor'a karşı bir rövanş maçı hakketiğini kanıtladı diye düşünüyorum.

A
ncak başlangıç seramonisi ve organizasyonun kendini pazarlaması olarak malesef ilk event'in çok gerilerinde kalmış AFFLICTION 2... Hele ki PRIDE ve K1 Dynamite organizasyonların ihtişamını hatırlayınca, AFFLICTION'ın bu konuda daha katetmesi gereken çok yol olduğunu görüyoruz.

H
akem olarak Big John McCarthy çok iyi tabi... Yorumcu olarak Tito Ortiz ise, Joe Rogan veya Bas Ruten kadar sempatik kesinlikle değildi... Maç aralarında şaklabanlık yapan iki yorumcudan sesi dijital bir şekilde çıkanı ise bir nebze Bas Rutten tadı veriyordu...

Yazan: Can Evrenol