Çarşamba, Şubat 29, 2012

Perşembe Ekspresi... Kimbo dönüyor! UFC Sineksiklet turnuvası başlıyor!


Kimbo Slice geri dönüyor... Hayır Octagon'a değil , UFC ile olan sözleşmesinin bitmesinin ardından adı Bellator ile anılan ve seneye muhtemelen Bellator maçlarını yayınlayacak olan Spike TV, Cuma günleri The Ultimate Fighter Fridays ile TUF sezonlarını yeniden ekrana getiriyor. Bu program ile MMA dünyasından uzaklaşmamayı hedefleyen kanal , programın sunucu koltuğuna ise hepimizin bildiği Kimbo Slice'ı oturtma kararı verdi. Program 9 Mart'da yayına başlayacak.

Yves Edwards sakatlandı... UFC on Fuel 3'de Cowboy Cerrone ile karşılaşması beklenen Yves Edwards'ın sakatlanması ile yerini Jeremy Stephens doldurdu. Son olarak Anthony Pettis ile UFC 136'da yaptığı maçtan hatırlayacağınız Jeremey Stephens karşılaşmayı Split Desicion ile kaybetmişti. Donald '' Cowboy '' Cerrone ile olan maçını Mayıs ayında UFC on Fuel 3'de izleyebileceğiz.


UFC'nin sinek siklet(Flyweight) turnuvası önümüzdeki Cuma başlıyor... UFC on FX 2'de yer alacak turnuva için 4 adam kıyasıya mücadele edecekler.Kazanan ilk UFC sineksiklet şampiyonu olacak ve adını Mark Coleman , Frank Shamrock , Jose Aldo , Dominick Cruz vb... gibi ilk şampiyonların kitabına yazdıracak. Turnuvada Joseph Benavides kozunu Yosuhiro Urushitani ile paylaşırken , Dominick Cruz ile yaptığı kemer maçından tanıdığımız Demetrious Johnson, Ian Mccall ile dövüşecek.


Kan Sporu, takipçilerini şaşırtmaya devam ediyor... MMA dünyasının Türkiye ayağındaki en büyük sosyal platform olan Kan Sporu , takipçilerine en doğru bilgileri vermek adına Zen dağlarından büyük usta '' Sensei ''-yi getirdi. Uzak doğu dövüş sanatları, meditasyon ve Budizm felsefesi hakkında engin bilgilere sahip ustamıza teşekkürü bir borç biliriz. Bu vesile ile aramıza hoşgeldin diyoruz ossss...

Pazartesi, Şubat 27, 2012

UFC 144: Pettis, Hioki, Hunt!

UFC 144, nam-ı diğer "UFC Japan 2", beklentilerimizi karşılayan dinamit gibi bir UFC event'i daha olarak tarihe geçti... Son zamanlarda artık bakalım acaba bu sefer UFC beklentileri karşılayacak mı karşılamayacak mı oyununa dönüştü iş benim için. Çünkü UFC'nin bütün dövüş kartları çok iyi ve çok iddialı. (Zaten UFC'den başka bişey izlemez olduk). Ancak bir yandan da git gide herşey daha tek tipleşmeye başlıyor ve puanla maç kazanma derdindeki dövüşçüler ve kapasitesiz jüriler işin tadını iyice kaçırıyor.

UFC 144 de jürilerin akıl almaz rezalet bir kararına sahne olmaktan geri kalmadı. Öyle ki jüriler tarafından soyulan Mizugaki, resmen kaybetmiş olmasına rağmen Dana White tarafından win bonus dediğimiz para ödülünü aldı. Bu jüriler yüzünden artık Dana White'ın bu jesti zaten artık en az 2 event'te bir rastladığımız standart bir olaya dönüştü diyebiliriz.

Takanori Gomi galip gelmiş olsa da, artık Bloodstain Lane bile Gomi'nin eski Gomi olmadığını kabul ediyor. Kid Yamamoto'nun ise 5 yıldır eski Kid olmadığını söylemek yanlış olmayacaktır.

Cro Cop tarzı
UFC 144'te gecenin yıldızı onurunu herhalde Anthony Pettis'e vermek gerekecek. Pettis'in, çok çok iyi bir çıkış yakalamış olan Joe Lauzon'u nakavt ettiği tekme yine nefes kesti. Joe Rogan'ın dediği gibi Pettis, tekvando ve muay thai'in birleşiminin ne kadar tehlikeli ve estetik bir silaha dönüştüğünün en göz kamaştırıcı kanıtı. Şimdi Pettis, Benson Henderson ile kemer maçına çıkacak. Pettis, 2012'yi şampiyon kapatır mı? Göreceğiz.

Pettis şampiyon olursa, Clay Guida çok enteresan bir yere gelmiş olacak. Bence Guida vs. Pettis, Guida vs. Benson, ven Pettis vs. Benson maçları arasında en kafa kafaya olan Guida vs. Benson maçıydı. Yani Guida'nın şampiyon olması çok da uzak bir rüya değil derim ben. Ama bu jürilerle kolay değil tabi...

Hatsu Hioki gecenin bir diğer yıldızıydı. Bloodstane Lane'e katılıyorum. Bu adam Benson veya Pettis kadar atletik olmasa da, başka tarzda bir komple MMA'ci. İki farklı tarz komple MMA'ci nasıl olur demeyin. Öyle. Ama hangisinin galebe çalacağını göreceğiz. Ama tabi bu jürilerle kolay değil...

Okami'yi nakavt eden Boetsch'in apartkatları ne acayipti öyle ya! İçeriden uzanıp gardının dışından vuruyodu aparkatları herif. Bomba bi nakavttı. Ama Joe Rogan'ın UFC tarihinin en iyi comeback'i çığlıklarına katılmak mümkün değildi tabi.

Shields vs. Akiyama maçını geçiyorum. İzlemedim zaten.

Ama yine de Mousasi'yi yenmesine imkan yok derim...
Gelelim Mark Hunt'a! Mark Hunt ya.. Adamım... Yani bu kadar iyi bir çene, bu kadar sert yumruklar!.. Bütün lakayıtlığına rağmen bu adamın bugün UFC'de moderm MMA döneminde 3 maç üst üste kazanmış olduğuna inanamıyorum. Helal olsun! Bloodstain Lane, Mark Hunt için 2013'te kemer maçına çıkacak diyor. Ben o kadar ileri gitmezdim ama, çok da şaşırmam. Ama inanılmaz sevinirim. Mark Hunt'ın oyuncağını alırım. Alıcam zaten galba. Bu arada bu herifin Ray Sefo'yla yaptığı K1 maçını izlemeyen varsa hemen youtube'a.. marş marş!

Rampage, Jones karşısında muhteşem bir performans gösterdiği için Bader'ı da ezeceğini sanıyordum. Ancak korktuğum başıma geldi ve Rampage vs. Evans maçının bir benzerini izledik... Ancak sıkıcı Bader'a kızdığımız kadar, hala boksunun üzerine yeterli kickboks eklemeyen Rampage'a da kızmak lazım. Artık zaten yavaş yavaş onurlu bir emekliliğin zamanı geliyor Rampage için.

"Arkadaşlarım bana Murphy der... Sen bana Robocop de!"
Edgar vs. Benson Henderson maçına gelirsek. Söylenecek çok bir şey yok. İki farklı siklette adamın dövüşünü izledik. Edgar gerçek bir cesur-yürek. Benson ise mükemmele yakın bir dövüşçü/atlet. Benim gönlüm Frankie'den yanaydı ama olmadı. Bu adamın daha fazla bu seviyede darbe aldığını görmek istiyor muyum bilmiyorum.

Egdar'ın hemen bir rövanş istediğini okudum. Ama ben birçokları gibi maçı Edgar'ın kazandığını düşünmüyorum. Octagon kontrolü ve zarar veren darbeler kesinlikle Benson'dan geldi. Galip belliydi. Aslında şimdi Edgar vs. Aldo maçı en mantıklı (ve UFC için karlı) maç olurmuş gibi geliyor.


Benson Henderson da Pettis'in 2-3 maç kazanması gerektiğini söyledi ama görünen o ki Pettis'e hemen bir kemer maçı verecekler. Gönlümden geçen Pettis'in kazanması (muhtemelen de kazanır gibi geliyor) ve bu Benson Henderson'un eliyle kalp yapıp, sonra da İsa'ya teşekkür etmesini dinlemekten kurtulmamız...

Çarşamba, Şubat 22, 2012

Perşembe Ekspresi

Nate The Great Strikeforce'ta!
Rick Story ile olan maçından, aldığı ilaçlar sebebiyle, son anda çekilmek zorunda kalan ve ardından UFC'den çıkartılan Nate Marquardt sonunda bir kontrat yaparak MMA sporuna geri dönüş yaptı. Daha önce BAMMA ile sözleşme imzalayan ancak organizasyon tarihinin sürekli ileri atılması ile sözleşmesini fesih eden Nate Marquardt Strikeforce ile sözleşme yaparak kadroya dahil oldu. İlk dövüşü Tyron Woodley ile olacağı dedikodusu ortalıkta dolaşıyor. Doğru olup olmadığını hepimiz göreceğiz.









Dan Hardy Octagon'a geri dönüyor... Arka arkaya 4 mağlubiyet alan İngiliz UFC dövüşcüsü Dan 'The Outlaw' Hardy galibiyet için son şansı Duane Ludwig ile olan dövüşünde arayacak. 4 kere arka arka yenilmesine rağmen Frank Fertitta sayesinde UFC'de kalan İngiliz dövüşçünün UFC kariyeri tamamen bu maça bağlanmış durumda.

Pazar, Şubat 19, 2012

UFC on FUEL bir süredir unuttuğumuz enerjiyi geri getirdi!

2012'ye malesef isyan ettirici derecede sıkıcı ve (bence) hakkaniyetsiz maçlarla başlamıştık. Neyse ki sonunda 15 Şubat'taki UFC on Fuel, aradığımız heyecanı geri getirdi!

- Ivan Menjivar, gecenin ilk yıldızıydı. Maça oldukça sağlam başlayan John Albert karşısında bir ara nakavt olmak üzere gibi olsa da, Menjibar Sakuraba-vari bir şekilde ayakta kalmayı başardı. Ardından yine Sakuraba-vari bir şekilde beklenmedik bir atakla rakibini sersemletti (dönerek ters yumruk). Sakuraba gibi rakibini submit etti. Ve maçtan sonra da Sakuraba'ya teşekkür ederek, bizim kitabımıza ismini altın harflerle yazdırdı.

- TJ Dillashaw, UFC'deki ilk galibiyetini alırken, Walel Watson da muhteşem jiu-jitsu'suyla dikkat çekti, ve Dillashaw'un sayısız submission saldırısından kurtulmayı başardı.

- Stipe Miocic, ağırsiklettte dikkat edilmesi gereken, çok güçlü yumruklara sahip bir dövüşçü olduğunu Phil De Fries'i 49 saniyede nakavt ederek gösterdi. Gecenin nakavtı ödülünü kazandı.

- Stefan Struve, Dave Herman karşısında teknik olarak hatrı sayılır bir ilerleme kaydettiğini gösterdi.

- Diego Sanchez vs. Jake Ellenberger maçı beklenildiği gibi muhteşem ötesi bir savaşa sahne oldu! Jake Ellenberger son dakikalarda çok zor duruma düşse de ilk 2 raunddaki muhteşem performansıyla galibiyeti hakeden taraf oldu.

- Diego Sanchez'in maçtan sonraki haykırışına katılmamak elde değildi: "Hani bütün main event'ler 5 raund olacaktı?!".. Gerçekten bu maç 5 raund gitse acaba nolurdu sorusu, geceden geriye kalan tek diken oldu.

- Diego Sanchez, CV'sine inanılmaz bir şekilde bir "gecenin maçı" ödülü daha eklemiş oldu. Bu, Sanchez için üst üste 3., toplamda 6. oldu!

- Şimdi Carlos Condit ve Jake Ellenberger arasında Internim (geçici) Welterweight kemeri mücadelesi olması bekleniyor.

- Diego Sanchez'in maçtan önce haçla salona girmesi garip, komik ve eğlenceli bir detaydı. Her maçtan sonra Tanrıya ve İsa'ya teşekkür eden dövüşçüler arasında benim için sempatisini korumayı başaran tek adam Sanchez galba.

Cumartesi, Şubat 18, 2012

Gelelim Nick Diaz olayına ve marihuananın dopingden sayılması saçmalığına...

Arkadaşlar, birçoğumuzun ilkokul yıllarında Grup Vitamin'in "no haş haş no vitamin, bol mariyana..." dizeleriyle ilk defa tanıştığı marihuananın tamamen doğada yetişen ve sarılıp içildiği zaman kafa yapan bir bitki olduğunu sanırım artık hepimiz biliyoruz.

Kenevir olarak da bilinen bu bitki, argoda ot, esrar, cigara, paf küf ve daha bilimum isimle anılmaktadır. Marihuana denen meretin yasal olmamasına rağmen tıbbi olarak kesinlikle ne alkol, ne de sigara gibi zararlı birşey olmadığı defalarca kanıtlanmıştır.

Dünyanın en ünlü erkek sağlık sitesi AskMen'den, ilgilenene marihuana ile ilgili bilinen bütün yanlışlarü yararları ve zararlarıyla ilgili bir makale: http://uk.askmen.com/sports/health/20b_mens_health.html

1930'larda önce Amerika'da ve ardından bütün dünyada marihuananın yasaklanmasının bilimsel nedenlere değil, tamamen ekonomik ve siyasal çıkarlara yönelik olduğu su götürmez bir gerçektir. Marihuananın yasaklanmasının traji-komik tarihini anlatan Grass (1999, Ron Mann) adlı belgeseli izlemediyseniz bir an önce izlemenizi şiddetle tavsiye ederim.

Bu sebeptendir ki, günümüzde bir atletin marihuana içmesinin yasak olması siyasal bir şarlatanlıktan başka birşey değildir. Yüzme şampiyonu Michael Phelps ve UFC'nin yeni yıldızı Nick Diaz'ın maruz kaldığı bu durum, bundan yıllar sonra geriye dönüp bakıldığında oldukça komik gelecektir.

Marihuana performans arttırmaz, aksine düşürebilir. Şahsen ne halısaha maçına, ne kickboks antremanına ot içip çıktığımı düşünemiyorum. Ama çıkan çıkıyor işte...

O yüzden benim nezlimde Diaz'ın kişiliğine en ufak bir leke sürülmemiştir. (Yanlış anlaşılmasın, bir Diaz holiganı falan da değilim. Keza Diaz kardeşler Strikeforce'ta Mayhem Miller'a saldırdığında kendilerinden nefret ettiğimi haykırmıştım).

Nick Diaz'ın hem PRIDE'daki Takanori Gomi galibiyetinin elinden alınması, hem de Condit maçından sonra ceza yemesi, günümüz spor siyasetinin yüz karası durumlardan sadece bir tanesidir...

Cumartesi, Şubat 18, 2012

Kısa Kısa... UFC 148 bomba gibi geliyor!

Ufak bir aradan sonra tekrar merhaba! Berlin Film Festivali için bir 10 gündür Berlin'de ve laptopsuz olduğum için siteye haber giremedim. Charlotte eksik olmasın Facebook'tan bizi bilgilendirdiği kadarıyla ve biraz daha fazlasıyla işimize geri dönelim...

- Bomba maçlar geliyor!!! UFC 148 için Ortiz vs Griffin, Cruz vs Faber III, ve Mir vs Valesquez maçları onaylandı.

- Nick Diaz'ın maç sonrası tahlilleri Marijuana için pozitif çıktı. Kemeri kazansaydı bile No-Contest olacaktı bu durumda. 1 sene cezalı duruma düştü. Açılanan Diaz vs Condit rövanşı suya düştü... (bu haberi ilk sıradan girmedim çünkü bu konuda az sonra 2 çift kelam yazmayı düşünüyorum)

- UFC on Fox 3 için Koshcheck vs Hendriks onaylandı.

- Roger Gracie, UFC Light Heavyweight olmak üzere kontrat imzaladı.

- Micheal Bisping Wolfslair Academy'den ayrıldı, muhtemelen güreş üzerine yoğunlaşmak amacı ile Team Quest yada American Top Team'e geçmeyi planlıyormuş.

- Thiago Silva vs Brandon Vera II maçı , Brendon Vera'nın sakatlanması nedeniyle Thiago Silva vs Igor Pokrajac olarak değiştirildi.

Salı, Şubat 07, 2012

Cris Cyborg ve kocası Evangelista Cyborg ayrıldılar

Dünyanın en sert çifti diyebilceğimiz Cris ve Evangelista Cyborg'lar, 6 yıllık evliliklerini sonlandırmışlar. (Buradaki 'sert' kelimesi aslında çok isabetli bir kullanım olmadı. 'Tough' diyecektim. Türkçe ne diyeyim bilemedim)

Ayrılığın sebebini bilmiyoruz. Zaten dedikoduya da pek girmeyelim. Cris'in yaptığı yazılı basın açıklamasında oldukça saygılı bir üslup kullanılmış zaten. Ama Cris Cyborg'un doping skandalı üzerinde gelen bu boşanma, pek hayra alamet olmasa gerek...

Pazar, Şubat 05, 2012

UFC 143: MMA'den soğuduğumuz günlerden biri...

UFC 143'te gecenin hem main event'inde, hem co-main event'indeki iki maçı da maç boyunca geri vites yapan adamların kazanması beni bu spordan soğutuyor... MMA için yakında dünyanın en meşhur sporu olacak diyoruz ama şu sıralar daha çok MMA'in tıpkı boks gibi sıkıcı bir spora dönüşeceğinden korkuyorum.

Beni MMA'e aşık eden adamlar Dan Henderson gibi, Nick Diaz gibi, Jose Aldo gibi harbi dövüşçüler! Rakibine karşı üstünlüğünü ispatlamak için ringe çıkan adamlar bunlar! 5 raund boyunca geri vites takılıp aradan puan alarak maç kazanıp, seyirci tarafından yuhalanarak beline kemer geçirilen atletler değil.

Nick Diaz'a sonuna kadar katılıyorum. Ben de Nick Diaz yerinde olsam 5 raund boyunca geri vites yapıp kaçan bir adama maç kazandıracak bir spordan emekliliğimi ilan ederdim bu noktada.

GSP vs. Condit maçını izleyeceğime Kuzey Güney'i izlerim daha iyi...

Çarşamba, Şubat 01, 2012

En büyük boks rekabetleri 2: Muhteşem Dörtlü

(Kansporu için yazan Sefa Atılgan)

Boksun altın çağı 70'ler yavaşça sona ererken Ali-Frazier-Foreman fenomeni yerini Hagler-Leonard-Duran-Hearns'e bırakıyordu. Yani muhteşem dörtlü dönemine!

Kayadan eller, Panama halk kahramanı Roberto Duran... Motor şehri Detroit'in kiralık katil kobrası Thomas Hearns... Harikulade Marvin Hagler... Ve tabi ki de teknik deha Sugar Ray Leonard...

80'lerin başında Sugar Ray Leonard ve Thomas Hearns welterweight'te tartışmasız krallarken, Roberto Duran lightweight'i uzun yıllarca domine etmiş ve siklet atlamıştı. Diğer taraftaysa Marvin Hagler undisputed middleweight şampiyonuydu.

Duran vs. Leonard I - II

Rekabet ilk olarak 1980 yılının Haziran ayında Montrael'de yapılan ilk Duran vs. Leonard dövüşüyle başlıyordu. Maçları arasında disiplinsiz tavırlarıyla bilinen Duran siklet atlayıp yenilgisiz Sugar Ray Leonard'a meydan okurken onun kazanmasını uman kişi sayısı azınlıkdaydı.
Fakat dövüş başladığında Leonard kariyerinde görmediği kadar yüksek derecede bir baskıyla karşılaşıyordu. Duran kariyeri boyunca kabadayı, kavgacı ve korkutucu bir boksör olmuştur. Bu gece de bundan farklı değildi. Bütün dövüş boyunca Leonard hiç bir çare bulamıyor ve kemerini kaybediyordu. Maç bittikten sonraki Duran'ın sevinci tarihin en unutulmazları arasına giriyordu. Alt sikletten gelen bir fenomenin yenilgisiz genç şampiyonu devirmesi büyük olaydı. Ama bu bir mutlu son değildi.

Duran o klasik maç aralarındaki disiplinsizliği bu sefer abartmış ve büyük kilo almıştı. Bu durumun farkında olan Sugar Ray Leonard ve ekibi hemen rövanşı ayarlamışlardı. Bir çok kişiye göre bu Leonard adına akıllıca ama kaçakca bi hamleydi. Ama Duran dövüşü kabul etmişti bile. Aynı yılın Kasım ayında yapılacaktı rövanş. İlk maç nasıl unutulmaz bir zaferse ikincisi de kara bir lekeydi. Duran maçın ortasında pes etmişti! Ama bunun sebebi büyük darbeler alıyor olması, gözünün kapanması yada bitik düşmesi değildi. Sebebi Leonard'ın taktiğiydi. Leonard tarihin en akıllıca hamlelerinden biri olan rövanşı ayarlamakla kalmamış, inanılmaz hızlı ayaklarını ve bi o kadar da yüksek ring iq'sunu kullanarak maç boyunca vur-kaç yapmıştı. Duran zaten aldığı kilolardan kurtulmak için büyük bir çaba sarfetmişken formda bir Leonard'ın ondan kaçması onun için çok fazlaydı. "No Mas!" O unutulmaz söz ve maç bitmişti. Panama halkı kahramanına sırtını dönmüş (Duran onları daha sonra geri kazanmıştı), Leonard ise dünyanın tepesine tekrar çıkmıştı. Duran'ın efsanesine leke düşmüştü. Ama yıllar sonra Duran, belgeselinde bu konuyla ilgili konuşurken "onunla başka bir sefer dövüşebilirdim o an bi anlamı yoktu" diyerek hala pişman olmadığını gösteriyordu.


Leonard vs. Hearns

Sugar Ray, tek yenilgisinin öcünü aldıktan sonra roatyı sikletindeki diğer şampiyon Thomas Hearns'e çeviriyordu. Gerek karakteri gerek stratejik adımlarıyla Sugar Ray her zaman Hearns'ü gölgede bırakmıştı. Büyük bir nakavt makinesi olan Hearns için bu dövüş kendisini ispatlama maçıydı. 1981'de gerçekleşen dövüşün hemen başında o efsanevi bombalarını konuşturan Hearns, Leonard'a zor anlar yaşatıyordu. Dışardan dövüşmek zorunda kalan Leonard orta roundlara gelindiğinde gücünü Hearns'e gösteriyor ve roller değişiyordu. Bu sefer rakibini takip eden Ray leonard, dışardan dövüşen ise Hearns'dü. Zor bir kaç round'da kurtulmayı başaran Hearns, tekrar gücünü kazanıyor ve yavaşlayan Leonard karşısında tekrar kontrolü eline alıyordu. 3 hakemin de skor kartında açık ara önde olan Hearns, son roundlara belki de kazanacağından emin olarak giriyordu fakat, 13. round'da Sugar Ray Leonard büyük darbelerle Hearns'ü sarsıyor ve knockdown elde ediyordu! 14. rounda girerken Leonard maçı kazanacağına inanıyor ve bıraktığı yerden devam ediyordu. Hakem daha fazla bu duruma izin vermiyor ve maçı sonlandırıyordu!

Daha sonra bu ikisi arasında rövanş olacak mı diye beklenilirken, buna fırsat olmadan Ray emekliliğini açıklıyordu. Bu haber herkesi şaşırtırken, hayat devam ediyor ve Hearns ikinci şampiyonluğunu light-middleweight sikletinde bir başka efsanevi boksör Wilfred Benitez'i yenerek kazanıyordu. Roberto Duran da light-middleweight'teki diğer kemeri kazanıp tekrardan statüsünü yükseltiyordu. Middleweight sikletinde mi ne oluyordu? Marvin Hagler tarihin en iyi title reign'lerinden (üst üste kemerini müdafaa) birini geçirmeye devam ediyordu.


Hagler vs. Duran

1983 yılında 4. dünya şampiyonluğunu kazanmak isteyen Duran, bir üst siklete çıkıp Hagler'a meydan okuyor ve onu bu rekabete dahil ediyordu. Herkes maç öncesi iç dövüşte Duran'ın daha başarılı olmasını beklerken, Hagler üstün gelen taraf oluyordu. Fakat Duran dışardan etkili olmaya başlayınca dövüş ilginç bir tezat oluşturuyordu. Duran kabadayılığını gösterse de 15 raundun sonunda kazanan Marvin Hagler oluyor ve efsanevi Carlos Monzon'dan sonra middleweight'te en çok kemer koruyan boksör olmaya devam ediyordu.

Duran vs. Hearns

Zaman geçiyor 1984'de sıra Roberto Duran ve Thomas Hearns'e geliyordu. İkiside Ray Leonard ile rövanş yapmayı akıllarında bulunduruyordu. Yumruk alma konusunda her zaman iyi olan Duran bu sefer sert kayaya çarpıyor ve Thomas Hearns ilk raundda onu eziyordu. Stil olarak Duran tam da Hearns için yapılmıştı. Onun uzun kolları, hızlı ayakları ve patlayıcı yumrukları karşısında hiç bir şey yapamıyordu. Yere düşmüş olsa da 2. raundu görebilen Duran, bu sefer hiç bir şey yapamıyor ve nakavt oluyordu.

Hearns vs. Hagler 


1985 yılına gelindiğinde tarihin en büyük boks savaşlarından biri yaşanıyordu... Birinci raund başladığında iki taraf da bombalar üzerine bombalar yağdırıyordu ( ayrıca bu raund Hagler'ın kariyerindeki tek geri adım attığı an oluyordu!) Raund sona erdiğinde ortam yıkılıyordu! Daha sonra öğrenecektik ki Hearns bu raundda elini kırmıştı. Hagler'ın doğal olarak büyük olan kafasıyla ilgili bu olaydan sonra çok espriler yapılıyordu. İkinci raundla birlikte Hagler kontrolü alıyor ve karşılıklı bombalar devam ediyordu. Üçüncü raund başladığında Hagler'ın alnında açılma oluşuyor ve doktora danışılıyordu. Görmesine engel olmadığını için doktor dövüşün devamına izin veriyordu. Bu unutulmaz savaşın son anına girilirken Hearns artık bacaklarının kontrolünü kaybetmeye başlıyordu. Farkında olan Hagler büyük baskı kuruyor ve en sonunda nakavtı elde ediyordu! Hearns dokuzda kalkabilse de hakem maçı durduruyordu! Yüzü kanlar içindeki Hagler zaferi elde eden taraf oluyordu!

Hagler vs. Leonard

1987 yılına gelindiğinde Thomas Hearns ortada olan WBC middleweight kemeri için Domingo Roldan'ı nakavt ediyor ve 4. dünya şampiyonluğunu kazanıyordu. Sugar Ray Leonard, büyüklüğüne büyüklük katmak için Hagler'ı hedefi edinmişti. Son 6 yılda sadece 1 maç yapan Ray için kazanması imkansız gözüyle bakılıyordu.

Southpaw (solak) olmasına rağmen iki şekilde de dövüşebilen Hagler maça orthodox başlıyordu. Bir çok kişiye göre bu en büyük hatası olmuştu. Kariyerinde ilk kez middleweight'te dövüşen Ray Leonard, uzaktan dövüşerek puanları topluyordu. Daha sonra southpaw'a geçen Hagler daha iyi işler yapsa da tam anlamıyla düşündüklerini uygulayamıyordu. Hagler bazı anlar Ray'i iplere dayayabilsede bunu her zaman yapamıyordu. Fakat özellikle 9. raundda kontrolü ele alıyor ve gücünü gösteriyordu. Hagler'ın gücü, Ray'in hızına karşıydı! Farklı kriterleri olan hakemler için değişik sonuçlara gebe olacak bir dövüş oluyordu. Hagler bu ana kadar istediklerini tam yapamamış olsa da Ray'in de belli bir üstünlüğü yoktu. Son 2 roundda taraftara oynamasıyla meşhur olan Ray, şovunu yapmaya başlıyor ve kazanacağından emin olduğunu gösteriyordu. Hagler onu kovalamaya devam etse de maç sonucu hakemlere kalıyordu. 3 hakemden 2'si galibiyeti Ray'e veriyor ve mucize gerçekleşiyordu!

Hearns vs. Leonard II

1989 yılında ise Duran, Iran Barkley i yeniyor ve 4. dünya şampiyonluğunu 4. sikletinde tadıyordu. 8 yıldır rövanş için bekleyen Hearns, en sonunda Ray'le karşılaşıyordu. Marvin Hagler ise bu maç için özel yorumcuydu.

Genel görüş dövüşün pazarlaması yapıldığı kadar iyi olmayacağıydı. Ama maç başlayınca hemen anlaşıldı ki bu konuda herkes yanılmıştı. Maçın 3. raunduna geldiğimizde Hearns, Ray'i indiriyordu! Knockdown olan Ray Leonard savaşmaya devam ediyor ama Hearns rakibinin tüm saldırılarına yerinde kontralarla cevap veriyordu. 5. raunda geldiğimizde durum değişiyor ve Ray maçtaki kendi adına en iyi raundunu çıkarıyordu. Fakat sonrasında kontrol tekrar Hearns'e geçiyor ve 11. raund'da Ray Leonard bir kez daha knockdown oluyordu! Son round'a girerken Ray yorulan rakibi karşısında bombalar yağdırıyor ama Hearns bir türlü yere inmiyordu! Maç hakemlere kalıyor ve beraberlik kararı çıkıyordu! Hearns'ün kazanması kesin görünürken gelen bu kararın tek açıklaması Ray'in popularitesi olsa gerekti. Maç sonrası röportajları sırasında taraftarın 'bullshit' tezahuratı herşeyi açıklıyordu.

Leonard vs. Duran III

Aynı yıl içinde bu sefer Ray Leonard'ın rakibi Roberto Duran'dı. Son maç için her şey hazırdı. Belki artık vücutları ilk iki maçta oldukları kadar sağlam değildi ama yürekleri ve hırsları için aynısını söyleyemezdiniz. Kariyerlerinin bu anında Ray'in çok daha iyi bir durumda olduğu açıktı. Genel anlamda da maçı üstün götürdü ve hakem kararı (UD) ile kazanmayı başardı. Fakat Duran da boş durmamış Ray'in sol gözünün üstünde kesik oluşturmayı başarmış ve her zaman sevdiği kan dökmeyi başarmıştı.

4 büyük şampiyon altın çağdan sonra boksu sırtlarında başarıyla taşımış. Yenilgiyi, zaferi, mutluluğu, üzüntüyü birbirlerine karşı yaşamışlardı. Hakkında belgeseller, kitaplar çıkan
bu rekabet en çok çeşitliliğe sahip olanıydı...

Bu 4 efsane ismin highlight videolarını izlemek için:
Roberto Duran : http://www.youtube.com/watch?v=gac4u7iqclk
Sugar Ray Leonard : http://www.youtube.com/watch?v=hd2UOFou0Uw
Thomas Hearns : http://www.youtube.com/watch?v=kZdLJAYzV9M
Marvin Hagler : http://www.youtube.com/watch?v=TZHIo5ylQA8