Kansporu için yazan:
Sefa Atılgan (TheLastEmperor)
Bu sefer en azından UFC126'daki gibi hayalkırıklığına uğramadık... 126'daki gibi potansiyel 'Fight of the Year' (Yılın Maçı) adayı bir dövüş beklentisi yoktu... (Griffin'in, Franklin dövüşü öncesi verdiği röportajın yalancısıyım)
Ama bazı ilginç notlar var ki kart üzerinde çok sıkıcı geçecekmiş gibi görünen şova renk katan şeyler, olaylar... Önce onlarla başlayayım.
Brian Ebersole - 30 yaşında 63 dövüş tecrübesiyle UFC'de debut (siftah) yaparken, sanırım hiç kimse ondan bu performansı beklemiyordu. Hatta onu tanımıyordu (en azından ben). Saymadım ama bir dövüş esnasında en çok giyotinden kurtulan kişi olarak rekor kırmış olabilir. Karşısında BJJ kara kuşaklısı olmasına rağmen yerde hiç zorluk çekmiyor, her seferinde kurtulmanın bir yolunu bulup 'omuz darbeleriyle' rakibinin suratını çarşamba pazarına çeviriyordu. Ayrıca ayakta dövüş sırasında sergilediği farklı 'tarzla' ileride takip etmem gereken isimler arasına adını yazdırdı bile.
Mark Hunt - K1 seviyesinde birisine karşı ayakta dövüşmeyi seçerseniz ne olur? Sarı saçlarınız kızıla dönüşür... Hunt'ı 6 dövüşlük yenilgi serisinden sonra (sırasıyla Barnett, Fedor, Reem, Manhoef, Mousasi, Sean McCorkle'a karşı) galibiyetle görmek beni memnun etti. Ne olursa olsun zamanında Wanderlei Silva ve Mirko Cro Cop gibi efsaneleri split decision ile yenmiş bir isim. UFC 127'de de KO of the Night'ı (gecenin nakavtı) alan kişi oldu. Umarım UFC'de kazanmaya devam eder.
Renk katanlar kadar gölgeleyenlerde olmadı değil...
Riki Fukuda vs Nick Ring & hakemler - 3 round boyunca bir varlık gösteremeyen Ring'in jüri kararı ile (unanimous decision) kazanması kadar saçma bir karar görmedim. Bu kararın açıklaması yok. Ya UFC gerçekten J-MMA'den nefret ediyor. Yada dünyanın en salak hakemlerini tuttular. Fukuda'nın yerinde bulunmayı kimse istemezdi sanırım...
George Sotiropoulos vs. Dennis Siver
Gece canlı izlerken Can ile favorimiz kesinlikle George'du. Ama nasıl Ebersole en çok giyotinden kurtulan kişi olarak rekor kırmış olma ihtimaline sahipse Siver'da tek dövüşte en çok takedown defense yapmış kişi olabilir. George'un ilk round'da 2 kez knockdown olmasına rağmen önce bu raunddan kurtulması, ve sonrasında 2. ve 3. raundlarda da ayakta korkmadan Siver'la mücadele etmesi beklenmedik bir durumdu. Siver'ı zor durumlara sokamasada kendi seyircisi önünde ezilmiyordu. Siver'ı da tebrik etmeden olmaz. Çok iyi hazırlanmış George'a. (29–28, 30–28, 30–27)
Co-main event - Bisping vs Rivera: Bisping'in dizi
Dövüş öncesi, yapılan trash-talk'lar ve tartılma esnasındaki gerginlikle ne olursa olsun merak uyandıran bir dövüş oldu diyebilirim. Ama Bisping'in bu trash-talk'lardan yerdeki Rivera'nın kafasına diziyle vuracak kadar etkilenmiş olması esas ilginç olanıydı. 'Brit'lerin (İngilizler'in) en büyük MMA yıldızı' olarak lanse edilen Bisping, beklenildiği gibi TKO ile kazanmayı bildi. Dövüş sonrası önce kendisini tebrik eden Rivera'ya 'benden özür dile' diye bağırması ardından da Joe Rogan'la yaptığı röportaj sırasında 'ben duygusal bir insanım' falan demesi ve Rivera'dan özür dilemesi gerçekten de duygusal ve anlık kararlar verebilen birisi olduğunu gösterdi.
Main Event - BJ Penn vs John Fitch
Dövüş kartını değerli yapan adamın, yani BJ Penn'in, dövüşüne geldi sıra... Kilo dezavantajı ve benzeri şeyleri düşününce, Penn'in ilk round'ın en başından beri Fitch'in oyununu oynaması çok akıllıcaydı. Herkesi ters köşeye yatırdı. İlk raunnda hem yerde (rear naked choke denemesi) hem de ayakta üstün geçiren Penn, 'Prodigy' olduğunu hatırlatır gibiydi.
İkinci raundda da ilk başlarda etkili olan, aktif olan taraf Penn'di... Fitch tüm dövüş boyunca yaptığı (aslında kariyeri boyunca) rakibi kafese yapıştırıp momentumu'nu alma çabası sırasında burnuna sert darbeler alıyor ve o andan sonra hatrı sayılır bir kan gölü yaratıyordu. Bu ana kadar her şey Penn'den yanaydı. Fakat 2. raundun sonlarına doğru Fitch oyunu yere indirip yumruklar bulsa da, yinede benim görüşüme göre kazanma adına yetmiyordu. Üçüncü ve son raunddaki senaryo ise aklıma hemen GSP vs. BJ Penn I dövüşününün son raundunu getiriyordu. Fakat Fitch, GnP'da (yerde yumruklar) daha etkiliydi hakkını vermek gerekirse. Son raund kesinlikle Fitch dominasyonuyla geçiyordu.
Jüriden 'çoğunlukla beraberlik' (majority draw) kararı (29–28 Fitch, 28–28, 28–28) çıkarken, BJ Penn'in ''hakemlerin kararıyla kaybedeceğini düşünmüş müydün'' sorusuna dürüst bir şekilde 'evet' cevap vermeside görülmeye değerdi. Bir an duraksayıp yukarı baktığında onun da emekliliğini açıklayacağını sandım. Fitch ne kadar çok GSP tarzına sahip bir dövüşçü olsa da, şöyle de bir durum var ki; ne BJ de ki nede GSP'de ki 'Allah vergisi' yeteneklerin hiçbiri Fitch'de yok. Ağır çalışmaların sonucunda bu duruma gelmiş birisi. Onun için bir önerim var sadece, ismi anons edilirken dünyanın en büyük nakavt makinesiymiş gibi hareketler yapmayı kessin yeter :)
Bu arada Fitch'in Rogan'a ''sanırım 13 galibiyet kemer hakkı kazanmamı sağlamıyor. O zaman daha da çok gelişmeliyim'' diye UFC yönetimine ufak bir taşlamada bulunmasının ardından, Dana White'dan cevap: "Fitch is saying give me my respect. He just fought a 155-pound guy to a draw and lost the first two rounds IMO"
Neyse önümüzde artık Strikeforce: Feijao vs. Henderson ve UFC 128 gibi çok güzel eventler var.
Maçların özetleri (ESPN'den):
http://sbn.to/g395XE
maç sonrasındaki röportajlar için:
http://www.mmafighting.com/videos/
*** Editörün notu: Bugüne kadar kardeşim Mete Evrenol'un geçen sene yazdığı
UFC 108 canlı izlenimleri'nden sonra ilk defa bir konuk yazarın katılımıyla Kansporu blogumuz daha da zenginleşmiş oldu. Sefa Atılgan'a buradan teşekkürler ediyorum. Çok da güzel yazmış.