MMA (Karma Dövüş Sanatları) son 10 yıldır dünyanın en hızla büyüyen sporu. Modern spor tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir hızla gelişen, büyüyen ve bu ivmenin de daha sonu gelecek gibi gözükmeyen bir fenomen... Amerika'da, Japonya'da, Brezilya ve Rusya'da mainstream'e oturmuş durumda. MMA'in çok yakında dünyada 1 numaralı spor olması artık bir hayal değil. UFC'nin CEO'su Dana White'ın, 2010 yılında Amerika'nın en başarılı 20 CEO'su arasına seçilmesi tesadüf değil.
-Kırmızılara tık'larsanız ilgili makalelere ulaşabilirsiniz -
Peki ülkemizde durum nedir? Ülkemizde kafes dövüşü derseniz hani bir kısım insanın aklına yalan yanlış birşeyler geliyor ama.., MMA nedir derseniz bunun cevabını bilen hala anca bir avuç kişiyiz.
Basının olaylarla alakası yok. Türkiye'de MMA sahnesinin ne durumda olduğunu görmek için isterseniz 2011'de yaşananlara şöyle bir göz atalım:
2011 yılına girerken 2005 senesinde Amerika'da birden fazla defa kafese girmişliği olan, ve 2010'da Slovenya'daki MMA organizasyonu
WFC'ye fırtına gibi bir başlangıç yapmış olan yenilgisiz
Ertan Balaban, MMA'in ülkemizdeki profesyönel anlamda tek ciddi -ve aktif- temsilcisi konumundaydı. Ertan ve Burak Değer Biçer'in beraber kurdukları Jiu-Jitsu takımı
BRASA TR, artık
CORVOS adıyla bir MMA okulu haline gelmiş, ve (hakettikleri ciddiyeti görmeseler de)
basında kendilerine ufak bir yer bile bulmuşlardı.
Bu sırada CORVOS dışında bir de
Murat Kazgan vardı tabi piyasada. Aktif MMA hayatında sadece tek bir maçı olan Kazgan, sportif anlamda CORVOS'un bir adım gerisindeydi demek herhalde yanlış olmayacaktır. Murat Kazgan, düzgün fiziği sayesinde MMA organizasyonlarından önce medyanın ilgisini çekmiş birisi olarak biraz küçümseniyor gibi bir durum da vardı. Ancak kendisiyle çalışanlar Murat'ı çok seviyor, ve Kazgan'ın da oldukça sadık bir hayran kitlesi oluşuyordu. Ve tabi doğal olarak bu iki isim arasında bazen tatlı, bazen tatsız bir rekabet de söz konusuydu. Öyle ki Ertan ve Kazgan'ın bundan birkaç yıl önce beraber çalıştığı ve arkadaş olduklarını yeni duyanlar oldukça şaşırıyorlardı.
Aslında İstanbul'da Corvos ve Kazgan'dan da eski bir 3. MMA okulu İTÜ MMA diye bir amatör bir oluşumun daha varlığını biliyoruz. Ancak kendilerine attığımız iki ayrı email'e de cevap alamadık. Bunun dışında Burak Uğur hocanın Bujin'de MMA eğitimine başlamış olmasını da ekleyelim.
İstanbul dışında özellikle Ertan Balaban'la bağlantıya geçmeleri dolayısıyla haberim olan İzmir'de, Bursa'da ve hatta
Sivas'ta MMA öğrenmek/öğretmek isteyen kickboks ve BJJ okulları var. Ancak genel olarak Türkiye'de MMA ile ilgilenen herkesin ortak sorunu PR'larını iyi yapamamaları. Yani kendilerini yeteri kadar iyi ve profesyönelce tanıtamamaları. Bu sayfada yazdığımız herşey bizim kendi çabamızla kazıp arayıp bulabildiklerimiz. Bu yazıyı okuyup da buradan bizimle bağlantıya geçecek bütün okul ve oluşumların her birini ayrı ayrı tanıtan yazılar yazmak çok isteriz...
Evet, dönelim 2011'e... 2011 biraz sallantılı başladı. Corvos ile güzel bir ilişki içine giren WFC, 2011 yılında İstanbul'da bir etkinlik düzenleyeceğini açıkladığında hepimiz havalara uçmuştuk. Ancak 2011'in Ocak ayında kötü haber geldi;
İstanbul'da yapılcak olan etkinlik ertelenmişti.
 |
WFC'nin resmi twitter hesabından yapılan üzücü açıklama... |
 |
Men's Health'teki yazdığım köşe |
Digiturk'teki banttan UFC yayını Türkiye'deki gerçek UFC takipçilerini ıskalarken, bir süredir MMA etkinliklerini korsan bir şekilde bizlere izleme imkanı veren
ufcturk.net de kapatıldı, tekrar açıldı, şifre koydu, kaldırdı, ama sonunda pes etmek durumda kaldı ve kapandı...
Türk basınında MMA cehaleti aynen devam ede dursun, ben ülkemizde blogger'ın yasaklanması ve artan internet sansürüne rağmen
Kansporu'nu 185 kişi okuyor diye seviniyordum (sene sonunda bazı anketlere katılanların sayısı 300'ü aşıyordu). Bu sene Kansporu arşivlerine
MMA tarihi,
Efsaneler,
Milli Hazinelerimiz, ve
Sağlık&Felsefe üzerine çok güzel yazılar çıkardık. Kansporu'nda
Türkçe MMA terminolojisine dair önemli fikir alışverilerine girdik. Özellikle
Submission'ın Türkçesi konumuz oldukça ilgi gördü. Ertan Balaban ve Emre Birincibayraktar'ın da destekleriyle
Men's Health dergisi, Kansporu'ndan bir yazı istedi.
Nisan ayında Ertan Balaban malesef
WFC'deki 2. maçını puanla kaybetti. O sıralarda kimse bilmiyordu ki, bu Corvos için çok talihsiz bir dizi olayın daha ilk halkasıydı. Bu sırada
Puket kampında antremandan dönen Murat Kazgan ile Ertan Balaban arasında uzun süredir yapılmak istenen maç için sonunda anlaşmaya varıldığının müjdesi verilmişti! Ancak son ana kadar resmi açıklamayı görmeden haber yapmaya yanaşmadığım maç, son dakikada iptal oldu. Haberini yapmadığım maçın, iptalini de Kansporu'nda yazmadım. Şahsen iki sporcunun sevenleri arasında manasız bir tartışmaya platform vermek, ve iki sporcuyu da kıracak birşey yazmaktan uzak durmak istedim.
 |
Kazgan, ilk galibiyetine 2011'de kavuştu |
Ardından
Kazgan'ın Azeri rakibini ezip geçtiği maç geldi. Fransız hakemin insan hayatını tehlikeye atan akıl almaz cehaleti hafızalarda yer ederken, amatör bir boksör olan Azeri sporcunun maçtan sonra yaptığı suçlamalar hem organizasyonu, hem kendisini töhmet altında bıraktı. Rüzgarı arkasına alan Murat Kazgan, sonraki günlerde Brezilya'ya gidip 2 aylık üst düzey bir BJJ kampına katılarak MMA konusundaki kararlılığını gösterdi.
Bu maç Türkiye'de bir Türk'ün dövüştüğü ve kazandığı ilk resmi MMA maçı oldu. Biz de bu vesileyle bir önceki sene
Türkiye'de bir Türk'ün dövüştüğü (ama kaybettiği) ilk MMA maçı'nı da tarihe not düştük.
 |
Ertan aktif MMA hayatını bitirdi |
Sene sonuna yaklaşırken ise Corvos'ta esas bombalar patladı. Önce hala tam açıklanmayan sebeplerle Ertan Balaban, Corvos'tan ayrıldı. Tek başına WFC'de dövüşmeye devam etmekte kararlı olan Ertan, Corssfit34'le birlikte çalışmaya devam etti. Kısa bir süre sonra ise Aralık başında herkesi şaşırtan ani bir kararla
aktif MMA kariyerini bitirdiğini ve artık hocalık yapacağını açıkladı. Son derece üzüldüğüm bu haberden sonra dostum Ertan ile yaptığım telefon konuşmasında kendisi beni ikna etti. Sebeplerine saygı gösterdim.
(Bir de bakıyormuşsunuz Murat Kazgan Vegas'ta inanılmaz bir başarı yakalıyormuş, ve onunla maç yapmak için Ertan MMA'e geri dönüyormuş. Tabi bu sadece benim şahsi bir fantazim ama şayet öyle bir şey olursa, hangisi kazanırsa kazansın, işte bu olay Türkiye'de MMA'i ateşler! Türkiye'de de MMA'in ateşlenmesi için bir Ken vs. Tito lazım!) Neyse...
2011'de Kansporu'nun getirdiği bir başka önemli yenilik de "Kansporu Banyoları" oldu. Malum çoğumuz canlı izleyeceğimiz zaman sabaha karşı karanlıkta bilgisayarımızın başında yapayalnız izliyoruz önemli MMA gecelerini. UFC 126'dan başlayarak artık maçları izlerken facebook üzerinden diğer
MMAseverlerle sohbet edebileceğimiz bir platform oluşturmuş oluyorduk.
2011'in Kasım ayına geldiğimizde "
Kansporu UFC on Fox banyosu"na rekor bir katılım gerçekleştiriliyor ve ilk defa 20-25 kadar aktif üye hepberaber bir event'i izliyorduk...
Ayrıca yine ilk defa 2011'de Arda Kumbaracıbaşı'yla birlikte podcast olarak
Radyo Kansporu'na başladık. Pek düzenli olmasa da fırsat buldukça kaydettiğimiz bu programlarla güzel arşivlere vesile oluyor olmamız sevindirici...
Bütün bunların dışında bir de bu sene yeni başlıyor olduğumuz
Kansporu Fantasy MMA var tabi. Kansporu'ndan
11 kişi, kendi aramızda Fantasy Football tarzı bir oyuna başladık. Tamamen amatör ruhla deneysel bir şekilde atıldığım bu proje nasıl gidecek ben de merak ediyorum...
Şimdi 2012'nin ilk günlerinde
Murat Kazgan'ın Las Vegas'ta 1 milyon dolarlık bir turnuvaya katılıyor olması ve hem de ilk maçında UFC'nin popüler isimlerinden Roger Huerta karşısına çıkacak olması haberi en baş manşetimiz. Bakalım 2012 ve Murat Kazgan, Türk MMA sahnesine yıllardır beklediğimiz kıvılcımı çakabilecek mi? Heyecanla bekliyoruz...