Pazar, Mayıs 30, 2010

UFC 114 maaş çekleri...

Rashad Evans -- $435,000 ($250,000 to show, $185,000 to win)
Quinton Jackson -- $250,000

Michael Bisping -- $190,000 ($175,000 to show, $15,000 to win)
Dan Miller -- $15,000

Mike Russow -- $24,000 ($12,000 to show, $12,000 to win)
Todd Duffee -- $12,000

Küçük Nogueira -- $120,000 ($80,000 to show, $40,000 to win)
Jason Brilz -- $11,000

John Hathaway -- $22,000 ($11,000 to show, $11,000 to win)
Diego Sanchez -- $50,000

Melvin Guillard -- $38,000 ($19,000 to show, $19,000 to win)
Waylon Lowe -- $6,000

Dong Hyun Kim -- $64,000 ($32,000 to show, $32,000 to win)
Amir Sadollah -- $15,000

Efrain Escudero -- $30,000 ($15,000 to show, $15,000 to win)
Dan Lauzon -- $15,000

Cyrille Diabate -- $12,000 ($6,000 to show, $6,000 to win)
Luis Cane -- $19,000

Aaron Riley -- $20,000 ($10,000 to show, $10,000 to win)
Joe Brammer -- $5,000

Ryan Jensen -- $16,000 ($8,000 to show, $8,000 to win)
Jesse Forbes -- $6,000

Pazar, Mayıs 30, 2010

DREAM.14

Diaz / Minowaman / Gracie

Yine ''beyaz kafes''te gerçekleştirilen DREAM.14'ün yıldızı, Hayato Sakurai'yi armlock ile mağlup eden Nick Diaz oldu. (Haberler öyle ki, DREAM14'den sonra Dana White, Diaz'ı telefonla aramış).

Öte yandan emeklilik vakti çoktan geçmiş olduğunu defalarca söylediğimiz, ama canımızdan çok sevdiğimiz sevgili Sakuraba, bu sefer genç bir Gracie'ye (Ralek Gracie) 3 raund sonunda boyun eğdi.

Ancak bence gecenin esas bombası, Kansporu olarak geçen sene yılın adamı seçtiğimiz Minowaman'ın yine 130+ kilogramlık bir rakibi (Amerikalı Imani Lee) devirmiş olmasıydı! ... Hakikaten bu adamın kariyerine inanamıyorum!

Ayrıca, gecede Kid Yamamoto'nun dönüşü, ve Joachim 'Hellboy' Hansen'in nakavt olması da (Hiroyuki Takaya tarafından) kayda değer diğer olaylardı.

Pazar, Mayıs 30, 2010

UFC 114'den notlar...

UFC 114, gelmiş geçmiş en heycanla beklenen UFC event'lerinden biri olarak tarihteki yerini aldı. Rampage ve Evans'ın arasında aylardır süregelen ağız dalaşı ve Rampage'ın Hollywood'a adım atmış olmasından dolayı geceye ilgi olbilcek en üst düzeydi. Seyirciler arasında Snoop Dogg, Mike Tyson, Tim Duncan ve David Spade gibi ünlüler vardı. Ayrıca tabi ki Tito Ortiz, Randy Couture ve Matt Hughes gibi efsaneler de oradaydı.

Bu arada ben de hayatımda ilk defa bir MMA eventini 15 kişilik bir arkadaş kadrosuyla izledim. Kardeşimin evinde, Seattle'da, UFC'yi düzenli izleyen kızlı erkekli bir grup... Çok keyifli olduğunu söylemeliyim! Bugüne kadar ya tek başıma bilgisayarımda, ya 2 arkadaş, ya da maksimum 3-4 arkadaşımla falan izlerdim ancak tabi. O da genelde sabaha karşı...

Neyse UFC 114'e dönersek...
Gecenin kazananı Rashad Evans'dı. Evans, 3 raund sonunda Rampage'ı net bir şekilde mağlup etti. 3. raundda bir ara Rampage, Evans'ı fena yakalayınca havalara uçtuk, ama Evans hemen kendine gelip üste çıkmayı başardı. Rampage'ın biraz yorulduğu da gözden kaçmadı.

UFC 114, İngilizler için ayrıca keyifli bir gece oldu. Michael 'The Count' Bisping, Dan Miller'ı ezip geçerken, çaylak diyebilceğimiz 22 yaşındaki John Hathaway de, tecrübeli Diego Sanchez'i kafesten silerek büyük sükse yaptı.

Gecenin bombası yaşlı kurt Mike Russow'dan geldi. 12 dakika boyunca dinamit gibi bir Todd Duffee'den dayak yiyen Russow, bir anda herkesi (kendini bile) şaşırtan bir sağ kroşe ile Duffee'yi iki seksen yere serdi.

Küçük Nogueira'nın galibiyetine gelirsek... Valla ne diyeceğimi bilmiyorum. Maçın sonunda yuhlayan seyirciler kadar isyan etmedim sonuca. Bence maçın hakkı kesinlikle beraberlikti. UFC'nin puan sisteminde yapılacak dir değişikliğe ihtiyaç var. Böyle maçlarda iki taraftan birine yazık oluyor.

UFC 114'ün bir başka kazananı da koç Greg Jackson oldu. Greg Jackson'ın 4 dövüşçüsü de geceyi galip bitirdi! Bu adamın raund aralarında dövüşçüleriyle yapmacık bir sakinlikle konuşmasına kıl oluyorum ama Sezar'ın hakkını da Sezar'a vermek lazım...

Not: Undercard'daki Luis Cane vs. Cyril Diabate de gecenin saklı bombası. İzlemeyenlere hemen bulup izlemelerini tavsiye ediyorum.

Sonuç olarak güzel bir event oldu ancak, ne yalan söyleyeyim, ben Rampage vs. Rashad maçından çok memnun kalmadım. Şimdi gözler Shogun vs. Rashad maçına çevrilirken, ben de Shogun'ı destekleyenlerden olacağım tabi ki.

Pazar, Mayıs 23, 2010

Tim Sylvia vs Mariusz Pudzianowski

Geçtiğimiz sene boksör Ray Mercer karşısında rezil olan Sylvia, bu sefer ''World Strongest Man'' (Dünyanın En Güçlü Adamı) şampiyonu Pudzianowski'yi ezerek, bir anlamda kendini affettirmiş oldu. Bu maçla beraber Sylvia'nın iyi bir MMA'ci olup olmamasından çok, naslı bir canavar olduğunu hatırlamış olduk. Zaten daha maçın başında insan azmanı Pudzianowksi karşısında Tim Sylvia'nın daha da büyük, daha da azman olduğunu görmek bana yetti.

Pazar, Mayıs 23, 2010

Fedor da Cannes'da

Şu sıralar sinema dünyasının kalbi Cannes'da atıyor. Hatta benim de twitter'dan olsun, facebook'tan olsun, gördüğüm kadarıyla bir çok arkadaşım orda. Bu durumu çok kıskanıyordum. Seneye bu zamanlarda ben de kesin Cannes'da olayım diyodum.. ki bugün Fedor'un da Cannes'da olduğunu öğrendim!

Son İmparator, ''The Fifth Execution'' adlı filmin galası için Cannes'a gitmiş. Başrolde mi değil mi bilmiyorum ama filmde Fedor oynuyor baya anlaşılan.

Çarşamba, Mayıs 19, 2010

41 yaşında savaşa devam etmek...

Bugün Sherdog.com'da oldukça manidar bir yazı dikkatimi çekti. 29 Mayıs'ta, yaşayan efsane Kazushi Sakuraba, 41 yaşında, yeni bir maça çıkıyor (DREAM.14).

Yine bir başka 41 yaşındaki yıldız, Chuck Liddell, önümüzdeki günlerde UFC 115'de kariyerine kaldığı yerden devam edecek.





Böylesine sert bir hayata 41 yaşında hala devam etmenin felsefesi, sonuçları ve etikleri nedir sorusu ister istemez insanın aklını ve vicdanını meşgul ediyor. Organizatöründen, seyircisine kadar hepimizi ilgilendiriyor.

Gün gelecek, vefat etmiş olan emekli MMA'cilerin bazılarına otopsi yapılacak ve beyinleri incelenecek. Daha MMA'in ancak 20 yıllık bir geçmişi olduğu için, bugün bu mümkün değil. Ama eninde sonunda bunca darbe almanın sonuçlarının bir analizi orataya çıkacak. MMA'in en yakın akrabası olan boksta buna benzer gözlemler ortada. Bugün belgesellerde izlediğimiz birçok eski efsane boksörün dediklerini anlamak için altyazı koyulması gerekiyor. Yapılan otopsilerde çıkan kimi sonuçlar, ileri seviyede Parkinson hastalarından farksız. Aynı gözlemleri yakında emekli MMA'cilerde de yapacak olmamız hiç de uzak bir ihtimal gibi gözükmüyor.

Sukaraba'nın da, Liddell'in kariyerleri boyunca çok ağır darbelere maruz kalan dövüşçüler olduklarını biliyoruz. Özellikle Sakuraba'nın en kötü 5 gecesi geliyor akıllara... Sonra Liddell'in IVC 6'da kafasına yediği tekmelerle 2 kere yere düşmesine rağmen kazandığı o maç... Sherdog'daki yazıda TUF'un bu yeni sezonunda (TUF 11) Liddell'in bir kaç yerde konuşmasının bozulduğu ve ağzının kaydığına dikkat çekiliyor.

Problem şu ki; dövüşçülerin pes etmek bilmeyen yüreği, ve hayranlarının bitmek bilmeyen ilgisi bir araya gelince, durmak çok zor. Ne yalan söyleyeyim, Sakuraba'nın ve Liddell'in yeni bir maç yapacak olmaları beni de çok ama çok heycanlandırıyor. Özellikle Sakuraba! Ancak bu işe bir yerde dur demek lazım geldiği kesin. Mesela Bas Rutten'i şampiyon olur olmaz emekliye ayrıldığı için eleştirenler çok... ama bana sorarsanız çok da utanılacak bir yanı yok yaptığının.

Yine UFC'de sonuça dayalı bir sistemle işlediği için bu iş UFC'de daha kolay. Ama küçük organizasyonlarda, ve özellikle şova yönelik yapısı ve kontrol sistemi olmayan Japonya'da durum sanki biraz vahim. (Ki bu yönüyle UFC'yi hep eleştirmiş, ve Japon MMA'ini alkışlamış biri olarak bunları dile getiriyorum)

Sherdog'daki yazının sonucu bir yere bağlanmıyor. Sonuçta bir polis de yaşlandıkça işinde hayati tehlikesi artıyor. Veya bir itfaiyeci, veya bir maden işçisi... Onların durumu onurlu da, bir boksörünkü onursuz mu? Benim de mutlak bir söylemim yok. Sonuçta zaten ben en başından beri bu MMA'cilere, gladyatörler ve sıradışı insanlar olarak bakıyorum. (Kendim de 2 amatör Muay Thai maçına çıkmış ve antremanlara devam ediyor olmama rağmen) Bu sporculara sporcular olarak bakmaya hala tam alışamadım. Alışmak da istemiyorum galba. Boksu ve güreşi de severim, ama onlarla MMA'yle olduğu gibi bir bağ yok aramda. Biraz da o yüzden bu sitenin adı ''Kansporu''. Van Damme'ın kült filmi ''Kansporu''ndaki aşırılık ile MMA dünyasının ortak yanı çok...

Salı, Mayıs 18, 2010

Kan Sporu'nun ilk anketi

Sonunda bu anket yapma olayını nasıl yapacağımı araştırıp buldum. Oldukça kolaymış aslında :)
Siteyi yürüteli nerdeyse bir buçuk sene oluyor. İlk anketimiz hayırlı olsun:
Bu haftasonu kim kazanır? Rampage mi? Rashad mı?
(sağ üst köşede)

Salı, Mayıs 18, 2010

The Reem, Rogers'ı yok etti

Bu kadar tek taraflı bir maç beklemiyordum doğrusu. 3 yıldır kemerini savunmayan Strikeforce ağırsiklet şampiyonu Overeem, geldi, ve Bret Rogers'ı dağıttı gitti... Rogers anca tek bir yumruk atabildi rakibine...

İzle: Overeem vs. Rogers: http://video.mmator.com/2010/05/brett-rogers-vs-alistair-overeem.html



Şimdi Strikeforce, Fedor vs. Werdum maçını iptal edip yerine Fedor vs. Overeem maçını düzenleyecek diyenler var. Bilmiyorum gerçek payı var mı. Ama şaşırmam. Hatta sevinirim! Caglar'ın burda geçen hafta yaptığı yoruma katılıyorum. Bence de çok gereksiz bi maç bu Fedor vs. Werdum.

Bir yandan da Overeem'e şaşırıyorum. Ben bu adamı 5-6 sene önce PRIDE'da çok severdim. Ancak o zamanlar bir kazanıp, bir kaybeden ortalama bir hafif-ağırsiklet dövüşçüydü. Şimdi ise canavar gibi, Fedor'a meydan okuyan bir ağırsiklet oldu. Hatta hatırlıyorum, PRIDE'da bir basın toplantısında Overeem'e ''Fedor'la dövüşür müsün?'' diye sormuşlardı. Overeem de gülerek, ''ancak çok iyi bir paraya dövüşürüm evet'' demişti... THE REEM!

--
Bu arada Strikeforce'ta gece Brezilyalıların gecesiydi. Big Foot Silva, Arlovski'yi, DREAM'den tanıdığımız Jacare Souza da Villasenor'u 3'er raund sonunda jüri kararıyla mağlup ettiler. Genç Roger Gracie de, 38'lik eski toprak Kevin Randleman'ı 2. raundda boğarak (rare naked choke) bitirdi.
Gecenin özeti:

Cuma, Mayıs 14, 2010

Bellator'un yeni bombası: Hector Lombard'ın 6 saniyelik nakavtı!

Bellator nedir hala bilmiyorsanız size şöyle söyleyeyim; Bellator her yıl bizlere birkaç tane yılın en iyi videosu olmaya aday dövüş görüntüsü izleten, çok ama çok sıkı bir MMA organizasyonu. Bellator'un en yeni bombası ise Hector Lombard'ın 6 saniyelik nakavtı. Bugğn bütün MMA sitelerinde bu nakavt konuşuluyor. Son 19 maçında 19 galibiyeti bulunan Hector'u izlemeye devam edeceğimiz kesin! (daha fazla bilgi için: www.bellator.com)

Perşembe, Mayıs 13, 2010

Bunlar da var...

Bu yaşta çocukları hiç bir koruma olmadan full contact dövüş sporu yaparken görmemiştim. Tabi Tayland'dan izlediğimiz bazı videolar dışında. Hem de bu çocukların biri kız, biri erkek! Adeta Starship Troopers filmindeki üniversitede olacak bir olay gibi geldi bana. Kimilerinin baya rahatsız edici bulduğu, kimilerininse olumlu yaklaştığı bu olay bir Pankreas maçı olarak geçiyor. Surata darbe yasak. Enteresan..

Çarşamba, Mayıs 12, 2010

The Reem geliyor

PRIDE ve DREAM'in yıldızlarından Alistair Overeem, 2 senedir Strikeforce ağırsiklet kemerini savunmuyordu. Öyle ki artık millet Strikeforce ağırsikletini ciddiye almamaya başlamıştı. Bu sırada Overeem Japonya'da renkli karakterlere sahip ama en üst düzey olmayan MMA'cileri fena dövdü, K1'e girdi Badr Hari'yi dağıttı (ama rövanşını verdi) ve şimdi Bret Rogers'a karşı Strikeforce kemerini savunmaya geliyor.

Çarşamba, Mayıs 12, 2010

Paul Daley atıldı. Kimbo'yla yollar ayrıldı.

UFC 113'te, gecenin olayı Daley'in maçtan sonra Koscheck'e salladığı yumruk oldu. Koscheck-Daley maçı çok sıkıcıydı. Ayrıca Koscheck kafasına diz gelmemesine rağmen gelmiş gibi numara yapmasıyla herkesin nefretini kazandı. Ancak yine de maçın sonundaki Daley'in yaptığı saçmalığın ipe gelir bir tarafı yoktu. Hele ki daha 2 hafta önce Strikeforce'da benzeri bir olaya Dana White'ın gösterdiği tepkiden sonra, Daley'nin UFC'den atılması kimse için sürpriz olmadı.
Kimbo ile yolların ayrılması ise bence güzel olmadı. Hep söylüyorum, MMA'i sadece bir spor olarak görüp, işin şov ve gösteri tarafını unutursak, sonunda boks gibi sıkıcı bir hale gelecek işler. Ne olursa olsun, Kimbo binlerce hatta yüzbinlerce insanı ekran başına çeken bir adam. Bıraktım reytingi, sadece eğlencesine onu UFC'de tutardım ben olsaydım. Şimdi herhangi bir dövüş gecesinde, ilk maçlardan birinde Kimbo olsa, hangimizin hoşuna gitmez? Hepimizi uzun süredir izliyoruz, takip ediyoruz seviyoruz bu adamı. Teknik olarak üstün değil diye adamı UFC'den kesmenin ne manası var?
Bu arada Kimbo'yu darmadağın eden ''et kafa'' Matt Mitrione'u da yabana atmamak lazım. Kimbo bu maçı kendi kendine kaybetmedi herhalde. Mitrione'un stratejisi ve performansı etkileyiciydi bence. Adamın galibiyetinin değeri düşürlmüş oldu şimdi Kimbo'ya yol verilince.

Çarşamba, Mayıs 12, 2010

Shogun tekrar ''en iyi''!!!

2005'te yılın dövüşçüsü seçilen Mauricio 'Shogun' Rua, bir dizi ameliyat, sallantılı bir Amerika çıkartması ve 1 büyük haksızlıktan sonra yine ''en iyi'' olarak karşımızda. Shogun'un UFC 113'te Machida'yı 3buçuk dakika içinde nakavt etmesinden sonra, bir önceki Shogun-Machida maçının jurisi ne düşündü çok merak ediyorum. PRIDE yıllarından hatırladığımız gerçek yıldız Shogun'ın tekrar aramıza dönmüş olduğuna çok seviniyorum. Shogun, bir anlamda PRIDE'ın onurunu da kurtarmış oldu diye düşünüyorum.
Şimdi Shogun, ''o benim idolüm'' dediği Randy Couture ile dövüşmek istediğini söylemiş. (bildiğiniz gibi Randy, önce James Tony ile dövüşüyor)








bu arada Wanderlei Silva'nın, kendi twitter'ından Shogun'ı övmesini okumak da pek eğlenceli:

wandfc:
Shogum with 106 kg win on fight with fedor
about 13 hours ago via txt

wandfc:
You is the best in the word the best pound for pound I think
5:59 PM May 10th via txt

wandfc:
Shogum is Congractulaition
5:58 PM May 10th via txt

evet yanlış okumadınız, Wanderlei, Shogun için Fedor'u alır diyor! : ) Hadi bakalım