Perşembe, Mayıs 31, 2012

Perşembe Ekspresi: Belfort elini kırdı, Miller kovuldu, Haywire tatsız...

- Wanderlei vs. Vitor Belfort maçı artık yok. Yerine UFC 147'de Wanderlei vs. Rich Franklin II var. Vitor elini kırmış malesef...

Haywire'ın finalinde Carano,
Ewan McGregor'u bir güzel döverken
- Sonunda Gina Carano'nun başrolde oynadığı Haywire'ı izledim. Aslında eksik olan hiç birşey yok ama tatsız tuzsuz bir film olmuş bence. Uyuya kaldım aradan izlerken falan. Gina Carano'yu alıp Banderas, McGregor, Fassbender gibi en ünlü erkek oyuncularla dövüştürüp, bir güzel kıçları tekmeletmek süper fikir! Ama uygulamada olmamış. beni etkilemedi yani en azından. Dövüş sahneleri de çok aşırı gerçekçi falan değil hani.

- Mayhem Miller UFC'de 2. maçını da kaybederek UFC'den çıkartıldı. Yazık oldu. Yıllar önce bi de GSP'ye yenilmişti. Toplamda 0-3 oldu adamın UFC rekoru. Miller gibi bir yıldız için olacak iş değil. Ama ne diyelim bunlar var...

- 'MMA'de ölüm yok' sloganı artık çoktan tarihe karıştı farkında mısınız bilmiyorum ama... Geçenlerde yine Güney Dakota'da ufak bir organizasyonda genç bir MMA'ci ölmüş. Son bomba da Urijah Faber'ın gym'inden bir dövüşçünün felç olması malesef.. Habere göre giyotin choke'tayken takedown yapmaya çalışmış ve omurgası çok ağır zedelenerek felç olmuş...  kaynak: http://www.bloodyelbow.com/2012/5/31/3055085/student-at-urijah-fabers-gym-paralyzed-during-training

- Jon Jones içkili araba kazası yaptığı için hakim karşısına çıkıyor. 1 yıl hapis söz konusu ama denilen o ki, hiç hapis falan yatmadan Ekim'deki Dan Henderson maçına hazırlanmaya devam edecekmiş...

- Bi de son olarak Fedor'un Rusya'da oyandığı bi reklam var Fedor'la ilgilenen kaldıysa hala... http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=-v2H1zQpQg0

Perşembe, Mayıs 31, 2012

UFC 146: Dos Santos tahtını korudu, Velasquez kaldığı yerden devam...

(Kansporu için yazan Gökhan1985)

Her anlamıyla büyük bir gece olan UFC 146, ana kart itibariyle tarihe kazındı. Daha maçlar belli olur olmaz MMA-severlerde ayrı bir heyecan uyandıran etkinlik, Mark Hunt ve Overeem’in çekilmesiyle reyting kaybetse de, gecedeki ana kart maçları beklentileri karşılar nitelikteydi. Güzel nakavtlar ve submission'lar izledik.

STEFAN STRUVE vs. LAVAR JOHNSON
Orta karar bir ağır siklet maçında tecrübe kazandı desek pek de yanlış sayılmaz. Aslında Hollandalının rakibi Mark Hunt olacaktı ki talihsiz bir sakatlanmayla yerini daha iki etkinlik önce dövüşmüş Lavar Johnson’a bıraktı. Böylece Johnson bir ayda iki maça çıkarak sporculuk tarihi açısından enteresan bir duruma imza attı. Maça önceki iki galibiyetin verdiği gazla hızlı başlayan ‘The Big’ hemen yumruklarla Stefan Struve’u tellere yapıştırdı. Fakat Lavar Johnson’a göre MMA tecrübesi rakibine oranla bir hayli fazla olan ‘Skyscraper’ hemen rakibini guard’a çekti ve buradan hemen kol kilidine gidiverdi. Tabi ki bu derece bir yenilgi Lavar Johnson için son derece küçümseyici oldu. Aslında iyi bir dövüşçü ve ayakta dövüşü hiçte fena değil.Ancak yer oyununu hiç geliştirmeden bu sporda başarılı olmak neredeyse imkansızdır.

STIPE MIOCIC vs. SHANE DEL ROSARIO
Bu zaman kadar kariyerlerinde hiç yenilgi bulunmamış iki gelecek vadeden ağırsiklet kapışmasında yoluna devam eden Hırvat asıllı Miocic oldu. Şahsi kanaatim itibariyle Miocic’i önceki UFC dövüşlerinden tanır ve bu maç içinde favori olarak görmüştüm. Rakibi Shane Del Rosario'nun ise tam bir nakavtçı olması maç için beklentilerimi daha da arttırdı. Daha ilk roundda müthiş orta tekmelerle Miocic’in canını bir hayli yakan Del Rosario ne yazık ki rakibin güreş yeteneği karşısında yetersiz kaldı. İlkroundda rakibiyle neredeye birebir giden Hırvat dövüşçü ikinci roundda maçı almak için başarılı bir hamle yaptı ve rahat bir şekilde Shane Del Rosario’u yere aldı. Burdan sonra kısa ve sert dirseklerle adeta Del rosario’nun yüzünün pestilini çıkaran ve namağlup kariyerine devam eden Stipe’yi bir sonraki maçı merak konusu. Kendisi sessiz ve derinden geliyor.

ROY NELSON vs. DAVE HERMAN
 Çok güzel ve kısa bir maç çıkaran Big Country, takdirleri toplamaya devam ediyor ve ben buradayım diyor. Aslında Roy Nelson’ın da asıl rakibi Antonio Silva idi. Daha sonraki değişiklikle kısa bir süreliğine Gabriel Gonzaga oldu. En son Dave Herman’la karar kılınan Kung-fucu için pek de rakibin değişmesi büyütülecek bir konu değil. Yine o müthiş kafaüstü vuruşlarından yapan ve tam oturtan Roy Nelson üçüncü kez gecenin nakavt bonusunu kaptı. Rakibi Dave Herman ise öyle pek kolay lokma değil. Son maçını kaybetse de ben Big Country’nin başına bela açabileceği kanısındaydım. Ancak Kungfu Panda maç sonunda göbeğini okşamayı bildi.

CAIN VELASQUEZ vs. ANTONIO SILVA
Bu maç için klasik bir Meksikalı geçişi diyebiliriz. Cain Valesquez, Dos Santos yenilgisi dışında son sürat yoluna devam ediyor. Tekrar unvan maçı için adeta gün saydığını bu maçla bizlere kanıtlamış oldu. Bugüne kadar hiçbir maçta ben bu kadar kan görmemiştim! Resmen Octagon’un ortasında kurban kesildi. O kurbanın adı da ‘Bigfoot’tu. Zaten yüzünü kanlar kaplayınca görüşü neredeyse tamamen kapanan Brezilyalı, Cain’in yıldırıcı baskısına dayanamayıp maçı bıraktı. Hakemin araya girmesiyle maçı alan Velasquez’in Octagon’da attığı mağrur ve gururlu tur rakiplerine bir gözdağıydı. Eğer yine bir sonraki kemer maçı için Overeem yine olmazsa ve Dos Santos ikinci kez Cain Valezquezle karşılaşırsa ben hiç şaşırmam….

JUNIOR DOS SANTOS vs. FRANK MIR
Gecenin kemer maçı beklenen sonla bitti. Zaten UFC’yi takip eden herkes bilir ki; Frank Mir rüyasında dahi ‘Cigano’yu yenemez ve öyle de oldu. Adeta Dos Santos bir ter idmanı yaptı.
Frank Mir’den fersah fersah önde olan boksuyla kafes içinde Frank Mir’i çocuk gibi dövdü. Gerçekten eski şampiyon için çok acınası bir durumdu. Halbuki Mir bundan önce yer oyunu yeteneğinin yanına gelişebilen bir vuruş kabiliyetini de ekliyordu. Ancak geçmişte Brock Lesnar hezeyanıyla koçunu (Ken Hahn) değiştirme kararı alan MMA emektarcısı bunun bedelini acı ödedi. Ayakta dövüşünde gözle görülür bir düşüş olan Frank Mir, son kemer şansını da hayallere bıraktı. Maç içinde verilen istatistiklerle de kendisine emeklilik ya da UFC’den ayrılmak için yeşil ışık yandığını söyleyebilirim. Junior Dos Santos için gerçek bir sınav ya Overeem ya da tekrar Valesquez olacaktır. Bunun dışında kemeri başka biri alırsa UFC ağırsiklet tarihinde efsaneleşir…..

Pazartesi, Mayıs 21, 2012

Strikeforce HW GP şampiyonu: Daniel Cormier

Cormier'in Barnett'i dağıtmış olmasına rağmen son 15 saniye resmen tabanları kıçına vurarak kafesin içinde kaçacak yer aradığı maç, Strikeforce HW GG'sine sönük bir final oldu...

Cuma, Mayıs 18, 2012

UFC on FUEL TV: Gönüllerin Şampiyonu The Korean Zombie!

(Kansporu için yazan Gökhan1985)

İnanılmaz güzel bir gece, inanılmaz güzel maçlar ve muhteşem bir atmosfere evsahipliği yapan Virginia eyaleti bundan sonra bu kadar güzel bir etkinliğe tanık olur mu bilenmez ama bilinen tek gerçek MMAseverlerin adrenalinlerini tavan yaptıracak dövüşler vardı. Nasıl olmasın ki; sadece ana kart maçları durumu özetler nitelikteydi. Böyle devam etmesini ve hiç azalmamasını dilerim.


TOM LAWLOR vs. JASON MACDONALD
Ana kartın ilk maçı bu olan bu kapışma ellinci saniyede nakavtla bitince gecenin de böyle ateşli süreceğine işaret eder gibiydi. Kanadalı emektar dövüşçü Jason Macdonald rakibi karşısında etkisiz kaldı ve önce sol direkle sonra iyi bir kroşeyle Octagon’a uzanıverdi. Kendisi bir Gracie Barra dövüşçüsü olması hasebiyle yerde iyi olan ‘The Athlete’ planında dövüşü yerde almak olsa bile sadece kendisi yere inince haliyle maçı kaybetti ve artık yavaş yavaş sahnelerden çekilmesinin zamanı geldi. Rakibi için ise çok güzel ve etkileyici bir galibiyetti. Bu maçla beraber son yenilgisi unuttursa da Tom Lawlor orta karar bir dövüşçü, tabi potansiyeli nedir bilmiyoruz.


IGOR POKRAJAC vs. FABIO MALDONADO
Müthiş bir kapışmaya sahne olan bu maç adeta nefesleri kesti. Her iki dövüşçü de maçı güzelleştirmek elinden geleni yaptı ve takdir topladı. Zaten maç sonu alkış-kıyamet bunun göstergesiydi. Benim maç içinde en çok hayran olduğum anlar Maldonado’nun ‘dirty
boxing dedikleri yakın mesafe karaciğer atılan yumruklardı. Müthiş bir iş çıkaran boksör maç içinde nerden baksan kırka yakın vücuda yumruk attı. Bunun yanında rakibinin yüzünü de boş geçmeyen Fabio Maldonado her yönden başa baş bir mücadele sergiledi. Ancak rakibi de UFC takipçileri bilir ki çok sağlam bir muay thai-kickboksçudur. Bunu maç içinde rakibine attığı dizlerle gördük , bir yandan da Hırvat dövüşçünün bir hayli sağlam çenesi varmış bir türlü inmek bilmedi. Zaman zaman köşeye sıkıştıysa da diri olarak maça devam etti. Sonuç olarak maçı kazana taraf Igor Pokrajac oldu, fakat bu maçı her iki taraf ta kazandı.


JVES JABOUIN vs. JEFF HOUGLAND
Horozsikletin bir güzel maçı da bu geceye denk geldi. Tam da şanına yakışır şekilde kuvvetli ve hızlı bir maça tanık olduk. Her iki MMA’ci de kondüsyonlarıyla Octagon’u defalarca turladı. Haitili dövüşçünün birkaç gömlek üstün olduğu maç içinde belliudi. Öyle ki müthiş hızına karşılık veremeyen Jeff Hougland adeta mermi gibi dönen tekme yedi ve kendini yerde buldu. Hakem bile suratındaki acıdan dolayı olsa gerek araya girer gibi yaptı fakat daha sonra geri çekildi..Yere inince BJJ siyah kuşak olan Hougland rakibini yerde tutmayı da başaramadı, çünkü Jves Jabouin pireden farksızdı. Ayakta nasılsa yerde o derece hareketli olan Jobuin sonuncu roundda rakibini sol kroşeyle yine yere yıkınca maçı puanla ve haklı bir şekilde aldı.


DONALD CERRONE vs. JEREMY STEPHENS
Gecenin ikinci ana maçında Cowboy kaldığı yerden devam etti. Geçen maçında Diazz engeline takılan Donald Cerrone güçlü rakibi karşısında bir sokak dövüşü yaptı. Rakibine oranla maç içinde bir hayli iri duran Cerrone korkusuzca aşağı tekme ve yumruklarını çok güzel oturttu. Jeremy Stephens’ın bir ara aldığı darbelerden sol gözü yuvasından fırlayacak gibi duruyordu, hatta bir ara maç içinde hakeme dönüp gözünü işaret etti, ancak maçı bırakmadı. Gözünün daha ilk roundda kapanmasıyla bir hayli avantaj kaybeden Stephens tek gözle kör dövüşü yaptı ve çok etkisiz kaldı. UFC’ ye geldikten sonra sadece Nate Diaz’a yenilen Donald Cerrone ise bu dövüşteki sitili bir önceki maçında Diaz’ınkine benzer bir sitildi.Herhalde yenilgiyi içine sindirememiş olacak ki; maç sonunda belki de unvan maçında Nate Diaz ile kapışırım gibisinden bişey söyledi


AMIR SADOLLAH vs. JORGE LOPEZ
Diğer maçlara oranla biraz etkisiz kalan yarı-ortasiklet maçı baskın olan Amir Sadollah’ın galibiyeti ile noktalandı. Maçta güzel olan Sadollahın istekli ve agresif tutumuydu. Geceyi galibiyetle kapatmasına da bu durum etkili oldu. Bir WANDTEAM (yani Wanderlei Silva’nın takımı) dövüşçüsü olan Jorge Lopez’in ise daha çok yolu var. Bu mağlubiyetle UFC’de üst üste ikinci yenilgisini aldı.


JUNG CHAN SUNG vs. DUSTIN POIRIER
Gecenin hatta yılın maçı olmaya aday, ana dövüş maçın hakkını dibine kadar veren ve sonu unvan maçı olan bu kapışma üzerinde saatlerce konuşulur. Yeni bir kahraman çıkıp dövüşü ve yeteneğiyle gönüllere taht kuran ‘The Korean Zombie’ sonuna kadar hak ederek unvan maçına adını yazdırdı. Çok etkileyeci ve çarpcı bir maçtı. Hem ayakta hem de yerde MMA sporunu bilen bilmeyen herkesi heyecana kaptırabilecek nitelikteydi. Baskın taraf ve maçı alan Jung Chan Sung yine Brazilian Jiu-Jitsu yeteneini konuşturup rakibini uyuttu. Maç içinde dört round soluksuz geçti, bana göre hatta en hareket (move of the fight dedikleri) Korean Zombi’nin ataklarına yere düşürmeyle cevap veren Dustin Poirier’i tekrar üstünden atıp tamamen ‘mount’ pozuiyonuna gelmesiydi. Tabi burada genç dövüşçü Poirier’i de atlamamak gerekir, kolay lokma olmadığını ve bir şampiyon potansiyeline sahip olduğunu gösterdi. İleride bu çocuk daha çok iş yapar. Bundan sonra Jung Chan Sung bakalım Jose Aldo karşısında ne yapacak….. (tabi Jose Aldo’nun önce kapışacağı Eric Koch’u saymıyorum)

Perşembe, Mayıs 17, 2012

Pazartesi, Mayıs 07, 2012

UFC on FOX 3: Nate Diaz durdurulamıyor, 'The Talented' bileti kesti, ve Hendricks finale doğru...

Kansporu için yazan Gökhan1985

MMA  dünyasından memnun olunmadığı şu günlerde (Kansporu aktif takipçileri için) ortalamanın biraz üstünde bir etkinlik seyrettik diyebiliriz, ya da güzel ve kaliteli maçlara olan açlıktan dolayı biraz daha objektif bakmaya çalışıyoruz. Asıl önemli olan ve gözden kaçan noktalardan biri bol maçların olması, her ne kadar UFC tekelinde MMA sporu reyting kaybetse de iyimser bir düşünceyle iyi maçların da yadsınamayacak kadar çok olduğunu söyleyebiliriz. Açıkçası dövüşçülerin kendilerini geliştirmesi beni bu iyimserliğe iten başlıca faktörlerden birisi, öyle ki bu gecede Alan Belcher ya da Nate Diaz hatta Lavar Johnson dahi beni heyecanlandırdı.

PAT BARRY vs. LAVAR JOHNSON
Hem kilolarıyla hem de dövüş yetenekleriyle ağır olan iki sempatiğin! Çarpımasında galip olan UFC yeni yetmesi Lavar Johnson oldu. Aslında maç ortada başladı Pat Barry bilindiği üzere o meşhur alçak tekmelerine güvendiyse de rakibi mesafesini iyi koruyarak fazla etkilenmedi. Ardından tam ağırsiklet amatöre yakışan harala gürele bir maç başladı, derken Pat Barry’den beklenmeyecek bir hareket zuhur etti ki, tam bravo derken laf ağzımda tıkalı kaldı. Yarım bir yere düşürme girişimi yapan ‘THE HD’ ardından çok usta bir jiujitsucuymuş kendini rakibinin üstünden yan kontrole aldı. Ancak burada yaptığı bir pes ettirme girişiminde biraz daha diretse maçı alabilme olasılığı Lavar’ın acı dolu yüzünden okunuyordu. İlk roundun sonlarına doğru sahneyi alan Lavar Johnson bundan bir önceki maçında Joey Beltran’a yaptığını Pat Barry’e de yaptı.Bir,iki,üç,dört aparkat ve teknik nakavtla yine izlenesi bir galibiyete imza attı. Maçın ardından üçüncü maçında kiminle eşleşir diye düşünürken Trawis Brown fena olmazdı dedim..

ROUSIMAR PALHARES vs. ALAN BELCHER
Beni en çok heyecanladıran ve yazımın başındaki teorime destek olacak bir maçtı. Bu maçın da baş ismi kazanan Alan Belcher idi. Aslına bakılırsa maçı ikinci sefer izlediğimde benimle birlikte heyecanlanan yorumcu Joe Rogan da dikkatimi çekti. Çünkü Rousimar Palhares’in maçları yerde bir hayli ateşli oluyor. Tabi yere alır almaz ayak kilidini en iyi yapan MMA dövüşçüsü olduğu içinde eğer ki pozisyonunu bulmuşsa maçı almamasına imkan ihtimal yok. Ancak bu sefer Alan Belcher (ki hakikaten yetenekli adamış) yere indiğinde maçı bırakmadı ve pes etmedi. İşte maçın bu anları heyecan dolu geçerken ‘The Talented’ çok dikkat çekici bir şey yaptı. Ayak kilidinden kurtulmuşken, kalkıp ayakta pozisyonuna başlamadı ve yerde devam etti ama öyle bir etti ki, ben Rousimar Palhares’e şaştım kaldım. Alan Belcher, rakibine öyle agresif yerde yumruklar uyguladı ki maç sonu ağır çekim izlerken galiba Rousimar’ın yüzü de ağaç kabuğundan dedim. Diğer dövüşçüler maçlarda dirseğin sıyırmasıyla üç kilo kan kaybederken bu adam hiçbişey olmamış gibi bir surat ifadesi vardı. Hakem araya girmese Belcher rakibinin beynine ulaşacaktı. İşte maç sonunda hem benim hem de Joe Rogan’ın büyük saygısını kazanan bu dövüşçünün artık ben de yeri başkadır.

JOSH KOSCHCEK VS. JOHNY HENDRICKS
Gecenin ana kart dövüşlerinde izlenesi en düşük maçıydı. Tabi iki dövüşçünün de unvan maçına yolu açıkken keyifli bi maç sunmaları düşük ihtimaldir. Bir önceki maçında Jon Fitch’i ağızları açık bırakan bir nakavtla yenerek bütün ibrenin kendisine dönmesini sağlayan Hendricks’in bu maçtaki bütün olayı ‘kafaüstü’ vuruşlardan ibaretti. Arada rakibini yakalamak için kroşelerini kullanması ve birkaçını oturtması maçı almasını sağladı. Tabi Josh Koschcek'inde ayakta dövüşmesinin iyi olması nakavt şansı tanımadı. Bir de maç içinde şu elleri uzatma da olmasa -ki Josh Koschcek bunu çok yapıyor- rakibinin gözünü çıkarması an meselesi olmaktan uzak kalıcak. Sonuç olarak UFC’de sekizinci galibiyetini alan Johny Hendricks unvan maçını hak etmiş oldu, tabi ağabeylerinin kapışmalarından sonra…

NATE DIAZ vs. JIM MILLER
Bu seferde galibiyetini pes ettirmeyle alan küçük Diaz artık kemer maçı yolcusu. Rakibi ise bu mağlubiyetle ‘Gatekeeper’lıktan öteye geçemedi, ancak ben hala Jim Miller’da hafifsiklette şampyion olma potansiyeli görüyorum. Maç içinde Diaz’ın boksuna başarılı bir agresif yaklaşımla karşılık veren dövüşçü iyi bir sol direkle sersemlediyse de çabuk toparlandı. İkinci roundda maç ortada giderken riskli bir yere düşürme girişimi Jim Miller ‘ın sonunu hazırladı. Hemen boynu kapan kardeş Diaz biletini kesti. Artık bende Nate Diaz’ın, Ben Henderson’a olsun Anthony Pettis’e olsun hatta Grey Maynard’a karşı maçlarını sabırsızlıkla bekliyorum.

Cuma, Mayıs 04, 2012

Overeem rezaleti...

Aslında hepimiz ne de güzel kendimizi kandırıyorduk... At eti mat eti diye... Göz var nizam var... Hadi herşeyi geçtim, diyelim ki Overeem mucizevi bir diyet yaptı ve ince bir dövüşçüyken 2 sene içerisinde doğal yollardan çizgi film kahramanı bir deve dönüştü... İnsan bununla övünmez mi, insan bundan bahsetmez mi? Yok! Varsa yoksa bir at eti diyeti masalı diyip geçtik.

Şimdi bir de 9 ay ceza aldıktan sonra utanmadan Overeem kalkıp hala suçunu inkar ediyor. İnkar ederken de komik duruma düşüyor. Güya bi ilaç kullanmış da, o ilacın içinde bir yasaklı madde varmış da, onun farkında değilmiş. Yahu sana doping testine girmeden önce sormuyorlar mı herhangi bir sıradışı tedavi görüyor musun diye? Soruyorlar. E onu o zaman söyleyecektin işte, şimdi değil...

Bakalım THE REEM belgeslinin yeni bölümünü nasıl getirecekler bunlar şimdi...

Ama sporda doping konusu bizim tartışabileceğimizin çok ötesinde bir konu zaten. Bütün profesyönel sporcuların %80'i doping yapıyor falan gibi çok ciddi ve meşru argümanlar internette dolu... Ayrıca ne dopingdir, ne değildir o da ayrı bir tartışma konusu...

Sonuç olarak eski toprak (çapraz eğitim MMA döneminden) bir yıldız isim daha kaydı gitti. Ben onu bilirim. Yıllardır takip ettiğimiz dizinin eski baba oyuncularının birer birer diziden ayrılması gibi...

Cuma, Mayıs 04, 2012

UFC 145: Jones efsane olma yolunda

Bunu sadece ben mi böyle düşünüyorum bilmiyorum ancak Jon Jones kemeri aldığından beri o eski bize heyecan veren dövüşlerden oldukça uzak kaldık. Belki de ortada rekabet kalmadığından böyle düşünüyorum ancak Hafif-Ağırsiklet klasmanı artık eskisi gibi tat vermiyor. Son olarak UFC 145'de bir senedir beklediğimiz, belki de Jon Jones dönemine son verecek adam olarak gördüğümüz Rashad Evans, sonunda Jon Jones karşısına çıktı. Peki beklediğimiz gibi bir dövüş müydü? Hayır değildi. En azından benim için oldukça sıkıcı geçti. 

Rashad Evans da, Jones'un bundan önce yendiği diğer şampiyonlar gibi doğru mesafeyi ayarlayamadı ve dışarıdan Jones'un ataklarına maruz kaldı. Hatta bir ara neredeyse TKO geliyordu ancak Evans kendini toparlamayı başarabildi. Dövüş boyunca iki taraf da takedown yapmaya çalıştı ancak başarılı pozisyonlara sahip olamadılar. Ve sonuç olarak Jon Jones bir şampiyonu daha devirdi. Ancak Rashad Evans, Jon Jones'un bitiremediği ilk şampiyon oldu. Maçın sonunda da Evans 205'da kalacağını belirtti. 

Peki şimdi ne olacak? Bizi neredeyse MMA sporundan soğutmayı başaran, rekabetin içine eden bu adamın karşısına kim çıkacak? Muhtemelen karşısına çıkacak adam belli, Dan Henderson... Ancak Henderson'ın bile fazla şansı yok bu adam karşısında. Tabi ki her zaman bir şanslı yumruk faktörü var, ancak bunu başarabilecek mi Dan Henderson göreceğiz. Jones'un şu an için yapabileceği en iyi şey artık ağır siklet olmak diye düşünüyorum. 

Peki hiç mi düzgün dövüş yoktu bu kartta? Tabi ki vardı, tam üç adet canavar gibi K.O seyrettik. Brendan Schaub, Ben Rothwell karşısında K.O olarak kariyerini derinden sarsmayı başardı. Ben Rothwell ise uygulamaya başladığı yeni güç ve kondisyon antrenmanlarının meyvelerini toplamış olsa gerek ki çok daha zayıf, atletik ve hızlıydı. 

Miguel Torres ise Michael McDonald karşısında ilk roundda K.O edildi, ki bu adama ne oldu böyle dedim içimden. Eskinin şampiyonu o gün gerçekten çok yetersizdi. 

Gecenin en beğendiğim karşılaşması ise Rory MacDonald ve Che Mills arasında geçti. Rory Macdonald gerçekten GSP'nin dediği kadar var zira neredeyse eksik olduğu hiç bir yer yoktu dövüşte, arsenali çok dolu bir dövüşcü ve daha çok genç. Kemer için gümbür gümbür gelen bir adam ve MMA sporuna yeni bir soluk getirebilir. 

Son olarak Can'ın bir son yazısında bahsettiği gibi bu aralar MMA sporu oldukça durgun. Geçen hafta Perşembe Ekspresi için haber bulamadım resmen. Karşılaşmalar sıkıcı olmaya başladı, sevdiğimiz dövüşcüler bir bir düşmeye başladı ve tabi ki Jon Jones faktörü... Bundan 1,5 sene önce Hafif -ğırsiklet klasmanını seyrederken nutkumuz tutuluyordu heyecandan ancak rekabet ile beraber heyecanımız da kayboldu. Heyecanımızı geri getirecek şeyin bu efsanelerin düşmesi ile gerçekleşeceğine inanıyorum.

Perşembe, Mayıs 03, 2012

Kansporu çamura saplandı

Arkadaşlar, 3 yıldan fazla süredir büyük bir keyifle hazırlamayı sürdürdüğüm Türkiye'nin tek MMA sayfası Kansporu, son bir aydır farkettiğiniz üzere bir duraklama dönemine girmiş durumda. Geçen sene MMA adına müthiş bir sene olmasına rağmen bu sene bir türlü eski keyfimizi yakalayamadık. (Bilmiyorum sadece kendi adıma mı konuşuyorum)

Artan işlerim sebebiyle artık iyice yazacak vakit bulamadığım şu sıralarda, Charlotte eksik olmasın Perşembe Ekspresi'yle can çekişen blogumuza hayat üflüyor. Blogda da hayat yavaşlayınca millet birbirine sataşmaya küfüre başladı. Enteresan yeni bir oluşum var yorum yapan takipçilerimiz arasında. Hadi bakalım hayırlısı...