Cumartesi, Şubat 27, 2010

Dünyanın en güçlü adamı, Tim Sylvia'ya karşı

MMA dünyasına en son transfer olan simalardan biri de ''World's Strongest Man'' yarşmasının 5 defa şampiyonu olmuş olan Mariusz Pudzianowski. 33 yaşındaki Pudzi, ilk MMA maçına geçtiğimiz Aralık'ta çıkmış ve kazanmıştı.

Kore bazlı bir MMA organizasyonu olan Moosin, Boston'da gerçekleştireceği event'te Pudzianowski ile eski UFC şampiyonlarından Tim Sylvia'yı karşı karşıya getiriyor. 

Bu arada Moosin'in organizatörleri arasında eski toprak MMA'cilerden Eric 'Butterbean' Esch'in ismi göze çarpıyor. Kore, Kanada, Polonya ve 14 ülkede daha canlı gösterilecek olan event için, Butterbean: ''UFC'den daha çok izlenecek'' açıklamasını yapmaktan da geri kalmamış... Şimdi bir de bu Moosin çıktı Dana White'ın başına...

Çarşamba, Şubat 24, 2010

Rampage vs. Rashad... 29 Mayıs!

Evet, bunu baya uzun bir süredir bekliyorduk. UFC'den resmi açıklama daha gelmemiş olmasına rağmen iki dövüşçü de Twitter'larında 29 Mayıs'ın adını koydular.

Rampage: I’m knocking Rashad out May 29th!! It’s on!!

Pazartesi, Şubat 22, 2010

UFC, yerdeki rakibin kafasına dize izin verecek mi?

Dana White, UFC 110'dan bir gün önce yaptığı bir basın toplantısında enteresan bir cümle sarfetmiş. ''Yakında UFC'de yerdeki rakibin kafasına diz atılmasına izin verilecek'' demiş. 

Japon MMA'inin vazgeçilmez unsurlarından biri olan yerdeki rakibin kafasına diz atabilme kuralı UFC'de ezelden beri yasaktı (UFC 14'ten beri). Yer mücadelesinin tamamen rengini değiştirebilen bu unsurun UFC'de yıllar sonra tekrar serbest olabilecek olması güzel bir haber.

Yerde diz demişken, geçen sene Hayato Sakurai'nin, şımarık Shinya Aoki'nin yüzüne çaktığı diz darbelerini bir kere daha hatırlayalım:

Pazartesi, Şubat 22, 2010

Mir: ''Lesnar'ın ölmesini istiyorum''

Frank Mir iyice açıldı. Bugün mmafighting.com'da çıkan habere göre Mir, şöyle konuştu: ''Lesnar'dan insan olarak nefret ediyorum. Ringde onun boynunu kırmak istiyorum. Kafeste ölen ilk kişi olmasını istiyorum. Gerçekten içimden gelen bu...'

Pazar, Şubat 21, 2010

UFC 110: Gece Wanderlei'nin gecesi!


Sevgili dostum Alpagu'yla klasik UFC kahvelerimizi yudumlayarak, oldukça keyifli bir UFC gecesini geride bıraktık. Aslında UFC, bildiğim kadarıyla ilk defa bir öğlen vakti yapıldı. Ama bizim saatimizle her zamanki saatiyle gerçekleştiği için biz yine gece (sabah karşı) izledik. UFC 110, Avustralya saatiyle Pazar öğlen 14.00'te yayına girdi.

Gecenin main event'i Velasquez vs Nogueira'ydı. Yenilgisiz Velasquez'in eski toprak Nogueira'yı 2 dakikada nakavt etmesi ve gözünü zirveye dikmiş olması belki de gecenin en önemli olayıydı. Ama benim için gece Wanderlei'nin gecesiydi. Zaten Velasquez, o dünyalar kötüsü çıkış şarkısıyla ne yapsa nafile... Yaşayan efsane Nogueira'nın çenesi de o eski ''granit çene'' değil. Zamanında Fedor'dan, ve formunun zirvesindeki Cro Cop'tan yediği inanılmaz darbelere rağmen bir türlü yıkılmayan Nogueira, artık eski dayanıklılığını kaybetmiş gibi görünüyor. Önce Mir, sonra Velasquez... Nogueira'nın yıllar boyunca verdiği savaşlar artık yavaş yavaş yakasına yapışmaya başlamış anlaşılan...

Eski dostumuz Wanderlei'nin aldığı muhteşem galibiyet, bütün Wandy hayranlarına ilaç gibi geldi. Açıkçası her ne kadar kendisine uyuz olsam da, Bisping'i de bir yandan çok tebrik etmek lazım. Üst üste 3 eski PRIDE yıldızına karşı muhteşem savaşlar verdi (Henderson, Kang, Wanderlei). Ancak Bisping'in en üst seviyede yarışabilmesi hala biraz zor gözüküyor. Rampage denyosuyla beraber çalışmak da çok iyi bir fikir değildi... Rampage'ı yine dövüşçüsüne ''Nakavt edersen maçı kazanırsın'' gibi çok yardımcı olmayacak laflar ederken yakaladık. 

Gecenin en etkileyici ismi herhalde Avustralya'nın gururu George Sotiropoulos oldu. Joe Daddy Stevenson'ı kelimenin tam anlamıyla domine eden Sotiropoulos, adeta BJJ dersi verdi.  

Bonnar vs. Polish Experiment Soszynski de muhteşem bir savaştı. Tatsız bir şekilde biten maç büyük ihtimalle bir rövanş ile tekrar karşımızda olacak.

Ryan Bader galibiyetler serisine devam etti. 'Dean of Mean' Keith Jardine malesef bir kere daha nakavt oldu. Cro Cop'un maçı ise pek bir şey ifade etmedi...

Salı, Şubat 16, 2010

UFC 110, tamam mı devam mı?

UFC ilk defa Avustralya'ya ayak basıyor. Bu haftasonu Sydney'de gerçekleşecek olan UFC 110, muhteşem bir dövüş kartıyla karşımızda. Gecenin iki önemli maçı ''Nogueira vs Velasquez'' ve tabi ki ''Wanderlei Silva vs Bisping''!

UFC 110'un enteresanlığı şuradan kaynaklanıyor. Uzun süredir yenilgi üzerine yenilgi alan 4 gladyatör belki de bu haftasonu UFC'deki son maçlarına çıkıyorlar: Wanderlei Silva, Keith Jardine, Mirko Cro Cop ve Stephan Bonnar. Bunların arasından belki Wanderlei Silva yenilse bile UFC'de devam edebilir. Ama aslında bu isimlerin hiçbiri bir yenilgiyi daha kaldıracak durumda değiller. Herhangi birinin bir yenilgiyle daha UFC tarafından gözden çıkartılması sürpriz olmayacak. Evet, UFC 110, bu 4 eski toprak için 'tamam mı devam mı' niteliğinde. Büyük bir heycanla bekliyoruz...

Çarşamba, Şubat 10, 2010

James ''Lights Out'' Toney geliyor!

Boks dünyasından MMA'e transfer olacak en yeni isim James ''Lights Out'' Tony, ağız dalaşında Dana White'ı da, Rampage Jackson'u da solda sıfır bırakacak gibi.
Konuşmanın Türkçe özeti: ''Benden nefret eden UFC taraftarları s....sin gitsin! Hepiniz kürtaj bebeklerisiniz! Kürtaj edilmiş ama yaşamış bebekler...'' 

Pazar, Şubat 07, 2010

IVC - International Vale Tudo Championships

Kameralarımızı sene 1997'ye çeviriyoruz. IVC'nin kurulduğu sene 1997... Daha MMA sporunun adı konulalı anca 2 sene ya var ya yok...  Proto-MMA denilen dönemler... Amerika'da UFC 13 yeni geçmiş... Japonya'da PRIDE FC daha kurulmak üzere... MMA'in emekleme devresi ile Vale Tudo'nun (gerçek kuralsız dövüş) iç içe geçtiği sert zamanlar...
1990'larda UFC'nin popüleritesi, Brezilya'da da yıllardır yeraltında gerçekleşen Vale Tudo'nun televizyonlara taşınmasına vesile oluyor. Sao Paolo'da   BVF (Campeonato de Brasilerio de Vale Tudo), WVC (World Vale Tudo Championship), ve IVC (International Vale Tudo Championships)  gibi Vale Tudo organizasyonları kuruluyor.
Çıplak el. Siklet farkı yok. Kafa, dirsek, diz herşey serbest... Sadece ısırmak, göze parmak sokmak ve fish-hooking (yani herhangi bir deliğe parmak sokmak) yasak.

2000'lerin başlarına kadar süren bu Vale Tudo organizasyonların içerdiği aşırı şiddet büyük bir tepki çekiyor. UFC ile PRIDE'ın popüleritesinin tavan yapmasıyla beraber, adına MMA denen yeni bir spor, Vale Tudo'yu gölgede bırakıp, onu tekrar yer altına dönmeye mahkum ediyor... (Ancak küçük ölçeklerde hala bu organizasyonların bazıları devam etmekte)
MMA kuralsız dövüş olarak başlayıp, daha sonra birçok kural koyularak adeta başka bir oyuna dönüşüyor. Artık UFC'nin kuruluş amacı olan ''farklı dövüş ustalarını bir araya getirip, en iyisini taçlandırmak'' fikri geçerliliğini yitiriyor. MMA'in şampiyonları, sonuçta belli kurallar içinde dövüşmeyi öğrenmiş, yeni bir tür atletler artık...

Brezilya'daki Vale Tudo'lara geri döndüğümüzde ise, gerçek kuralsız dövüş arenasını, ve gerçek dövüş atmosferini bütün çıplaklığıyla görüyoruz. Zaten IVC'nin sloganı da UFC'ye gönderme yaparak ''When we say no rules, we mean it!'' yani ''Kural yok diyorsak, gerçekten kural yok!''
IVC, 2000'lerin başında parlamış bir çok MMA yıldızının doğduğu bir organizasyon.  Chuck Liddell, Renato Babalu Sobral, Dan Severn, Gary Goodridge, Cyborg Santos, Mike Van Arsdale, Carlos Barreto ve zamanının en büyük ismi Jose Pele Landi-Jons gibi bir çok dev isim IVC'de çıplak elle dövüşmüşler.
Bunların arasında en ünlüsü ise şüphesiz Wanderlei ''The Axe Murderer'' Silva! İlk 2 maçına BVF2 ve BVF6'da çıkan Silva, daha sonra IVC2'de bir gecede 3 maça çıkıyor! Daha sonra IVC9 ve IVC10'da aldığı müthiş galibiyetlerle birlikte önce UFC 20'ye ardından da PRIDE 7'ye davet ediliyor. Gerisini zaten biliyorsunuz...

Şimdi sizleri IVC1'in finaline götürmek istiyorum. İkisi de gecede 3. maçlarına çıkan Gary Goodridge ve Pedro Otavio finalde karşılaşıyorlar.

Maçı izlerseniz 9. dakika ile 12. dakika arası Goodridge'ın üst üste ağzına ufak ufak baya bir kafa yediğini göreceksiniz. Sonra 12.42'de çok sert bir tane daha! Aramızda MMA'e yeni olanlar için şok edici sahneler bunlar. Ama daha da şok edici olanı, belki de bir daha hiçbiryerde göremeyeceğiniz bir olay geliyor 13. dakikada. ''Big Daddy'' Goodridge, ayağını üstünde yatan Otavio'nun mayosunun içine sokuyor. Ve uzun süre ayağını orada tutarak sonunda Otavio'yu üsütünden atıyor. Kamera başka bir açıdan çekmek zorunda kalıyor, seyirciler yuhluyorlar, hatta küfür ediyorlar... İzleyelim:

Cumartesi, Şubat 06, 2010

UFC 109'dan manşetler...

Randy Couture, Mark Coleman'a ''Hall of Famer'' öyle olunmaz böyle olunur dersi verdi. 46'lık Kaptan Amerika, 45'lik Coleman'ı daha ilk dakikalardaki jab'leriyle (ön yumruk) sersemletti. Bir ara Coleman 2 yumruk indirse de, Randy kafesin tek hakimiydi. 2. raund sonunda bayılan Coleman'ın, maçtan sonra kendisine laf atan Tito Ortiz'e küfretmesi geceye şık bir final oldu.

Sonnen büyük bir sürpriz yaparak, favori Marquart'ı ezdi geçti. Bu maçı da kazanarak Anderson Silva'ya tekrar rakip olacağına kesin gözüyle bakılan Nate 'The Great' Marquart, Sonnen'in güreşiyle baş edemedi. Sonnen, ilk 2 raund altına aldığı Marquart'ı, alnında açılan yarıktan boşalan kan ile adeta yıkadı.

Paulo Thiago geliyor! Brezilya özel polis ekibi üyesi olan Thiago, Mike Swick karşısında çok üstün bir performans çizdi. Kaşları her daim çatık olan Thiago, Swick'i önce bir yumrukla yere serdi, ardından ''darth choke'' ile yerde boğarak pes ettirdi.

Demian Maia ile Dan Miller arasındaki maç pek tat vermedi. Ama MMA dünyasındaki en iyi BJJ ustalarından biri olan Maia, juri kararıyla galip gelen taraf oldu. Joe Rogan, Maia'nın stand-up'ı (ayakta dövüş) gelişmiş falan dese de, biz pek aynı fikirde olamadık...

Frank Trigg, Matt Serra karşısında tutunamadı. Serra'nın Trigg'i nakavt etmesi 2 dakika 23 saniye sürdü. Trigg'in UFC'de eski günlerine dönmesi artık kaf dağının ardında kaldı gibi...

Gecenin fiyaskosu Rolles Gracie'den geldi. Gracie ailesinin ağırsiklet üyesi, ilk UFC maçında bir Gracie'den çok, eski PRIDE'cılardan Ricardo ''The Mutant'' Morais veya Josh ''MegaPunk'' Tohmson gibi, hatta onlardan da 2 gömlek altta bir profil çizdi. The Mexecutioner lakaplı Beltran, ümitsiz Rolles Gracie'yi yerde yumruklarla pes ettirdi.

Çarşamba, Şubat 03, 2010

Tarihten sayfalar: Anderson Silva'nın UFC'deki ilk maçı

Anderson Silva, Japonya'da, PRIDE'da etkileyici bir çıkış yaptıktan sonra üst üste 2 maç kaybetmiş ve 2005 yılında İngiltere'ye, Cage Rage'e gelmişti. Cage Rage'de aldığı üst üste 3 ezici galibiyetten sonra UFC'ye çağrılan Spider Silva, ilk maçında Chris Leben ile karşılaşıyordu. Leben, UFC'de 5 maçlık bir galibiyet serisi yakalamış, ve dönemin en iyi çıkış yapan dövüşçülerinden biriydi. Birçokları için Leben maçın favorisiydi.
Tabi o zamanlar kimse Anderson Silva'nın UFC'de üst üste 10 maç kazanarak bir rekora imza atacağını bilmiyordu...

Pazartesi, Şubat 01, 2010

Mark Coleman 60'ına kadar dövüşmeye hazır

İlk olarak UFC 10'da dövüşen Mark Coleman, aradan 17 yıl geçtikten sonra UFC 109'da gecenin maçına çıkıyor! 
Yalnız şu Coleman'ın elindeki nedir onu çözemedim, bilen varsa söylesin...

Pazartesi, Şubat 01, 2010

Melvin Manhoef!

''Strikeforce Miami'' gecesinde Lawler'ı perişan eden ancak son anda yediği yumrukla nakavt olup dakikalarca yerden kalkamayan Melvin Manhoef'in en bomba maçlarından bir demet:

Pazartesi, Şubat 01, 2010

Strikeforce Miami'den notlar...

Bütün favorilerin rahat kazandığı, maçların kalitesinden çok, dövüşçülerin popülaritesiyle ön plana çıkan garip bir gece oldu Strikeforce Miami. 

Nick Diaz, Zaromskis'i darmadağın etti, GSP'yi istiyor!
Geçen senenin en parlak dövüşçülerinden biri olan, DREAM'de 2 siklet şampiyonu birden olan, yüksek tekme nakavt uzmanı Zaromskis, Nick Diaz karşısında tutunamadı. Kesinlikle çok iyi bir maç çıkaran Zaromskis, bir ara Diaz'ı fena yakaladı, maçı kazandı gibi oldu, ama ayağa kalkıp işi bitiren taraf Diaz oldu. Diaz, kendine has tarzı ile çok etkileyici maçlar çıkarmaya devam ediyor. Maçtan sonra basın toplantısında Diaz, artık en iyi kim varsa onu, yani GSP'yi istediğini söyledi.

Bu arada GSP'nin seyirciler arasında yer alması gecenin en enteresan detaylarından biriydi. Bakalım Dana White bu işe ne diyecek.

Cris Cyborg'a rakip yok
Gina Carano'yu darmadağın ettikten sonra bayan MMA dünyasının tartışmasız en iyisi olduğunu ispatlayan Cyborg, dün geceki rakibi Marlos Coenen'i de iyice hırpaladı. Coenen'in teknik olarak çok üstün bir performans çizmesi ve yılların tecrübesine sahip olması, Cyborg'un galibiyetinin değerini daha da arttırdı.
Mucize adam Herschell Walker, 47'sinde galip
Aslında bu adam bu kartta olmasa, belki de ''Strikeforce Miami'', Amerikan basınından gördüğü ilginin yarısını görmeyecekti. Birden fazla spor dalında yıldız bir isim olan, ünlü Amerikan futbolcusu Walker, 47 yaşında ilk defa kafese girmeye karar verdiğinde birçokları onun delirmiş olduğunu söyledi. Evet, 47 yaşında dövüşenler vardı MMA'de ama bunlar genellikle yılların tecrübesiyle dövüşen veteranlardı... Neyse... Walker çıktı ve adeta 20 yaşında bir dövüşçü gibi dövüştü. Mucizevi bir süper atlet olduğunu kanıtladı. Ama vasatın biraz üstünde bir rakip karşısında ne yapar, orası meçhul...

Lawler, Manhoef'e bir Scott Smith çekti
Yenilginin ucundan dönen çok adam gördük ama Lawler'ın, dün gece iflas etmeye ramak kala çıkardığı sağ yumruk'la Manhoef'i yatırması gibi birşey uzun süredir görmemiştik. Canavar Manhoef, maçı baştan sona kontrol ederek, hem yumruk hem tekme kombinasyonlarıyla Lawler'ı mahvediyordu ki.. bir anda nerden çıktığı anlaşılamayan bir yumrukla, Lawler, Manhoef'i deviriverdi. Dahası, Manhoef'in bilinci daikakalarca yerine gelemedi. İzlerken inanamadık! Böylesine bir nakavttan sonra Manhoef'in sağlığı ciddi zarar görür mü? Yoksa bir daha 10 kere karşılaşsalar 10'unu da Manhoef alır mı? Bilemiyoruz...

Bobby Lashley, Wes Sims'i kolay ezdi
Bobby Lashley'e bir türlü rakip bulamayan Strikeforce, son dakikada TUF10'dan tanıdığımız Wes Sims'le çıkageldi. Wes'in eğlenceli karakteri ve son dakikada bu maçı kabul etmesi güzel, ancak Lashley'nin artık ciddi bir imtihana ihtiyacı olduğu da kesin!