Perşembe, Nisan 01, 2010

Roy Nelson tam gaz devam! Florian, Gomi'yi sildi

Roy Nelson, fiziğine bakıp ona küçümseyenleri korkunç bir şekilde yanıltmaya devam ediyor. Eski IFL şampiyonu Nelson, geçen sene TUF'ta önce Kimbo Slice'ı yenmiş, ardından da sezon şampiyonu olmuştu. Dün gece de karşısında kendisinden 2 kafa uzun olan Struve vardı. Struve, son maçında veteran Buentello'yu yenmişti. Buentello ile tam bir savaş veren Struve, Nelson karşısında ise 39 saniye dayanabildi. Nelson müthiş bir overhead yumrukla Struve'u bitirdi.
Nelson için şimdi sırada acaba Kongo veya Frank Mir mi var diyoruz? (Bu arada Nelson, maçtan sonra UFC'nin boks dünyasından yeni transferi James ''Lights Out'' Tony'e meydan okudu)

Kenny Florian, Takanori Gomi'ye bir beden büyük geldi. 
PRIDE'dan UFC'ye geçenlerin birçoğunun açıklanamaz düşüşünü biliyoruz. Ancak Florian vs. Gomi maçı daha da bir manidardı. Adeta Japon MMA'inin artık bugün UFC'nin ne kadar gerisinde kaldığının bir ispatı oldu bu maç. 
Bir süre ara verdikten sonra geçen hafta UFC'ye dönen Buentello'nun, Cheick Kongokarşısında aldığı flaş mağlubiyetten sonra Joe Rogan, ''Kongo, Buentello'nun yokluğunda UFC ağırsikletinin ne kadar hızlı ilerlediğini ispatladı'' diyordu. Kenny Florian da, Gomi karşısında PRIDE'ın yokoluşundan bugüne artık UFC'nin bambaşka bir viteste yolaldığını kanıtladı diyebiliriz...
Kenny Florian, BJ Penn dışında bu siklette rakip kabul etmiyor. Ancak BJ Penn'e de gücü yetmiyor. Enteresan bir 2 numara durumunda. Bir sonraki rakibi Maynard olacak gibi. Gomi ise acaba UFC'de bir maç daha yapar mı, yapmaz mı merak konusu....

32 yorum:

BJ Penn dedi ki...

Gomi Pride'dan sonra pek antreman yapmadığını söylemişti zaten. Belli bir dönem çalışmadan Kenny Floarian gibi adamları yenemezsiniz. Kenny yine de Gomi'nin striking'ine bayağı bir saygı duyarak dövüştü. Ben en geç 2. raundda bitirir diye düşünmüştüm.

Kenny Floarian lw'de BJ Penn'e rakip olabilecek tek adam. Geçen sene bayağı bir dayak yedi ama oyun planı da bayağı yanlıştı (kendisini GSP zannetti). Zaten o oyun planını kuran Mark DellaGretta ile çalışmayı da bıraktı. Sonradan çıktığı Guida ve Gomi maçlarında çok iyiydi ve yenilendiğinin sinyallerini gösterdi. Bu adam UFC lw'de 9-2 kayda sahip ve BJ hariç sikleti temizlemiş durumda. 1 galibiyet daha alırsa (Can'ın da yazdığı gibi Maynard olur) kemer maçına çıkar ve bence bu sefer BJ'i yere almaya çalışmak yerine reach avantajını kullanmaya çalışır. Tabii ki kesin favori BJ'dir ama iyi bir dövüş izleriz.

ahmet dedi ki...

Mma sürekli ve hızlı bir şekilde gelişim gösteren bir spor.Bu bağlamda Can'ın UFC'nin seviyeyi ne kadar yukarı çıkardığına dair örneğine çok katılıyorum.Üstüne Gomi'nin uzun süre antrenmansız oluşunuda ekleyelim.Fakat yinede ben bunların dışında da bir faktör olduğunu düşünüyorum.Bu Pride'dan buraya gelen adamlara ne oluyor bilmiyorum ama bir şekilde tüm özelliklerini yitiriyor gibiler.

Gomi'de aynı şekilde Florian karşısında sanki paralize olmuş gibiydi.Tanıdığımız dövüş karakterinden eser yoktu ortada.Dünyanın en sert body shot larını yapan adamın neredeyse bir tane atağı bile yok.Bu seviyede bir dövüşçünün sadece 'jab' lerden bile o kadar darbe almasını sporun ilerlemesine pek bağlayamıyorum malesef.Çenesi bu kadar kuvvetli bir adam bir kere olsun rakibiyle slugfest olayına girmezmi.Üstelikte bariz olarak maçı puanla kaybediyorken,bu riski almazmı.Çok şaşırdım doğrusu.

Bu arada Gom'yi bence kesin bir kaç sefer daha görürüz UFC'de,öyle hemen bileti kesilecek bir adam değil sonuçta.

Bj'in yorumu üzerine bir şey takıldı aklıma bu arada,

Şimdi bu Mark DellaGretta denilen adam mma dünyasının Greg Jackson ile beraber en önemli iki koçundan birisi.Bu adamlar neredeyse mma ile yatıp mma ile kalkıyorlar.Böylesine tecrübeli ve önemli bir isim kalkıp kendi dövüşçüsünü (Florian olmasıda önemli değil) BJ Penn gibi bir adama karşı nasıl oluyorda onu yere alması üzerine bir dövüş planı ile kafese çıkartıyor anlayamıyorum.
Hani Kenny Florian'ın bjj'i oldukça iyi ama karşısına çıktığınız adam BJ Penn olunca 'iyi' kelimesi pek bir şey ifade etmiyor haliyle.
Böyle büyük isimler,böyle stratejik hataları nasıl yapıyorlar çok garipsiyorum.

BJ Penn dedi ki...

Pride'dan gelenlerin başarısızlığı hakkında benim ilk aklıma gelen, Japonya'da doping kontrolünün yapılmaması. Düşünsenize, rakibiniz yasaklı olması gereken maddeleri kullanarak karşınıza çıkıyor. Sizin de o yolu izlemeniz gayet ihtimal dahilindedir. ABD'de kullanamayınca da performans düşüşü yaşanabiliyor. Tabii bu yorumum Rampage gibi veya Dan Henderson gibi delikanlı adamları kapsamıyor. Onlar her yerde aynı performansı veriyor. Dilim varmıyor ama Wanderlei'deki düşüş bile dopingi düşündürtüyor. Bunun yanında ABD'de yasaklı Josh Barnett'in Japonya'da maça çıkması birçok soru işaretini kafamıza takıyor.

Ahmet, Mark DellaGretta konusunda çok haklısın. Ben bir dövüşçüyü her zaman takımıyla beraber değerlendirmeye çalışıyorum. Mark da mma'in en üst düzey adamlarından. Demek ki böyle hocalar bile dövüşçülerine çok güveniyorlar (mesela Kenny Florian BJ'i yere indirir diye düşünüyor, ki lw'de kimse indiremiyor) ve bazen yanlış oyun planı kuruyorlar.

Rampage'in Forrest'la yaptığı maç da plan açısından skandaldı. Forrest low-kick atarak şampiyon oldu. O maçtan sonra da Rampage boks hocasını (Oscar De La Hoya'nın da hocasıydı) kovdu.

Ya da 2008 mayıs ayındaki Sean Sherk - BJ Penn maçı. Sherk o kısa kollarıyla BJ'le boks maçı yapmaya kalktı ve tarihi bir dayak yedi. O oyun planını kuran da Minnesota Martial Arts Academy'nin koçlarıydı.

Machida - Evans maçı da Greg Jackson'ın büyük hatalarına sahne oldu. Evans bir kere bile take-down'a gitmedi. Greg aynı zamanda Nate'in Chael Sonnan'a kaybetmesine de seyirci kaldı.

Diego Sanchez'in koçu, BJJ 6. degree siyah kuşak Saulo Ribeiro'nun 4. raund biterken ve Diego'nun suratı tanınmaz haldeyken taktiği şöyleydi: "You gotta be vicious, you gotta take him down". Hadi ya??? Ulan adam 4 raunddur bunu yapacağım diye yumruk yedi durdu, hala alta al diyorsun. Tabii bunlar benim düşüncelerim ama buradan bakınca böyle görünüyor.

Gomi kesinlikle silinip atılacak bir adam değil. Bence üst düzey adamlarla 2-3 kere dövüşecek. Performansı yerlerde sürünen Caol Uno bile hala maça çıkıyorken Gomi gibi bir adamı daha çok izleriz. Ama dediğinde haklısın, insan bir kez saldırır, slugfest kovalar, yenilirse de öyle yenilir.

Bu arada müthiş bir TUF sezonu bizi bekliyor. Dünkü ilk bölümde öyle adamlar vardı ki, sezon boyunca her bölümde nakavt izleyeceğiz gibi.

Gabe dedi ki...

arkadaşlar konuyla alakasız ama genelle alakalı bir şey soylemek istiyorum.

Ya bu fenomen, fight-card, slugfest, body shot, jab, rakibin striking'ine saygı duyarak dövüşmek fln... bu laflar o güzel, donanımlı, ilgili-araştırmacı-bilgili anlatımlarınızda o kadar kötü, o kadar özenti ve yapay duruyor ki anlatamam. Yani araya sıkışmış iki kelime ile bilgi dolu paragrafları gözden düşürüyorsunuz bence.

Rica ediyorum Türkçe'de bu kelimelerin çoğunun karşılığı varken (rakibin darbe / vuruş yeteneğine-bilgisine göre temkinli davranmak- hafife almamak, vücuda-gövdeye darbe, direkt yumruklar, yere indirme, yere yapıştırma, dövüşçü eşleşmesi vs.) ya da Türkçeleştirilmeleri mümkünken diğerlerini kullanmamaya çalışın / çalışalım.

Tabii ki bazı kelimeler (raund, boks, direkt vb.) yerleşmiş olabilir. Fakat bu kelimeler çok daha evvelden gelip yerlerini oturtmuş şeyler. onlar da rahatsızlık verici ama daha fazlasını ekleyip anlaşılmaz bir hale çevirmeyelim konuşmalarımızı.

MMA daha yeni. Özellikle Türkiye'de insanlar ya canilerin hoşuna giden bir vahşet sporu ya da zengin çocuklarının yeni eğlencesi gözüyle bakıyorlar bu spora. Çok az insan uygulayıcı olarak yaymaya çalışırken hele ki ortada felsefesinden bahseden donanımlı kişiler yokken bir de biz böyle karma, özensiz bir dil ile daha fazla kötülemeyelim bu sporu.

teşekkürler.

Gabe dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Gabe dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Gabe dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
ahmet dedi ki...

Gabriel anladık abi 5 sefer tekrarlamana gerek yokmuş :)

Şaka bir yana,Türkçemizi koruyalım mevzuu doğrultusunda tamamen sana katılıyorum.Ancak burada kimse en azından şahsım adına konuşayım ben,bu yabancı kelimeleri o bahsettiğin ''özentilik'' kavramı içerisinde kullanmıyorum(uz).
Bu sporun bir jargonu var ve her ne kadar muhakakki Türkçe karşılıkları bulunabilirsede en doğru ve kullanılan cümlenin anlam bütünlüğünü bozmayacak şekilde olanının orijinal lisanı olduğunu düşünüyorum.

Verdiğin örneklerden yola çıkalım,
Jab için ne diyeceğim mesela? Ön yumrukmu.Kullanmadığı elininin yumruğumu. Bilemiyorumki.Olmuyor bence.
Slugfest için ne yazabilirim?'Allah ne verdiyse girişmesini' bekledim oradamı yazayım.
Mesela takedown'da senin hoşuna gitmeyen şekilde kullandığımız bir kelime.Ne demememiz gerekiyor ''rakibini yere alma ataklarını iyi savuşturdu'' diye uzatalımmı cümleleri.
Üstelik o hareketin adı ''takedown'','rakibi yere alma hareketi'' değil.Türkçe karşılığı nedir?Tek daldı,çift daldı mı mesela ?Kırkpınar değilki orası,UFC.
Striking için ne yazacağız mesela?Ben bilmiyorum.Hücum etme gibi bir şeylermi.Çok uzamıyormu sence cümleler ve anlam bütünlüğü kaybolmuyormu?

Yanlış anlama fikrini çürütmeye çalışmıyorum.Hatta cümlemin başında belirttiğim gibi mesele Türkçe'mizi koruma meselesi ise bende senle aynı saftayım şüphen olmasın.
Ancak burası bir karışık dövüş sanatları(mma demedim dikkatini çekerim :))blogu Türk Dil Kurumuna ait bir blog değil.Buradaki amaç birbirimizle bu spor hakkında fikir alış verişinde bulunmak ve mevcut organizasyonların öncesi ve sonrası aramızda tartışmak amaçlı kurulmuş bir yer.
Şimdi ben burada herhangi bir gece yahut dövüş hakkında bir fikir belirtirken,cümlelerim içerisinde bahsettiğimiz jargonları kullandığımda,yine bu yazıyı okuyan ve amacı sadece dövüş sporlarıyla ilgili bişeyler okumak ve fikir belirtmek olan birisi direk olarak ne demek istediğimi anlayabiliyor.O an gözünde,eğer ben takedown dediysem maç esnasında adamın rakibini yere alma atağı canlanıyor.Dolayısıyla ben fikrimi o anda okuyucu arkadaşın görsel hafızasına direk olarak iletmiş oluyorum.Striking dediğim anda kafasında dövüşçünün yumruklu,tekmeli atakları canlanıyor.Bir nevi kısayol gibi birşey bahsettiğim.Çünkü sporu seyrederkenki kullanılan lisan İngilizce.Sen,ben kısaca hepimiz bu görüntüleri izlerken bir yandanda kulağımız o kelimelri İngilizce duyuyor ve bahsettiğim hafızaya o şekilde yerleşiyor.Jargondan kastımda bu zaten.
Mesela daha önceleri bazı arkadaşların ricası üzerine bu bahsettiğim belirgin jargonların ne anlama geldiği anlaşılsın ve bahsedilen şeyler netleşsin diye,söz konusu kelimenin yanına parantez içinde Türkçe karşılığınıda yazıyorduk.Sonuçta bu jargon 3-5 kelimeden ibaret.Zamanla herkes neyin ne olduğunu öğrendiği için doğal olarak bu uygulamada kullanılmıyor artık.
Bu şekilde parantez içinde belirtince öğretici oluyor.Ama kalkıp takedown yerine rakibini yere alma atağı demek bana gereksiz geliyor açıkcası.
Üstelik sporu nasıl kötülemiş oluyoruz anlamadım.Söylediğin gibi karma ve özensiz bir dil kullanmıyoruz.Tam tersi tamamı Türkçe olan yazılarımızın içinde,sporun orijinal dilinde belirleyici baskın kelimelerini kullanıyoruz.Kötülemek tanımın doğru olmamış.

Şahsen ben günlük konuşma dili içerisinde İngilizce kelimeler kullanan birisi kesinlikle değilim.
Bence olaya Türkçe meselesi üzerinden bakmak çok üst perdeden yorumlamak gibi oluyor.Burada daha ufak bir dünyayı,kendi aramızda bu sporu konuşuyoruz.Bu kadar ciddiye alınacak bir sorun olmadığını düşünüyorum sevgili Gabriel.

ahmet dedi ki...

Başka sporlar içinde geçerli bu konu.

Mesela Basketbol;
Steps yaptı diyor spiker (bak spiker dedim mesela).Ne diyecek? oyuncu yanlış ayak attı diyenini duymadım hiç.Hakem burada oyuncunun yanlış ayak atma hareketini veriyor mu ?
Smaç için mesela ne demek gerekiyor orada. Süper bastı herif potaya denildiğinide duymadım.

Mesela Tenis;
Nadal maç içerisindeki 9.ace'ini attı diyor adam.Ne demesi gerekiyor Nadal maç içerisindeki 9.rakibinin karşılayamayacağı servisini atıyor.Oluyormu sizce ?
Yahut,Mükemmel bir backhand passing shot izledik mi? yoksa mükemmel bir ters el süzülen atışmı yada geçiş atışımı?bu oldumu peki?

Bütün sporlar için geçerli bu.Hepsinin kendine özgü ve beynelmilel lisan olarak ağızlara yerleşmiş ve kabul görmüş tanımları var.MMA içinde birebir aynı durum geçerli.Yukarıdaki sporlar içerisinde verdiğim örneklerden zerre kadar farkı yok.
Uzun lafın kısası,
Canım Türkçe'mize bir şey olduğu yok.Onu dilimden söküp alacak adamın alnını karışlarım ben kardeş dert etme sen..

Unknown dedi ki...

Geceye dönersek:
Roy Nelson enteresan bi adam..
Ayaktaki ve yerdeki ciddi dövüş becerisini, maç sonrası yaptığı sempatik hareketleri(göbeğini sıvazlaması:) ve maçları pek de ciddiye almamasını seviyorum..İzlemekten zevk alıyorum bu herifi..

Kemere oynayacak kapasitede olmasa da, UFC ağırsikletleri arasında iyi bir yer tutacak gibi gözüküyor..

James Toney ile eşleşmesini çok isterim..Toney'e MMA 'in ne demek olduğunu öğretecek, haddini bildirecek bir adam Nelson..

Kenny Florian akıllı bir dövüşçü..Özellikle stand-up mantığı açısından GSP'ye benzetiyorum..
Rakiple arasındaki mesafeyi sürekli koruyor, exchange'lere hiç girmiyor, gereksiz riskler almıyor..
Zekası ve tekniği ile önemli bir dövüşçü, kemer için tek eksiği GÜCÜ..


Bu arada TUF finalinde Roy Nelson'a kaybeden Brendan Schaub'a da dikkat..Bu çocukta gelecek var..Bir kaç sene içinde çok ciddi parlayacak..

Adsız dedi ki...

Bence de Florian her ne kadar hırslı ve istekli olmasa da bence kemerlik bi dövüşçü değil,çok büyük bi fetret dönemi yaşamadıkça UFC,kemeri kaldıramaz diye düşünüyorum.

James Toney'e gelince zaten UFC 108 de adı geçmişti..Ne yapmaya çalışıyor gerçekten anlamadım..Sen git Samuel Peters'le Hasim Rahman'la Evander Hollyfield'la dövüş,sonra gel kafese..Boks endüstrisi hakkında cidden üzülüyorum,ve yine istemeden ve üzülerek söylüyorum ki inşallah ağır siklet üstünden Klitschko kardeşlerin hegemonyası kısa bir süreliğine de olsa kalkar da,biraz hareketlenir boks..

Ama Mayweather'ı yerlerde görmek isterim kafeste..O başka =)=)

Can Evrenol dedi ki...

ben de slugfest, takedown, jab gibi kelimelerin türkçesini bulmakta çok zorlanıyorum

ahmet dedi ki...

Hayır birde mesele BJ'i yere alınca bitiyormu sanki.Karatecimi bu adam yere aldıktan 2dk sonra pes ettiresin.Köpek balığına sarılıp,okyanusa atlamak gibi bişey yere almak adamı.Neresinden baksan aptalca bir taktik.

Bence BJ'i yenmek için onu ayakta dağıtacak biri çıkması lazım kendisine.Ya daha iyi bir boksör yada çok etkili bir striker.Tabi takedown savunmasınında kusursuz olması gerekiyor.CroCop'ın hafifsiklet versiyonu gibi mesela.Yada GSP gibi süper bir mma dövüşçüsüde olabilir.Ama ben GSP ile aralarında ciddi anlamda siklet farkı olduğunu düşünüyorum.Gerçek anlamda aynı fiziksel özelliklere sahip olsalar,GSP belkide bu kadar baskın olamazdı BJ'e karşı.
Bazı dövüşçüler var fiziksel özellikleri doğrultusunda mevcut sikletlerinin alt yahut üst sikletlerine kolay geçiş yapabiliyorlar.
Bir diğer dövüşçü grubuda tam sikletinin adamı denicek türden oluyor.Bence BJ'de tam sikletinin adamı.Üst siklette GSP çok ağır geldi ona.Çok zor onu yenmesi.Teknikte,yetenekte bir yere kadar.Dövüş sporlarında daha önceden de belirtmiştim boyut önemli bir faktör.
Mesela GSP'nin de sikletinin adamı olduğunu düşünüyordum ancak dün gece bir röportajını dinledim.Orada yavaş yavaş bu geçişi yapabileceğini söylüyordu.Thiago Alvez maçında,Alvez karşısında fizik olarak çok küçük kaldığını farketmiş ve bunun üzerinde duracağını dile getirdi.Ki Hardy maçı öncesi yaklaşık 4-5 kilo civarı kas yüklemesi yapmış vücuduna.Sanırım yavaş yavaş ve sağlıklı bir şekilde üst siklete çıkma planları var GSP 'nin.Bunu düşünmemdeki bir diğer sebepte yine aynı röportajda açık açık uzun vadedeki hedefinin pound for pound en iyi olmak olduğunu dile getirdi ki eğer en iyi olmak istiyorsanız bu dünyada muhakkakki diğer sikletlerde de başarı elde etmeniz gerekiyor.

Roy Nelson'da bişeyler yapabileceğinin sinyallerini veriyor.Ama o göbek haraketi banada,çok antipatik geliyor malesef:)
Öyle dövüşçümü olur ya.O sayfa Tank Abott'dan sonra kapandı mma dünyasında.

fatih dedi ki...

konuyla alakasız ama blogun adı Kan Sporu olunca yazayım dedim, Van Damme mayısta İsviçre'de yapılacak Budo Gala da Bolo Yeung ile bir gösteri dövüşü yapacak. Bolo 73 yaşında bu arada :)

Unknown dedi ki...

GSP'nin en büyük avantajı uzun kolları..
Bütün maçlarında rakibin vuruş mesafesinin dışında kalıyor, uzun reach'ini kullanarak jablerle rakibi rahatsız edip üstüne çekiyor..
Üstüne gelen rakibe çift dalarak kolayca yere alıyor..Yerdeki hikayeyi zaten hepimiz iyi biliyoruz..

Dan Hardy maçında olduğu gibi rakip üstüne gitmese bile kendisinden daha kısa kollu welterweight rakiblerinin yakınlarına nispeten rahat girebiliyor ve takedown için mesafeyi iyice kısaltıp, güvenli dalışlar yapabiliyor..

Üşenmedim WelterWeight ve MiddleWeight'te dövüşen belli başlı dövüşçülerin boy ve reachlerini yazdım aşağıya..

GSP.............Boy:1.80 Reach:193
Thiago Alves....Boy:1.75 Reach:178
Dan Hardy.......Boy:1.83 Reach:188
Josh Koscheck...Boy:1.78 Reach:185
Jon Fitch.......Boy:1.85 Reach:182
Bj Penn.........Boy:1.78 Reach:178

Anderson Silva..Boy:1.88 Reach:197
Chael Sonnen....Boy:1.85 Reach:188
Nate Marquardt..Boy:1.83 Reach:188
Demian Maia.....Boy:1.83 Reach:185
Vitor Belfort...Boy:1.83 Reach:185

Rakamlarda da görüldüğü gibi GSP'nin reach'i Anderson dışındaki bütün sağlam MW'lerden daha uzun..
Kendisinden daha uzun boylu adamların bile kol boyları GSP'ye göre kısa kalıyor..

GSP bu fiziksel avantajıyla Anderson dışındaki bütün MW'lere, WW'te gördüğümüz oyun planını rahatlıkla uygular ve başarılı olur diye düşünüyorum..

GSP de bunun farkında, siklet yükselmek için sadece A.Silva'nın Light Heayweight'e geçmesini bekliyor.
Anderson Silva MW'ten ayrıldığı anda GSP MW'e geçip kemere oynayacak, kafasındaki bu..
Aksi taktirde yüzüp yüzüp kuyruğuna gelecek fakat Anderson'a takılacak..

Adam akıllı..mesele sadece kilo alma verme meselesi değil diye düşünüyorum..

ahmet dedi ki...

HumAnimal,farklı noktaya değinmişsin.Araştırıp burada yaptığın bilgilendirme içinde teşekkürler ayrıca.Hoş bir mesaj olmuş.

Ancak hem ‘’reach meselesi hemde bu mesele üzerinden GSP ile ilgili yorumuna ben katılmıyorum.

'Reach' in avantaj olduğuna tabikide katılıyorum ama öyle uzun reach’e sahip diyede önüne çıkan her kesi yener demek pek doğru değil bu spor adına.O kadar baskın bir özellik değil bence.

Şu yazdığın listedeki isimler önemli adamlar.
Ben GSP üst siklette başarılı olamaz demiyorum.Ama başarılı olacaksa bunun sebebi reach olmaz diyorum.
Kolun 3-5 cm daha uzun diye Vitor Belfort'un karşısına favori çıkamassın sonuçta.
Kolumu uzatırım şimdi diyene kadar 4 tane yumruk çakar bu herif suratına.

Bu avantajdan ötürü maç kazanmak başka bir şey( buna katılıyorum).
Örn:Nick Diaz,Marius Zaromskis karşılaşması.
Olumsuz örn: Stephan Struve,Roy Nelson karşılaşması 

Fakat koskoca bir sikleti domine etmek bambaşka bir şey.(buna katılmıyorum)

Bu katılmadığım domine etme işinin gerçekleşmesi için gerçekten çok fazla bir reach avantajının olması gerekiyor.
Senin midddleweight için verdiğin diğer isimlerle GSP arasında bu kadar fark yok.

Örn:Tim Slyvia.Çok vasat bir dövüşçü olmasına rağmen epey bir süre domine etti UFC ağırsikletini.
Semmy Schilt:2005,2006,2007 ve 2009 K-1 dünya şampiyonu. .(çok iyi bir dövüşçü ama bu avantajının müthiş etkisi var başarısında.zira onun kalibresinde bir çok adam var K-1 arenasında)


Bence bunu sadece dövüşçünün bir artısı olarak değerlendirmek gerekiyor.

Öte tarafta kısa (boylu haliyle)kollu ama çok etkili bir çok dövüşçü var.

Shan Sherk mesela.Yıllarca hafifsikletin en etkili isimlerinden biri oldu.Halen çok etkin bir isim olan Uriah Faber mesela.
Bu adamlarında kolları kısa ama artı başka özellikleri mevcut.Senin(dövüşçünün) uzun kolunla rakibinin çenesine ulaştığın hızda,adam bütün vücuduyla guard’ına giriyor senin.O derece seri ve hızlı hareket edebilen dövüşçüler var.
Clay Guida’yı nasıl yakalayacaksın mesela .Adam iki saniye aynı yerde durmuyor.(anti-reach avantajı olarak değerlendirilebilir bu)..

Diğer bir konu;

GSP’nin bir üst siklete geçmek için Anderson Silva’nın’da üst siklete geçmesini bekliyor olması.Doğruysa talihsiz bir açıklama bu veya talihsiz bir taktik.Hiç akıllıca falan değil.

Düşününki bir dövüşçü dünyanın en iyisi olmak istiyorum diye bir açıklama yapıyor.Kaldıki adı geçen isimlerden birisi zaten.
Fakat bir diğer isim illede dövüşmekten çekiniyor.
Çünkü GSP'nin bu düşüncesi doğruysa cümle altında zaten ben Anderson Silva'yı dövemem cevabı yatıyor.
En iyilerden birinden korkarak en iyi olamazssınız bence.Koskoca kariyer bu plan üzerine yatırılırmı?

İşin ironik kısmıda şu;
Farzedelim GSP middleweight'te Silva'nın ardından herkesi darmadağın etti.Bu durumda evet en iyi olma yolunda ciddi bir aşama kaydetmiş olur.(İki sikleti birden domine ettiği için)
Ama akıllarda (en azından benimkinde) her zaman bu yolculuğa Anderson'dan saklanarak çıktığı düşüncesi olacak.

Bilemiyorum bu senin şahsi fikrinmi yoksa GSP böyle bir açıklama yapmışta oradanmı aktarıyorsun.
Ben ihtimal vermiyorum böyle bir düşüncesi olduğuna.

Gabe dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Gabe dedi ki...

5 defa tekrar gitmesi için kusura bakmayın. Blogspot'un azizliğine uğramışım.

Spor dallarının kendine has terimlerini aynen kullanılmasına katılmıyorum ben. Takedown rakibi yere indirmek değilse nedir? Jab ise bokstan dilimize çok evvel ve çok güzel çevrilmiş ya da yerleştirilmiş karşılığa sahip: Sol Direkt. Meşhur 1-2-3-4 (=Sol direkt, Sağ direkt, sol kroşe ya da aparkat, sağ kroşe ya da aparkat) ün de karşılığı var.

Slugfest bir terim, "yumruk yumruğa" "kıran kırana" fln da denilebilir.

E çift dalma, tek dalma kelimelerinin karşılığı "double, single leg takedown" ise daha ne için ısrar ediyoruz ki yani takedown için :))

kelimenin dilde, kültürde bir karşılığı yoksa ve çevirisi manasız oluyorsa o zaman alınır.
Ama bir güreş terimini -ki grekoromen güreşte senelerdir kullanılan ve dilimizde karşılığı olan- aynen almak ve "karşılığı yok" "öyle demek değil" demek yanlış bence.

sadece kulağımızda iyi çınlıyor ve bu da psikolojik bir durum, kusura bakmayın. Bu işi yurtdışında izledik, bildik. adamlar nasıl söylüyorsa o gerçeği, doğrusu gibi geliyor sadece.

Striking için de darbe, vuruş kullanılabilir yeri geldiğinde. Striking iyi için mesela rahatlıkla "çok güçlü darbeleri var" denebilir.

Zaten dövüş sporları tutuş, vuruş ve karma diye ayrılıp tanımlanıyor. buna grapling, striking ya da mixed demek sizin kendinizi nasıl ifade etmek istediğinize kalmış.

Yani orası Kırkpınar değilse Greko-romen minderi de değil, boks - Muay thai ringi de değil, BJJ minderi de değil.. o halde neden double leg takedown, kimura, teep fln kelimeleri kullanılıyor. Bu tekniklerin bir ismi var ve çok özel bir manası yoksa adamlar kendi dillerinde, anlayabildikleri gibi kullanıyorlar.

Ağırlık, dövüş sınıfları mesela: Middleweight, h.w. neden kullanıyoruz?

Zaten tek demek istedigim teknik terimler değil. Rakibe saygı duyup üstüne gitmemek mesela ne demek? buram buram, kelime-kelime-çeviri kokan biraz içi boş bir laf değil mi bu? temkinli davranıyor, hafife almıyor fln desek olmuyor mu?

ya da fenomen olmuş bir performans lafı. yapmayın yahu. Hepimiz zaten Joe Rogan'dan dinliyoruz maçı aynı kelimelerle. Tekrar etmenin ne lüzumu var ki.

Tamamen tercih meselesi bu olay. Tabii ki burası TDK'nın bir çalışma grubu ya da alt bölümü değil. Ama biz bu konuşma, anlaşmalar esnasında biraz daha Türkçe terimler kullanmaya çalışırsak bu spordaki birçok kelimeyi Türkçeleştirmiş olabiliriz. İlerde bu spor ilerleyip müsabakaları vs.leri olduğunda insanlar herhangi bir vatandaşın anlayabileceği dilde sunum yapabilirler.

Dile yerleşmiş ve salonlarda herkesin kafasına göre kullandığı sparring var mesela. Şıpar, sıpar, espar; herkes kafasına göre söylüyor kelimeyi. öyle şeyler olmasın işte, dert bu.

P.s.: ahmet dostum, bir de noktalama işaretlerinden sonra bir boşluk bırakırsan mesajlarının daha rahat okunabildiğini göreceksin :)

ahmet dedi ki...

P.S ne oluyor peki Gabriel :) Neden 'not' yazmadın mesela.

'K-1 Clinch'i yasaklad' başlığı altındaki mesajında;Hem 'full contact' karate hemde clinch kelimelerini kullanmışsın öte yandan.

Benimde önceki mesajımda farklı bir şekilde anlatmak istediğim ve yukarıda seninde belirttiğin gibi,mesele işin psikolojik yanı,o kelimelere Türkçe mana bulabilmek değil.
Şahsım adına hiçbir zamanda ne Joe Rogan ne Mike Goldberg nede başka bir mma yorumcusunun vs cümlelerini kopyalayıp yazmıyorum buraya.

Dikkat edilirse zaten mesajlarımın çoğunun teknik bilgiden ziyade kişisel fikirlerim olduğu,spora ve dahilindeki konulara bakış açımla alakalı yazılar oldukları anlaşılır.Uzunca süredir takip ettiğim ve hayranlıkla izlediğim bu sporun yıllar içerisinde kafamda belirlenmiş bir şablonu var.Yorumlarımı bu matematik üzerinden yapıyorum.

İşin özü,en azından benim için şu.Ben buraya saf olarak mma konuşup bu spor hakkında içinde seninde bulunduğun diğer arkadaşlarla paylaşım yapmaya geliyorum.Açıkca ifade edeyim bu Türkçe'mizi koruyalım meselesine kafa yormak,bundan sonraki mesajlarımda bu kelimelerin Türkçe'lerini bulmakla uğraşmakta istemiyorum.Ben konuyu hala ilk mesajımda belirttiğim gibi algılıyorum.

Bu yorumumu kişisel bir saldırı değilde şahsi kararım olarak değerlendirmeni rica ederim.Bu konuyla ilgili son mesajımdır bu.

Bu arada 'p.s'in de (notunda!)belirttiğine cevaben;
Teknik olarak noktalama işaretlerinden sonra boşluk bırakılmaz ancak gerçektende okumakta zorluk çıkıyorsa(ki haklı olabilirsin),bundan sonra dikkat edeceğimi belirtmiş olayım.
Teşekkür ederim uyardığın için.

Sevgiler dostum :)

Gabe dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Gabe dedi ki...

"not" ingilizceden çakma "post scriptum" latince olduğu, latincenin çok daha teknik ve bilim dili olarak görüldüğü ve "p.s." çoooooook evvelinden beri yazışmalarda (yaklaşık 2000 sene, arapçası da hamiş'tir ve her ikisi de genelgeçer yazışmalarda kullanılır) kullanıldığı ve ben de böyle öğrenip kullandığım için öyle yazdım dostum :)

full contact karate yazmış olma sebebim de karate'nin bir müsabaka türü olan tam-temaslı karate'nin türkiye'de 1970'lerin sonlarından beri kullanılıyor olmasıydı sanırım. ha tam-temaslı lafı bence daha iyi duruyor ama sanıyorum anlaşılır durmazdı belki ilk anda.

Clinch olarak başlamıştı, ben de çok üstünde durmadan devam etmişim; hatalı olmuş. ama clinch, sarılma denilen hadise de '80lerin sonundan itibaren eppey yaygın kullanılan bir terim. Muay Thai salonuna gide gele insan alışıyor bir yerde. ama ben M.Thai henüz gençken bu kadar ilgiyle sporu takip edip bir yerde bu sporun ülkemizdeki öncül sohbetlerini yapıyor (aynen burada yaptıklarımız gibi) olsaydım Sarılma kelimesini kullanırdım.

Demek istediğim MMA yeni bir spor. zaten hali hazırda değişik spor dalları dilimize yeterince kelime sokmuş. bir de MMA'in karma ingilizce terimlerini zorla ithal etmeyelim dilimize.

Dikkat edip etmemek tabii ki tercih meselesi. Ama işte sen o özeni göstermek istiyor musun, istemiyor musun? burada bitiyor iş.

Takılmayalım tabii ki yazmaya etmeye. sadece bazı kelimeler gerçekten zorlama duruyor o güzelim, donanımlı, bilgili yazılarımızda. Bir diğer sözüm de bu; bunu diyorum.

UFC sunucusu, yorumcusu olayı var bir de. Genel olarak bunu görüyorum ben. Kişisel olarak daha bilgili kişiden etkilenmek çok mantıklı. Ama bazen ipin ucu kaçıyor. Şurası, şurası diyemeyeceğim ama göze batıyor yani. Aman dikkat.

Gelelim son söze:

Teknik olarak da bırakılıyor boşluklar.

"Noktalama işaretlerinden nokta, virgül, noktalı virgül, iki nokta, üç nokta, soru, ünlem, tırnak işaretleri, ayraç ve kesme ait oldukları kelimelere bitişik olarak yazılır ve kesme dışındaki işaretlerden sonra bir harf boşluğu ara verilir."
Kaynak: TDK :)

Selamlar dostum :)

ahmet dedi ki...

Gabriel,
Asıl konuyla alakalı fikirlerin varmı mesela.
Hiç bir mesajında burada asıl bulunma sebebimiz olan konuyla ilgili bir şey söylememişsin.

HumAnimal,BJPenn,BerkG,Ben,Karga,Can birşey konuşuyoruz burada sende katılmak istermisin !..

Bişey yazmayacağım demiştim ama öylede güzel açıklar veriyorsunki yazmadanda duramıyorum.

Ne güzel kendi kullandığın yabancı kelimelerle ilgili hemende açıklamalar yapmışsın.Yok eskiden şöyleydi,yok Latince ama diye.
Not mu daha Türkçe,ps'mi.Onlarca kelime var dilimize yerleşen ve net olarak Türkçe diye adlandırılan.Not'da onlardan birisi.Laf olsun diye Wikipedia bilgileri vermeye gerek yok.Neyin açıklamasını yapıyorsun anlamadım.
Türkçe'ye geçmiş kelimeleredemi ekstradan Türkçe karşılık bulacağız.Yoksa senin derdin sadece İngilizce'ylemi.Latince olunca yazabiliyormuyuz.
Ayrıca 'çakma' ne demek yahu.Böyle basit kelimelermi yerleştireceğiz lisanımıza,da sen yabancı kelime kullanımına karşı çıkıyorsun.

Neden o kadar uzattığın konuda hala MMA yazıyorsun.Yazsana KDS(karışık dövüş sanatları)diye.Savunduğuna öncülük etsene.
Bal gibi kendi savunduğun konuya kendin ters düşüyorsun açıkca ortada işte.Sonrada gösterince hatalarını,aslında benim başından beri yaptığım savunmayı yapıyorsun.''Sanırım anlaşılır durmazdı''diyorsun.Şimdi ne farkı var benim savunduğumla bu senin savunduğunun.

O sporun adı 'full contact karate' arkadaşım.Yakın temas karate falan denmez ona.Bu Türkçe'yi korumak falan değil başka birşey.Yersiz bir ısrar bu.
Sen sahidende bunu yerleştirmek istiyorsan buyur öncülüğünü yap,(beceremiyorsunya gerçi) saygı duyuyorum hassasiyetine.

Hani demişsin ya 'o özeni göstermek istiyormusun,istemiyormsun diye.
Ben istemiyorum kardeş kusura bakma.Ben (yanlış anlamayın lütfen) doğma büyüme İstanbul'luyum ve çok iyi Türkçe konuşuyorum.Burada başka bir sebeple bulunuyoruz ve o sınır içerisinde kalmak istiyorum ben.Kimsenin anadiline zarar verdiği falan yok.

NOT: Muhakkaki en doğal hakkın cevap vermek.En azından şahsım adına değilde,konuyla alakalı ortaya söylemiş gibi girersen mesajını,bende cevap vermek zorunda kalmam.
Böylece 'dilimizi koruyalım kampanyanı' ile alakalı son mesajı sen girmiş olursun ve milletinde kafasını şişirmemiş oluruz.Ne dersin?

Birde gerçekten güzel güzel tartışırken burada,konuyu böyle bir noktaya çevirmeninde manası yok.En çok post girilen başlıklardan biriydi burası ve epey keyifli gidiyordu karşılıklı fikir alışverişimiz.En azından ben keyif alıyorum..

Unknown dedi ki...

GSP ve reach avantajı ile ilgili fikirlerimi açıklamaya devam edecektim ama konu sapmış, tatsız bir hal almış..
Malesef gereksiz bir ikili mücadeleye dönüşmüş..
Başka zaman yazarım artık..

Gabe dedi ki...

Ya ahmet sen ne sacmalamissin oyle? Emin ol senin internetten temelli bilginle kapisir benim bilgim. Surada guzel birsey anlatmaya calistim nerelere getirdin? Sen kim oluyorsun ki bilgi milgi konusuyorsun ki? Su an yazamiyorum ama kelime kelime agzini payini vermek isterim galipdursun@gmail.Com a bir email at hemen burayi daha fazla kirletmeyelim egonla. yakin temasli mma fani seni :) bir kere idmanina girmisligin var ki mma'in?? Kusura bakmayin arkadaslar ne guzel sakin giderken inatla kavgaya dondu mesajlasma..

ahmet dedi ki...

Sevgili HumAnimal,merakla bekliyorum yorumlarını..

BJ Penn dedi ki...

Herkese tekrar selamlar,

Gabriel, senden tek bir ricam var. Sevdiğin bir mma maçının öyküsünü, terimlerin Türkçe karşılıklarını kullanarak yazar mısın? Ya da kafama takılan bazı hususları sorarak ilerleyeyim: örneğin şu "jab" meselesi. Ön yumruk mu diyeyim, Ahmet'in belirttiği gibi kullanmadığı eliyle attığı yumruk mu diyeyim? Adam normalde sağ elliyse ama taktik gereği o maça solak duruşuyla çıktıysa ne diyeyim?

Amerikalılar bir sürü terimi kimura, omoplata, gogoplata diye direk almış, biz bunları ne yapacağız?

"Saygı duyma" konusunda haklısın. o "buram buram, kelime-kelime-çeviri kokan biraz içi boş" deyimi ben kullandım. Bundan sonra senin için de uygunsa "aşırı temkinli" derim, yeter ki sen düşüncelerini karşındakileri küçümsemeden ifade etmeyi öğren. Burada sohbet havasında yazılan yazılara bakarak bizi gerçek hayatta cümlelerini İngilizce kelimelerle süsleyen tiplerle bir tutmamalısın.

Olayı mma idmanına bağlamanın nedenini de anlayamadım, zahmet olmazsa açıklayabilir misin?

Gabe dedi ki...

BJ Penn,

Şunu söylemek istiyorum ki aslında Ahmet kişisinin kendini savunmayı beceremediği, teknik kuraldır diye gazel okuyup TDK ayarını aldıktan sonra suçladığı kadar kör bir Türk Milliyetçisi ya da Türkçe delisi ve yahut da Türkçe öğretmeni değilim.

Tek demek istediğim bazı terimlerin dilimizde karşılığı var. Anlatımlarımızda bunlara dikkat edelim. Özentilik ya da ingilizceden çoğu zaman birebir kelime çeviri olarak itham ettiğim mesajlar var; bunu söyledim ve halen öyle düşünüyorum. Fakat ilk mesajımda da belirttiğim gibi çok güzel tespitler, gözleyebilen, araştıran ve içi bilgi dolu mesajların arasında bu kelimeler kötü duruyor. Benim burada kimseye yukarıdan baktığım yok Ahmet'in aksine. Yeri geldiğinde gayet izah edici yorumlar yazılıyor ve zevkle okuyorum. Burada MMA ile ilgili mesaj yazmamama durumum ise söyleyeceklerinizle genelde aynı şeyleri düşünüyor olmam.

Bu blog'u takip eden çoğu insan bu sporu genelde aynı kaynaktan takip ediyor ve kaynaklar da son derece açık, ulaşılabilirken (internetten bahsediyorum) birbirimize MMA hakkında "sen ne anlarsın", "ben senden daha çok bilirim" gibisinden sözler etmek çok komik duruyor :)) Ha burada benden daha fazla bildiğini iddia etmek için fazladan ve benim ulaşamayacağım bir kaynağa sahip olursun internet haricinde, pekala dururum düşünürüm. Merak ettiklerim, soracaklarım vardır vs.

Ama noktalama işaretine dikkat et, şu kelimelerin karşılığı var fln dedim diye kendini savunmaya yönelik konu saptırma cevapları, suçlamaları çok rahatsız edici. Kaldı ki bir küçümseme havam yok. Bu işe cidden gönül vermiş, araştıran eden uğraşan da bir adamım nacizane.

2. mesajda Jab ve Guard olayı geliyor:

Gabe dedi ki...

Sonra şu Jab ve Southpaw olaylarına bir açıklık getirelim.

3 önceki mesajımda yazmıştım Jab'i. Boks ile ilgilenen çoğu insan duymuştur:
"Jab ise bokstan dilimize çok evvel ve çok güzel çevrilmiş ya da yerleştirilmiş karşılığa sahip: "Sol Direkt". Meşhur 1-2-3-4 (=Sol direkt, Sağ direkt, sol kroşe ya da aparkat, sağ kroşe ya da aparkat) ün de karşılığı var. "

Cross yani sağ, arka, güçlü koldan çıkılan yumruk için de sağ direkt kullanılıyor.

Guard kelimesi ise asır evvel gelip yerleşmiş boks'la birlikte. Gard diye geçiyor. Southpaw yani sol değil de sağ yumruğun önde olduğu duruşa ise ters gard, solak gard deniyor.

Duruş, dövüş pozisyonu diyen de var.

Ha bu kelimelerin içinde yabancı kökenli yok mu? Var tabii ki. Ama vaktinde uğraşılmadığı ya da başka sebeplerle aynen almak daha özel sanıldığı için gelip yerleşmiş kelimeler. Bu yüzden gülünç durumlar oluşuyor. "Distance mesafesi" diyerek ders veren hoca var :)

zaten benim bu tartışmanın başında söylemek istediğim, rahatsızlığını duyduğum şey de bu. Yabancı kelimelerin karşılığı bulunabilecek ve uyarlanabilecekken aynen almak.

Amerikalı da bunu yapıyor ama bizim kadar sık değil. Biliyorsunuz ki Kimura bir özel isim, efsanevi Judo ustası Masahiko Kimura'nın Helio Kimura'ya yerde yaptığı bir kol kilidi tekniği o meşhur maçtan sonra bu isimle anılıyor.
Americana vs. gibi birkaç teknik de mesela aynen anılıyor olsa da adamlar triangle choke, rear naked choke ile anlayabildikleri teknik isimler veriyorlar tekniklere.

Biz de böyle yapabilir ve henüz spor ülkemizde gençken çok daha derli toplu bir MMA'e ait teknik-dil altyapısı oluşturabiliriz. Bunun için yapmamız gereken koca koca kurullar kurmak değil sadece bir parça dikkat etmek. Görev fln edinilmesine gerek yok.

Kol kilidi sözünü 50 sene evvel yazılmış bir güreş kitabında kelimesi kelimesine okumuşumdur. Nasıl yaklaştığınızla alakalı.

Çok iyi niyetli bir şekilde soruyorum; kalbini kırdıysam da özür dilerim: "rakibe saygı duymak" yerine "temkinli yaklaşmak" "hafife almamak "daha iyi durmuyor mu sence de?

Okuyorum mesajlarınızı. Değerli şeyler var aralarda. Fakat biraz daha özen demek istemiştim, buralara geldi.

ek, p.s., son söz, hamiş: İdmandan kastım da "internet dışında bir yerden, idmandan, üniversitede ilgili bölümden mi beslenip bilgi sahibi oluyorsun" gibi bir şeydi.

ahmet dedi ki...

Gabriel,sen hakikaten kompleksli bir adammışsın yahu.
Asıl konuyla ilgili onca çuvallamandan sonra kalkıp haklı çıktığın tek konuyla ilgili yok ayarı aldı falan diyorsun.Al sana mama olsun o ayar.Bilmiyordum senden öğrendim noktalama işaretlerini.(ciddiyim,bilmiyormuşum)Oldumu.Aç egonu bir süreliğie doyururmu bu..
İnsanlar birbirlerinden bir şeyler öğrenerek gelişirler.Birisi bir şey biliyor diye kudurmazlar .Bu seviyede bir medeniyeti algılayabileceğine emin değilim ama ben yinede iyi niyetimi belli etmiş olayım.
Gerçi ayarı sendenmi aldık,TDK’dan mı oda tartışılırya,olsun sorun değil.Afiyet olsun.

Yalnız ben anladımki sen içten içe epey bir süredir hallenmişsin bana karşı.Ne oldu biraz bişeyler biliyoruz diye sen neden gerildin bu kadar.O kadar açık veriyorsunki iç dünyanla alakalı.
Susalım,sohbete devam edelim,arkadaşları germeyelim diyoruz ama hala daha laf geçirme derdindesin.

Bu bloga girdiğimden beri onca mesaj yazdım buraya bir tane çıkart bakalım aradan içinde ukalalık,bilmişlik taslayan.
Benim,sen neden katılmıyorsun,söyleyecek bir şeyin varmı cümlemdeki ironiyi bile anlayamayack kadar bilenmişsin saldırmaya.Orada konuyla alakasız kafa şişirdiğin için hani sahidende bişeyler yazsanda konuya dönsek,milletinde canını sıkmasak manasında yazmıştım.

Ben sporcu adamım hayatımda kimseyi küçümsemedim,küçümsememde.Karakterime ters.

Senin ortaya çıkan aşşağılık kompleksin kendini küçümsenmiş,önemsenmemiş gibi hissetiriyorsa onu bir zahmet kendi içinde çöz arkadaş.Benim üzerimden onarmaya çalışma zayıf ruhunu.

‘Senin bilginle KAPIŞIR (açıkça belli derdin) benim bilgim’ diyerek nasılda hissettiğin rahatsızlığı ortaya dökmüşsün,herşey ortada.Psikiyatr olmaya gerek yok mevcut rahatsızlığını çözmek için.

Şuradaki tek amacım ki diğer arkadaşlarında aynı düşüncede olduğunu sanıyorum,yabancı forumlarda değil kendi aramızda ilk defa bir şeyler konuşabiliyor,tartışabiliyor olmak ve bunun mutluluğunu yaşamak.
Mevcut bilgilerini paylaşmak yerine(ki ben tebessümle okuyordum mesajlarını),senin dışında da,bişeyler bilen,biraz uzun cümleler kurabilen birisini kendine rakip olarak seçmen ve direk olarak saldırmanı şiddetle kınıyorum.Kötü niyetli birisi olduğunu düşünüyorum senin.

Hala daha saygısızca benden Ahmet kişisi diye bahsediyor ve kalkıp kendini savunmayı (cümle altında saldırdığını açıkca ele vermişsin) beceremedi diye tahrik edici,aşşağılık kompleksini ve içindeki kavga etme arzusunu açıkca ortaya koyan agresif cümleler kurabiliyorsun.

Senin anlıyacağın ve dahada önemlisi heves ettiğin dilden cevaplıyayım bunu.
Ben kendimi öyle bir savunurumki sen saldırıya uğramış hissedersin kendini.Senin kaşınan süt dişlerini geçirebileceğin birisi değilim ben arkadaş anladınmı.

Bu arada hakikaten olayı mma idmanına bağlamanın manası nedir.Birşeymi ima etmeye çalışıyorsun.

Bir spor hakkında yüklü bilgiye sahip olmak ve yorum yapabilmek için illede o sporun arenasına çıkmakmı lazımdır.
Yoksa bana aba altından sopamı gösteriyorsun yok mma biliyorum,dövüş biliyorum diye!

Bak ben 37 yaşındayım.Çocukluğumdan beri dövüş sporlarına ilgi duyarım.90’lı yılların başından beridirde bu işle bizzat ilgilenen,araştıran okuyan,ulaşabildiği her bilgiye alaka gösteren birisiyim.Gerçek bir mma fan’ıyım.Çok seviyorum bu sporu.
Bir konuyla alakalı bu kadar heves ve sevgi barındırıyorsa bir insan içerisinde o konuya hakim olur,bilir vs.
İllede gidip bizzat uygulamasına gerek yoktur.


Not: E-mail değil e-posta.Önce bir kendin hallet,sonra gel dilimizi koruyalım mavalları at burada.
Bir insan düşününki bir şey savunuyor ve fakat o konuyla ilgili en çok hatayıda kendisi yapıyor.Pöhh hakikaten komiksin ha.

Kalkıp birde açıklama yapıyor,yok clinch’i şundan yazdımda,full contact’ı bundan yazdım diye.Bari bir sus saygı göster,madem beceremiyorsun.Ben açıkca arkadaş ben bu blog içerisinde bu Türkçe meselesine hassasiyet göstermek istemiyorum diye belirtmişim zaten.Halen daha kime,neyi ispat etmeye çalışıyorsun.

Gabe dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Gabe dedi ki...

Halen anlaşılmamış yukarıda o kadar yazmış etmişim. Sayfa sayfa izah yazdım. "Bu kelimeler şu nedenle gelip yerleşmiş, biz de o hataya düşmeyelim, daha güzel olur yorumlarınızda" "sporun takip edildiği kaynaklar hep aynı farklı, hepimiz de oralardan biliyoruz ediyoruz. birbirimize bilgi üstünlüğü yapmayalım" demişim. Ahkam kesmek için, birilerinin bilgisini ya da bilmemesini tespit etmek için fazla olarak ne biliyorsun ya da hangi seviyede donattın kendini gibi bir soruydu Arenasına çıkmak dediğin şey de.

Halen savunma, saldırma aracı olarak görüp atlıyorsun, yoksayıyorsun. Bence aradaki paragrafları bir ara sakin kafayla okumalısın. Ayrıca son iki mesajımda, giriş paragrafı hariç sana direkt olarak yazdığım bir şey de yoktu; BJ Penn'in sorusuna cevaptı :) öncesinde email, eposta belirtme sebebim de buradan tartışmak, cevaplaşmak yerine birebir yazışmak idi.

Hal böyleyken kompleks, mama, süt dişi ve yukarıda olan daha birçok ima, sözü de alıp bu tartışmayı bırakıyorum.

Olan Can'ın güzel blog'una oluyor. MMA, Muay Thai ve Boks konusunda görüşlerimi yazıp izlemeye devam edeceğim.

Saygılar

yasin dedi ki...

Arkadaşlar ben bu sporla ilgilenmeye başladığımdan beri bu siteden faydalanıyorum. Sitenizden çok şey öğrendim. Merak ettiğim bir konu var bilen arkadaşlar paylaşırsa sevinirim. Reach nedir? Nasıl ölçülür?

Yorum Gönder