Pazar, Mart 20, 2011

Röportaj: Ertan Balaban WFC 13'e hazırlanıyor!


Kansporu takipçileri artık Ertan Balaban'ı yakından tanıyorlar. Geçtiğimiz 2 sene içerisinde sayfamızda Ertan'dan, MMA İstanbul'dan, Değer Biçer'le birlikte Türkiye'ye seminere getirdikleri ustalardan, Brezilya'da aldığı madalyadan ve sonrasında kurmuş oldukları Corvos'tan birçok defa bahsettik. Şimdi Ertan WFC 13'de yapacağı önemli maç öncesi sorularımızı yanıtlıyor...
 - Önce seni çok iyi tanımayan yeni okuyucularımız için Corvos'la birlikte son 1 senede geldiğiniz noktadan kısaca bir bahseder misin? Bize normal bir antreman gününü anlatır mısın?
Ertan Balaban: Öncelikle yapmış olduğun sayfayı ilgiyle takip edip ve okuduğumu belirtmek istiyorum. Haber kalitesi ve güncellik olarak yurt dışındaki bir çok sayfadan bile daha başarılı. MMA bu ülkede henüz bu kadar az tanınırken senin inatla bu sayfaya verdiğin emek ve devamlılık bir gün bence karşılığını alacak. Kansporu neden birgün Sherdog gibi olmasın?
Soruna gelince; Corvos sadece Türkiye’de değil artık Avrupa’da da saygı gören bir akademi. Bir çok dünya şampiyonu ve yıldız ismin gelip seminer verdiği, Avrupa’nın en kaliteli ve başarılı akedemilerinden biri… Önceleri acaba biz mi çok seviyoruz okulumuzu dedik ama gelen onca insandan aldığımız tepkiler hep aynıydı… Hepsi bu okulun şimdiye kadar gördükleri en iyi okullardan biri olduğunu söylediler. Yani anlayacağın, son bir senede ortağım Burak Değer Biçer’le yaptığımız işten gurur duyuyoruz. Böyle yerleri kurmak gerçekten görüldüğünden çok daha zor olabiliyor. Ayrıca güzel bir elektriği de var okulun bence önemli olanda bu zaten. Soyunma odasındaki çamaşır ve kurutma makinesi, devamlı çalan R&B müzik ve girişteki vitamin ve protein bardaki TV’de verilen MMA eventleri insana kendini evinde hissetiriyor… 


Sabahları kendime güzel bir kahvaltı hazırlamak kendime yaptığım en büyük güzellik heralde bu hayatta… Bunun içinde yeteri kadar Carb ve Proteinolmalı tabii… Daha sonra bunu sindirmek için ya bir film izliyorum yada Playstation’da deli gibi Call of Duty oynuyorum : ) Genelde her sabah Umut Duygu’nun bana o gün için verdiği programı uyguluyorum. Bu ağırlık, plyometric ve koşu gibi antremanlar olabiliyor. Umut bana her sabah kendimi nasıl hissettiğimi sorar, eğer ters bişeyler yoksa programımıza devam ederiz. Ama farklı durumlarda Umut hoca program değişikliğine gidebiliyor, mesela bacaklarım çok ağrıyosa o gün bacaklarımı çok zorlayacak antremanlar yapmıyoruz. Bir atlet her zaman vücudunu ve antrenörünü dinlemeli, vücudumuz bize bu sinyalleri boşuna vermiyor.

- WFC gibi bir organizasyona dahil olarak, bu endüstride dünya çapında geçer akçe olan bir kanal yakalamış oldun. Hem de ilk maçında flaş bir galibiyetle dikkatleri üzerine çektin. Bize WFC'ye nası dahil olduğunu ve WFC 12'deki ilk tecrübeni anlatır mısın?
 
Ertan Balaban: Evet şu anda WFC dünya çapında saygı gören nadir organizasyonlardan birisi. Aslında yıllardır bunun için antreman yaptım ve kendimi geliştirdim ama doğru zaman bu seneymiş diye düşünoyorum. Bildiğin kadarıyla çok ağır bir ameliyat geçirdim ve toparlamam neredeyse bir seneyi buldu. WFC’nin başkanı Zlatko Mahic bir gün bu turnuvayı İstanbul’da da yapmak istediğini düşünüp buraya gelmeyi planlayıp, benle irtibata geçti ve dövüşüp dövüşmek istemediğimi sordu. Ben aslında sanki böle bir şeyin geleceğini hissedermişçesine aylar öncesinden fizik tedaviye ve güç idmanlarıma başlamıştım. Onun üzerine yeterli dövüş idmanını ekleyip eksiklerimi kapattım, tek dezavantajım uzun süredir ringi çıplak ayağımda hissetmememdi fakat çok istekliydim kazanmak için. Çok zor zamanlar atlattım bu sakatlık döneminde. Bence her sporcu geri dönmek ve kalıcı olmamak şartıyla sakatlanmalı, çünkü oturup düşünme şansın oluyor ve ne yapmak istediğini ya da hedeflerini daha iyi düşenebiliyorsun bu zamanda.
WFC 12’de dövüşmek için Slovenya’ya uçtuğumda bu ülkede dövüşün çok sevildiğini ve çok kaliteli ortamlarda yapılıp insanların bu spora ve sporculara saygı duyduğunu gördüm. Tabi İstanbul’da da birgün belki böyle olur diye hayaller kurmaya başladım… Maçımdan önce uzun süre dövüşmemiş olmamama rağmen çok heyecanlı değildim çünkü ev ödevimi çok iyi yapmıştım. Yanımda Burak Değer Biçer ve Umut Duygu gibi iki tane güçlü karakter ve antrenör olunca kendimi orda gerçekten güçlü hissettim. Maçı 50 saniyede kazandık ve bundan daha önemlisi oraya gittiğimiz günden döndüğümüz güne haraketlerimiz ve duruşumuzla ülkemizi ve takımımızı çok iyi temsil ettiğimizi düşünüyorum. Böyle bir seyehatten döndüğün zaman senin bunu başarmak için geçtiğin yolu bilen insanların senle gurur duyması, bu aylarca çektiğin çilelerin resmen bir tesselisi…

- WFC 12'deki rakibin Jetmir, hatrı sayılır bir MMA tecrübesi olan, Avrupa şampiyonu bir kickboksçuydu. Üstün yer oyununla bu galibiyeti olduğundan çok daha kolay gibi gösterdin. Peki, bu seferki rakibin ve bu seferki oyun planın hakkında ne söyleyebilirsin? Yine büyük oranda bir yer oyununa mı çevirmek istiyorsun maçı? Ayakta dövüşmek zorunda kalırsan nasıl bir taktik izleyeceksin?
Ertan Balaban: Bunu onunla dövüştüğüm için sölemiyorum ama Jetmir Emruli gerçekten çok istenilen bir rakip türü değil çünkü çok teknik olmasada çok sert ve devamlı ileri geliyor. Dürüst söylemek gerekirse maçı ilk dakikada yere almamın sebebi de tekmelerinin biraz sert olmasıydı. Antreman döneminde herkesten saklasam da kaburgam kırılmıştı ve üzerine darbe alarak riske girmek istemedim. Maçı onun zayıf olduğu yere aldım.
Bu sefer dövüşeceğim rakibim bence ayakta Jetmir kadar tehlikeli değil ama çok fazla nakavtı var ve genel olarak MMA’de tecrübeli bir isim. Yer dövüşü bilgisi daha fazla ama bence benimle yerde dövüşmek istemeyecektir diye düşünüyorum. Şu anda onunla ayakta daha iyi dövüşebilmek için Hollanda’ya, çok özel bir adamı ziyarete geldim. Bahsettiğim adam Lucien Carbin, kendisi Amsterdamda’da çok şampiyonlar yetiştirmiş, dünyanın en iyileri arasında… Ben de kendimi ilk maça göre daha hızlı, daha güçlü ve daha tecrübeli hissediyorum. Maç nereye giderse gitsin hazır olacağım, bence düşen köşeye sıkışacak çünkü şu anda kendimi ondan hiç bir alanda eksik hissetmiyorum.

- Türkiye'de MMA ile ilgili birşeyler sormak istiyorum? Türkiye'de şu anda Corvos'tan başka 2 MMA okulu daha var bildiğim. Bu okullarla nasıl bir ilişki içerisindesin? 
Ertan Balaban: Farklı okullarla ilgili yorum yapmak istemiyorum. Bu işi profesyonel olarak olmasa da severek ve hakkıyla yapan bir iki isim ve okul var. Onun dışında kickboks camiasından saygı duyduğum ve bazen beraber çalıştığımız arkadaşlarımız var. İnşallah daha fazla akademi olur, bizim birçok rakiplerimiz olur da bu camia ve pazar büyür. Biz bir tek kaynaktan bu sporun reklamını yaparken, belki farklı farklı kaynakların birden bu sporu tanıtmaya çalışması bizimde işimize yarar. Ama yeter ki doğru tanıtsınlar ve doğru çalışsınlar…

- Türk insanının MMA ile internet dışındaki tek bağlantısı Digiturk'teki UFC yayınları... Digiturk'ten maçları izliyor musun? Burdaki anlatım hakkında ne düşünüyorsun?
Ertan Balaban: Sürekli izlemiyorum. Genelde ertesi gün bakıyorum sonuçlara ama birkaç kez denk geldim izledim tabii ki… Öncelikle MMA’in TV’de yayınlanıp yorumunun yapılması beni çok mutlu ediyor. Bu sporun Türkiye’de yaygınlaştığının ve tanınmaya başladığının bir işareti bu. Onun için onlara bu emeklerinden dolayı teşekkür ederiz. Onun dışında ufak bir iki eleştirim olabilir. Birincisi bizlerin yaptığı başarılardan ve Türk dövüşçülerden bahsettiklerini sanmıyorum kanalda… Bence birbirimize destek vermeliyiz bu konularda. Bizler sporcu, onlar yorumcu olarak… Ayrıca maçlardan bahsederken biraz daha eğitici bir anlatım olabilir. Mesela Joe Rogan ezelden beri devamlı pozisyonları ve dövüşçülerin özellikle yerde ne yapmak istediklerini anlatır… Tabii ben her hafta izlemiyorum, belki bu sölediğim şeyleri yapıyorlardır, bunlar benim izlediğim 3-4 program dahilindeki eleştiriler.
- Kurmak istediğin bir MMA takımı var. WFC ile bağlantın ve iyi ilişkilerin var. Bize bu takım projenden biraz bahseder misin?  
Ertan Balaban: Gerçekten bu sene beni en çok üzen şey 17 milyonluk İstanbuldan belki 10 tane dünya çapında MMA atleti çıkaramayacak olmamız… Beşyüzbinlik şehirlerde ne çocuklar var... Bizim gibi genç nufüsa sahip bir ülkede neden olmasın? Bunun için bir proje başlattım ve adını Takıma dahil ol” koydum. Türkiye’nin her bölgesinden yetenekli ve bu işi yapmak isteyen gençleri deniyoruz. Bunlar genelde boks, kickboks yada güreş geçmişi olan arkadaşlar… Şimdiye kadar çok iyi gidiyor. Yeni arkadaşlar takıma katıldılar. Çalışmalar böyle giderse yakında iyi bir takım kurucaz ve bize gelen teklifleri geri çevirmeyeceğiz. Dünyanın farklı yerlerinde dövüşen Türkiye’de yetişmiş MMA sporcuları göreceğiz…Şu anda en büyük hayalim bu işi profesyonel yapan bir MMA takımı kurmak, kamplar yapmak ve onlarla dünyanın farklı yerlerinde olan turnuvalara katılıp, Corvos’u dünyada daha fazla tanıtmak…

- Internet üzerinden bazı forumlarda ve sohbetlerde, CORVOS'un eleştirldiğine de rastlıyoruz. Tabi bu eleştirilerin geçerliliği tartışılır, ama yine de Corvos için 'züppe' ve 'dışlamacı' imajı çizenlere vereceğin bir cevap var mı?
Ertan Balaban: Bizi eleştiren iki türlü insan olabilir; birincisi bizi tanımayanlar, ikincisi ortamı bozduğunu düşündüğümüz insanlar. Şans verdiğimiz ama bu şansı tepmiş olan egolu, Corvos ailesine uyum sağlayamamış arkadaşlar. Bizi tanımayanlar lütfen bizle gelip konuşsunlar ya da antreman yapsınlar. Ondan sonra eleştirsinler her türlü eleştiriye açığız. Diğerleri için ise kusura bakmayın size Corvos’ta yer yok… Biz bir aileyiz ve bu ortamı bozacak herhangi bir kişilik Corvos’ta barınamaz… Bu takıma yakışan, bu aileyi benimemiş insanların mutluluğu için bunu yapmak durumundayız.

- Son olarak Corvos'un çok uzak ve ulaşımın çok güç olduğundan şikayet edenler var, bu konuda ne düşünüyorsun? Tabi artık İstanbul'da her yer birbirine uzak ama yine de Kadıköy veya Mecidiyeköy'de açılacak bir mekana ilgi çok daha yüksek olmaz mıydı?
Ertan Balaban: Can, biz bu Sporları öğrenmek için dünyanın öbür ucuna gidiyoruz. Kavacık kulağa ne kadar uzak gelse de aslında gerçekten o kadar uzak bir lokasyon değil… Kavacık’ı seçmemizdeki en büyük etken hem bulduğumuz okulun mimari özellikleri, hem de Kavacık’ın İstanbul’un orta noktası olması… Bu spor daha fazla tanındığı ve benimsendiği zaman başka şubeler açmak zorunda kalabiliriz. Bizim amacımız o zamana kadar sadece dövüşçüler değil, bu işi öğretebilecek eğitmenler de yetiştirmek…
- Sorularımızı cevaplamak için vakit ayırdığına çok sevindim. Tekrar teşekkürler ve başarılar!
Ertan Balaban: Ben de senin başarılarının devamını dilerim. Sen de kesinlikle bu spora gönül veren biri olarak elinden gelen desteği veriyosun ve bu sporun büyümesinde katkısı olan birisin Türkiye’de… Bende sana bunun için teşekkür ederim…

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Güzel röportaj her iki tarafında emeğine sağlık.

Yorum Gönder